2015 Yılı Ekim Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Yaz dönemi boyunca devam eden terör olayları geçtiğimiz Eylül ayı içinde de hız kesmedi ve gündemin birinci sırasında yer aldı. Terör örgütü PKK, saldırılarını ülkenin doğu ve güneydoğu bölgesinde sürdürürken, yaşanan bu olaylara karşılık, TSK, hava ve kara harekatlarını yoğunlaştırdı. Bölgede bulunan birçok şehir ve ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Batman’da sivil görevde polis memurlarının kullandığı araca, yapılan silahlı saldırı sonucu bir sivil polis memuru yaralanırken, bir komiser yardımcısı yaşamını yitirdi. Bu olayın ardından bir başka saldırı haberi ise Tunceli’den geldi. Terör örgütünün polis karakoluna düzenlediği silahlı saldırıda bir sivil yaralandı ve bir polis memuru da yaşamını yitirdi. Olayın yaşandığı gün Şırnak kentinde ise bir askeri personelin bindiği taksiye silahlı saldırı açıldı. Bu saldırıda ise taksi şoförü hayatını kaybetti.
PKKnın, Diyarbakır şehrinde kazmış olduğu hendekleri kapatmak için operasyon düzenleyen güvenlik güçlerine roketatarlı saldırı düzenlemesi, ülkedeki gerilimi had safhaya taşıdı. İki polisin yaşamını yitirdiği ve üç polis memurunun da yaralandığı saldırı sonucu çıkan çatışmalar, tüm kenti etkisi altına aldı. Çatışmaların boyutunun geniş çaplı olması ve sivillerin de yaşamını yitirmesi sonucu, kentin birçok ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.Şırnak’ın Cizre ilçesi ise ülkedeki en ciddi duruma tanıklık etmiş ve ilçede teröristler ile birlikte sivillerin de yaşamını yitirmesi, dünya basınında geniş çapta ses getirmiştir.

Hakkari’nin Çukurca ilçesi Dağlıca kesiminde teröristlerce askeri araç güzergahına yerleştirilen ve uzaktan kumanda ile gerçekleştirilen bombalı saldırı sonrasında çıkan çatışmada on altı askerin şehit olması neticesinde binlerce insan protesto amaçlı sokaklara döküldü. Bu durum ve ülke genelinde şiddet olaylarının artış göstermesi yine dış basının dikkatini çekti.
TSK, yapılan saldırı sonrası, altı saat süren hava operasyonu ile otuz beş kırk kadar teröristin etkisiz hale getirildiğini açıklarken, ülkedeki gergin hava varlığını sürdürmeye devam etmiştir.PKK, benzer saldırıları birkaç gün içerisinde Iğdır ve Mardin şehirlerinde gerçekleştirerek; toplamda on beş polis memurunun şehit düşmesine sebep olmuştur.
Kısa sürede bu kadar çok saldırıya maruz kalınması ve bu kadar fazla şehit verilmesi, toplumsal olayların da artışına sebebiyet vermiştir. Ülke genelinde onlarca kentte yapılan yürüyüşler, yerini birçok işyeri ve konutun kundaklanmasına, mahalle ve parti binası baskınlarına, doğu illerine sefer düzenleyen otobüs firmalarına yapılan saldırılara bırakmıştır. Durumun ciddiyeti, dış basının da dikkatini çekerken; birçok basın mensubu “Türkiye’ iç savaşa mı gidiyor?” mesajı içeren haberlere yer vermiştir.
Ülkede bu gelişmeler yaşanırken; terör, uluslararası platformda da kendini göstermiştir. 2013 yılında Kenya’nın Nairobi kentinde bir alışveriş merkezine gerçekleştirdiği silahlı saldırı ile 67 kişinin ölümüne yol açan terör örgütü El-Şebab, bu defa da şehrin başka bir alışveriş merkezine bomba düzeneği ile saldırı yapmaya çalışmış, fakat, güvenlik güçlerince fark edilen durum, can veya mal kaybı yaşanmadan önlenmiştir.
Anlaşılacağı üzere, gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta ölümcül yüzünü gösteren terörizm, zaman veya mekan ayırmadan can almaya devam etmektedir. Fakat terörizmin can veya mal kaybına yol açmaktan daha öncelikli bir amacı vardır. Bu da, kaos yaratıp toplum genelinde korku yaratmaktır.
Zorlu bir süreç geçiren ülkemizde, yaşanan olaylara sağ duyu ile yaklaşılması ve toplumsal olayların kontrolden çıkmasına sebebiyet verecek davranışlardan kaçınılması son derece önem arz etmektedir.