Güvenlik Riskini Azaltmanın Etkili Yolları

Teknolojinin hızla gelişen dünyasında, kurumların ve kişilerin güvenliğini sağlamanın en etkili yollarından bazıları, çalışanların yetenekleri ve müşteri hizmetleridir. Kurum içinde müşterilere karşı doğru davranışlarda bulunacak şekilde eğitilmiş personel, doğru teknolojiyle birleştiğinde, güvenlik riskini azaltmanın en iyi yollarından birini oluşturmaktadır.
GÖZLERİ DÖRT AÇMAK
Çalışanlar müşteriyle iletişime geçtiklerinde, bu durum iki amaca hizmet eder; Hem müşteriler kaliteli bir hizmetle karşılanırlar, hem de içlerindeki potansiyel suçlular, bireysel olarak kendileriyle ilgilenecek ve onları hemen unutmayacak olan çalışanlar tarafından karşılanacağının farkına varırlar.Kötü niyetli bir insanın isteyeceği son şey hatırlanmaktır. Bu tarz kapsamlı bir etkileşim sağlamanın en iyi yolu, her kurumun bunu temel davranış biçimi şeklinde benimsemesi ve eğitimlerle bu davranış biçiminin oturmasını sağlamasıdır. Çalışanlara, müşterilerin memnun kalacağı ve kötü niyetli kişilerin de fark edildiklerini hissedecekleri şekilde karşılama örnekleri gösterilmelidir. Örneğin, “Montunuzun rengi çok güzelmiş” cümlesi hem normal müşteriler için iltifat niteliğinde, hem de kötü niyetli insanlar için detaylı şekilde fark edildiklerini ve akılda kaldıklarını belli edecek nitelikte bir ifadedir.
ALAN KORUMASI
İç ve dış aydınlatma, temiz ve bakımlı bir bina, binanın sınırlarını belirleyen doğal veya yapay bariyerler gibi çok fazla ileri teknoloji gerektirmeyen önemli etmenler, müşteri ve bina güvenliğinin diğer bir önemli kısmını oluşturur. Bunlar, kötü niyetli kişileri caydırıcı nitelikteki basit önlemlerdir.
İLERİ TEKNOLOJİ KULLANIMI
Güvenliğin 3. katmanı, az önce bahsedilen önlemlerle birleştiğinde etkili hale gelecek olan ileri düzey teknoloji ürünü güvenlik önlemleridir. İleri teknoloji yöntemlerinden kasıt, gelişmiş gizli kamera sistemi ve ilgili yazılımlar gibi uygulamalardır. Bir iş ağına bağlı olsa da olmasa da gizli kamera sistemi hem caydırıcıdır, hem de işlenen bir suç sonrasında yetkili makamlar tarafından olay sonrası inceleme yapılmasına imkan sağlar.

Gelişmiş kameralar, grafik ve yüz tanıma özellikleri kurumun korunmasına büyük katkı sağlar. Bu teknolojiye, şifreli erişim sistemi entegre edildiği zaman, çalışanların görüntülenmesi ve giriş çıkış kontrolü gibi birçok konuda güvenliğin sağlanmasına yardımcı olur. Gizli kamera sistemi bulunmayan kurumlar bile, güvenlik ihlali meydana geldiğinde yetkili personelin cep telefonuna alarm gönderecek şekilde ayarlanmış sistemler sayesinde bu teknolojilerden faydalanabilmektedirler.
Gizli kamera sistemleri ve ilgili teknolojik uygulamaların, çalışanların müşterileri karşılama ve müşteri hizmetleri politikaları ile birleştiğinde, caydırıcılık anlamındaki etkisi yadsınamaz. Daha önceki, “Montunuzun rengi çok güzelmiş” örneğimize dönersek, potansiyel suçlumuz, karşısındaki çalışanın, üzerindeki montu ve yüzünü yakından fark ettiğinin ve daha sonra bunu hatırlayacağının ve gerektiği takdirde bunu üst makamlara söyleyeceğinin bilincindedir. Montu sonradan çıkarsa bile, kameralar mont üzerindeyken kişiyi kaydetmiş olacaklardır. Kayıtlarda yüzü tam görünmemiş olsa dahi, onu karşılayan personelin tanımlaması, tespitin yapılmasını kolaylaştıracaktır. Buradaki amaç, kişinin, suç işlemenin bu koşullarda mantıklı bir hareket olmayacağını düşünmesini sağlamaktır. Bu durumda risk, kişinin aklındaki çıkarlardan daha ağır basacaktır.

ÇALIŞAN SEÇİMİ
Güvenliğin 4. katmanı, bütçe el veriyorsa, her görev için belli personel grubu oluşturmak veya normal personelin şüpheli bir durum olması halinde gözlem ve raporlama yapmasını sağlamaktır. Müşterileri karşılama politikasının yanı sıra çalışanlar, insan, silah veya uyuşturucu kaçakçılığı gibi durumlarda şirketin gözü ve kulağı rolünde olmalıdırlar. Bu da, çalışanların iyi bir eğitim alması sonucunda gerçekleştirilebilir.

Güvenlik personelini veya güvenlik güçlerini atlatmaya çalışan kişiler gibi normal davranışlar sergilemeyen kişilere karşı dikkatli olmalıdırlar.
Emniyet birimleri ve güvenlik güçleriyle iyi ilişkilerde bulunmak da önemlidir. Yerel ve bölgesel güvenlik güçleri ile olası durumlara karşı alınacak önlemler ve devriyeler gibi konular hakkında görüşülmelidir.
Kurumlar, en az yılda 2 kez olacak şekilde, prosedür ve uygulamaların etkinliğini incelemek ve olası zayıf noktaları tespit etmek adına denetimler gerçekleştirmelidir. Güvenlik ekipmanlarının bakım ve kontrollerini düzenli şekilde gerçekleştirmek de önem arz etmektedir.

Kapsamlı ve etkili güvenlik, kurumun sınırlarında başlar ve kademe kademe devam etmesi gerekir. Teknoloji önemlidir fakat, doğru şekilde yönlendirilmiş ve eğitilmiş çalışanlar ile, doğru güvenlik politikaları olmazsa, teknoloji kullanımı tek başına etkili olmayacaktır.

Kaynak: Thomas R. McElroy http://lhimagazine.com/

İntihar Bombacısının Karakteristik Özellikleri

Her yerde işaretler vardır. Uyarılar ve bildiriler, halka, terörist saldırı gerçekleştirerek herkesin hayatını tehlikeye atabilecek şüpheli kişilere dikkat etmeleri gerektiğini hatırlatmaktadır. Bu uyarılar, şüpheli kişiler konusunda dikkatli olunması gerektiğini anlatırken, şüpheli bir insanın neye göre şüpheli sınıflandırıldığı kriterlerden bahsetmemektedir.
Neredeyse herkes en az bir kez tuhaf davranışta bulunmuştur. Tuhaf bir davranışta bulunan herkesten şüphe duyulursa, genel olarak bir paranoya içine girilebilir ve hiçbir tehdit içermesede en ufak bir normal dışı harekette bulunan herkes ihbar edilebilir. Ancak, potansiyel teröristlerle ilgili bilgi sahibi olan ve kalabalık arasında ne görmeleri, neye dikkat etmeleri gerektiğini bilen kişiler, yakındaki bir tehlikenin farkına varma, önlem alma ve durumu gerekli yerlere ihbar etme konularında diğer insanlardan bir adım önde olacaktır. İntihar bombacıları her kültürden veya milliyetten olabilir.Sadece belli bir etnik köken veya milliyet ile sınırlamak yanlıştır.
Genel Özellikler
Amerika gibi bazı ülkeler intihar bombacılarının tek bir ortak özelliği olmadığını söylerken, 1993’ten bu yana, 242’si 2000 senesinden sonra gerçekleşen 300 kadar intihar saldırısıyla karşılaşan İsrail ise intihar bombacılarının bazı genel profil ve karakteristik özellikleri olduğunu söylemektedir. Bunlar;
 İntihar bombacılarının %32’si en az lise mezunu ve %25’ten fazlasının lise sonrası eğitim geçmişi var.
 İntihar bombacıları aylar boyunca beyinlerini yıkayan eğitimler alıyorlar.
 İntihar bombacılarının çoğunluğu bekar. Bazılarının eşleri ve çocukları var.
 İntihar bombacılarının çoğunluğu 17-23 yaş arası erkeklerden oluşurken, kadınlar, çocuklar ve yaşlı erkekler de intihar saldırıları gerçekleştirmişlerdir.

Bir kadın tarafından yapılan ilk intihar saldırısı 2002 yılında Wafa İdris isimli 27 yaşında dul ve sağlık görevlisi olarak çalışan bir kadın tarafından gerçekleştirilmiştir. Daha yakın bir tarihte, Reem Raiyshi isimli 22 yaşında ve iki çocuk annesi bir kadın, İsrail ve Gazze sınırında intihar saldırısı gerçekleştirmiştir. Çeçen örgütler tarafından gerçekleştirilen saldırıların çoğunun kadınlar tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. Çeçen kadınların dini ideolojiler yerine, Rusya ile olan çatışmalarda kaybettikleri akrabaları ya da arkadaşlarının öcünü alabilmek için bu saldırıları gerçekleştirdikleri düşünülmektedir. İntihar bombacılarının yaklaşık %15’i 24-48 yaşları arasındadır. Fakat sayısı tam olarak bilinmese de çocuklar ve yaşlı kişiler tarafından gerçekleştirilen intihar saldırıları da bulunmaktadır.

Genel Tutum-Davranış
İntihar bombacılarının genel davranışları şu şekilde belirtilmiştir;
 Gergin ya da dalgın görünebilirler veya boş bakabilirler.
 Konsantre olmuş ve odaklanmışlardır. Sözlü veya başka bir yolla bir iletişim kurulmaya çalışıldığında yanıt veremeyebilirler.
 Kalabalığın içine karışmaya çalışırlar. Diğer insanlarla karşılaştırıldığında bulundukları ortama uymayan garip hareketlerde bulunabilirler.
 Yetkili kişilerin dikkatini çekmekten kaçınırlar. Eğer etrafta bir güvenlik görevlisi varsa, ona görünmemeye çalışırlar.
 İçlerinden dua okuyor ve bunu yaparken dudaklarını oynatıyor olabilirler. Ancak bu tip davranışlar kulaklıkla telefonda konuşan kişilerin davranışlarıyla karıştırılabilir. Aradaki farka dikkat etmek gerekir.
 Saldırgan bir olayın sonrasını, ilerisini düşünmeden hareket eder. Örneğin, tek yön bilet alabilir ya da yaptığı bir alışverişte para üstünü almayabilir.

Kalabalığı veya etraftaki engelleri aşarak belli bir nesneye veya hedefe doğru yürür. Hedef, görüş mesafesi içindeyse, fazlaca konsantre olmuş ve odaklanmış şekilde doğruca hedefe doğru yürürler.
 Alt gövdenin rahat hareket edememesi bedenin üst kısmının dimdik olmasına sebep olabilir. Bunun sebebi de vücuda bağlanan patlayıcı mekanizmadır. Fakat bomba sırt çantasına yerleştirildiyse vücudun duruşunda bir gariplik olmayabilir.
 Normal ve sıradan görünebilmek için sakalları veya saçları yeni kesilmiş olabilirler. Yeni traş edilmiş deride güneşe direk maruz kalmadığı için bariz şekilde cilt tonu farklılıkları olur.
 Cennete gideceğini düşünen eylemci daha güzel kokarak gitmeyi istediği için, yoğun şekilde parfüm kokuyor olabilir.
Genel Görünüm
Saldırganın görünümü ve kıyafetleri muhtemel bir saldırının haberini verebilir. Aşağıda belirtilen şekilde giyinen kişilere dikkat edilmelidir;
 Mevsime uymayan kıyafetler giyen kişiler. Mesela sıcak bir havada kalın mont giyen biri.
 Vücuduna göre fazla bol kıyafetler giymiş kişiler. İntihar bombacıları üzerlerindeki patlayıcıları saklamak için bol kıyafetler giymeyi tercih ederler.
 Saldırgan sırt çantası, çanta veya bavul taşıyor olabilir.
 Tetikleyici buton genelde yumruk içinde saklanır. Zamanlayıcı, telsiz, cep telefonu veya bubi tuzağı mekanizması gibi alternatif tetikleme yöntemleri de kullanabilirler. Saldırganın yakalandığı, öldürüldüğü ya da vazgeçtiği durumlarda suç ortağı olan başka birisi de bombayı uzaktan patlatabilir.
 Aşırı kilolu görünüm. Çoğu bombanın etrafına, patladığında tahribat etkisinin yükselmesi için şarapnel parçaları, çivi, vida, bilye gibi ufak metal parçalar yerleştirilir. Bunlar da patlayıcının boyutunu büyütür. Kilolu bir vücudu fakat zayıf bir kafası olan kişilere dikkat edilmelidir.

Canlı bomba saldırılarında, saldırıyı düzenleyen teröristin kılık-kıyafet ya da hal ve hareketlerinden tespit edilmesi daha mümkün olabilir. Fakat araçla düzenlenen bombalı saldırılarda bu tespit daha da güç bir hal almaktadır. Her ne kadar güç olursa olsun, hayati öneme sahip dikkat edilmesi gereken noktalar şu şekilde sıralanabilir;
 Aracın olağandışı bir şekilde yere yakın olması
 Bu durum, aracın içerisinde ağır yük oluşturacak bir patlayıcıya işaret edebilir.
 Aracın camlarının aşırı derecede karartılmış olması
 Bu durum, aracın içerisinde bulunan patlayıcının görünmesini engellenme amacına işaret edebilir.
 Aracın çevresine olağandışı / garip bir koku yayması
 Bu durum, direkt olarak araç içerisinde bulunan bir patlayıcıya işaret edebilir.
Bir saldırgandan şüphelenildiğinde ya da tespit edildiğinde, hemen müdahale edilmemeli, etraf mümkün olduğunca boşaltılmalı ve kolluk kuvvetlerinden yardım istenmelidir. Eğer tahliye imkanı yoksa sağlam bir duvarın veya bariyerin arkasına saklanıp tehlikenin geçmesi beklenmelidir. Çünkü intihar bombacısı yakalansa ve etkisiz hale getirilse bile uzaktan bombayı patlatıp görevi tamamlayacak başka kişiler de olabilir.
Son zamanlarda halk, terör saldırısı riskine daha fazla maruz kalmaktadır. Teröristler hedef olarak, bombayı patlattıktan sonra ölü sayısının fazla olacağı, kalabalık yerleri seçmektedirler. Vatandaşlardan beklenilen, dikkatlerini üst düzeyde tutmaları ve şüphelendikleri durum ve kişileri olası saldırıların engellenmesi adına bildirmeleridir. Bireyler olarak bilinçlendikçe, kötü niyetli kişi ve olayların tespit edilip engellenmesi konusunda kolluk kuvvetlerine yardımcı olabiliriz.

2016 Yılı Nisan Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Ankara ve İstanbul’da yaşanan terör olayları, gerek ülke genelinde gerekse uluslararası alanda büyük bir yankı yaratırken, toplum genelinde de müthiş derecede bir güvenlik krizi yarattı.
Mart ayında gündeme etki eden ilk terör olayı, İstanbul’da yaşandı. DHKP-C örgütünün, Bayrampaşa’da bulunan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne el bombaları ve otomatik silahlarla düzenlediği saldırı ile ilgili tek sevindirici nokta herhangi bir can kaybının yaşanmamış olmasıdır. Ankara’da ise, Şubat ayında yaşanan bombalı araç saldırısının benzeri bir saldırı daha yaşandı. 36 kişinin yaşamını yitirdiği ve 120’den fazla kişinin yaralandığı bu saldırıyı TAK terör örgütü üstlenmiştir. Başkentin en yoğun bölgesinde seyir halinde bulunan bir aracın infilak ettirilmesi yoluyla gerçekleştirilen saldırı, intihar saldırılarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Bir önceki saldırının da aynı şekilde düzenlendiği göz önüne alındığında, bundan sonraki günlük yaşantımızda bu tür saldırılara karşı da dikkatli olunması gerekmektedir.

Ankara saldırısından bir hafta sonra, İstanbul’un gerek iş, gerekse eğlence bakımından kalbi olarak kabul gören Beyoğlu semtinde düzenlenen intihar saldırısı, ülkede yaşanan terörü doruk noktasına çıkardı. IŞİD örgütü tarafından düzenlenen saldırı, yaşamını yitiren 4 kişinin turist olmasının da etkisiyle, dünya genelinde de ses getirdi.Ocak ayında Sultanahmet Meydanı’nda yine IŞİD örgütünün düzenlediği saldırının ardından bu saldırının gerçekleşmesi, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda İstanbul şehrinin güvenlik seviyesi ile ilgili spekülasyonlar yaratılmasına sebep oldu. Saldırının ardından sosyal medyada dolaşan güvenlik tehdidi içerikli mesajlar dolayısıyla İstanbul nüfusunun büyük bir çoğunluğunun hafta sonu evden dışarı çıkmamayı tercih ettiği görüldü.

Terörün etkisi Mart ayında yalnızca yerel değil küresel boyutta da büyük bir ivme ile devam etti. Afrika, Asya, Avrupa ve Orta Doğu’da yaşanan olaylar, terörün zaman ya da mekan ayrımı yapmadığını bir kez daha kanıtladı.

Fildişi Sahilleri’ nin Abidjan kentindeki turizm bölgesi Grand Bassam’da bulunan üç farklı otelin sahil kısmına yapılan silahlı saldırılar sonucu ikisi asker olmak üzere toplamda 16 kişi yaşamını yitirdi. El Kaide bağlantılı lokal bir terör örgütünün üstlendiği saldırıda, saldırıyı düzenleyen 6 terörist güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildi.

Geçtiğimiz ay gerçekleşen bir diğer önemli olay ise,Brüksel’de havalimanına ardı adına düzenlenen iki canlı bomba saldırısı oldu. Saldırıdan kısa bir süre sonra başkentin merkezinde bulunan metro istasyonunda düzenlenen 2.intihar saldırısı şehirde kaos yaşanmasına sebep olmuştur. 31 kişinin yaşamını yitirdiği, 300’e yakın kişinin de yaralandığı saldırıyı IŞİD üstlenmiştir. IŞİD örgütünün medyaya yansıyan ve dünya genelinde ses getiren en son saldırısı ise, Irak’ta düzenlenen yerel bir futbol maçının kupa töreni sırasında gerçekleştirdikleri intihar saldırısı oldu. Saldırıda, çoğunluğu genç sporcu ve taraftarlardan oluşan 65 kişinin yaşamını yitirdiği ve 60’tan fazla kişinin de yaralandığı belirtilmiştir. Geçtiğimiz ay bir diğer canlı bomba saldırısı ise Pakistan’ın Lahor kentinde gerçekleşti. Paskalya dolayısı ile kutlamaların yer aldığı bir lunaparkta düzenlenen intihar saldırısı sonucu 29’u çocuk ve çoğunluğu kadından oluşan en az 72 kişi yaşamını yitirmiş 340 kişi de yaralanmıştır. Hristiyan dinine mensup kişilerin kutlama yaptığı lunaparkın bilinçli olarak hedef alındığı iddialarının bulunduğu saldırıyı, Taliban örgütüne bağlı Cemaat-ul Ahrar grubu üstlenmiştir.

Terörün dil, din, cinsiyet ya da yaş ayrımı yapmadan etkisini arttırdığı şu günlerde, kişisel güvenliğimizi korumak birinci öncelik haline gelmiştir. Özellikle canlı bomba saldırılarında maalesef büyük bir artış görülmüştür. Bu bağlamda, canlı bomba profilinin tespit edilmesinde, kendiniz ve çevrenizdeki insanların hayatlarını kurtarmanızda önemli rol oynayabileceğini düşündüğümüz bazı önemli bilgileri bu ayki bültenimizde paylaşmak istedik.

Bina ve Tesis Güvenliğinde Yapılmaması Gereken 7 Önemli Hata

İş dünyasında, bina ve tesis güvenliğini sağlamak, bina sakinlerinin ve bu sakinlerin sahip olduğu mülkiyetin korunması açısından büyük bir öneme sahiptir. Dolayısıyla,sıfır hata için aksiyon almak da kritik bir önem yaratmaktadır. Ne yazık ki unutulan veya pratikte uygulanmayan bazı güvenlik unsurları, operasyonel anlamda büyük zayiatların yaşanmasına yol açabiliyor. Hal böyle olunca; “Yetersiz güvenlik ile sıfır güvenlik arasında hiçbir fark yoktur.” yorumunu yapmak, çarpıcı bir şekilde doğruluk payına sahip oluyor. İcra ettiğiniz güvenlik operasyonlarında aşağıda belirteceğimiz genel hatalardan uzak durmanız bu anlamda önemli bir başlangıç olacaktır.

Tanıtım/Kimlik Kartı Kontrolünde Uygulama Hataları
Güvenlik sağlanan tesisin, ticari bir iş merkezi ya da ikamet edilen bir konut sitesi olması kimlik kartı kontrolünde hiçbir fark yaratmaz. Güvenlik uygulaması bulunan tüm giriş-çıkış noktalarında personel tanıtım kartı ya da geçiş kartı kontrolünün gerektiği gibi yapılması, icra edilen güvenliğin temelini oluşturur. Dolayısıyla, bu uygulamada gösterilecek en ufak bir iltimas, genel anlamda tüm güvenliği olumsuz yönde etkileyecektir. Özellikle iş merkezlerinde, yüksek mevkii de bulunan yöneticilere karşı tanınan esneklik, uygulamanın bütünlüğüne zarar verdiğinden dolayı, bu noktada göstereceğiniz kararlılık son derece büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle, kart kontrolünü statü bazlı ayrımcılık yapmadan eksiksiz bir şekilde uygulamanız, yetersiz güvenlik yapmamanız adına, vazgeçilmez bir prosedürdür.

Giriş-Çıkış Noktalarının Tamamının Kontrol Altında Olmaması
Güvenlik uygulamalarında en sık karşılaşılan hatalardan bir diğeri de giriş-çıkış noktalarının tamamına hakim olmamaktır. Tasarımları itibari ile binaların birden fazla giriş-çıkış noktası olduğu göz önüne alındığında, her bir noktanın aynı ciddiyetle güvenlik uygulamasına sahip olması gerekmektedir. Fakat birçok tesiste özellikle acil çıkış noktaları gibi bölgelerde başarısızlıklar yaşanabiliyor. Bu durum da büyük bir güvenlik riskini beraberinde getiriyor. Her bir noktanın gerekli güvenlik önlemleri ile desteklenmesi ve kamera sistemleri ile donatılması, icra ettiğiniz güvenliği daha etkin bir hale getirecektir.

Güvenlik Yerine Görünüme Odaklanmak
İş dünyasında düzgün bir çevrede inşa edilmiş göz alıcı bir binada çalışmak istemek gayet normal bir durumdur. Fakat estetik aşkını, hiçbir zaman güvenliğin önüne geçirmemeniz gerekmektedir. Her ne kadar estetik açıdan hoş bir görüntü çizmese de binanın önemli noktalarına güvenlik kameraları ya da kontrol amaçlı geçiş turnikeleri yerleştirmeniz gerekebilir. Bu durumda görüntüye önem verip güvenlik uygulamalarından feragat etmeniz kesinlikle ciddi sonuçlar doğurabilir. Unutulmamalıdır ki, kamera sistemleri gibi güvenlik donanımları, gözlemleme fonksiyonu dışında caydırıcı bir role sahip olmak ile birlikte, kriminal davranışların tespit edilmesine de yardımcı olmaktadır.

Anlaşılmayan Güvenlik Sistemlerinin Kullanımı
Sürdürülebilir bir güvenlik için sorunsuz bir şekilde işleyen bir güvenlik sistemine ihtiyacınız vardır. Sorunsuz bir güvenlik sistemi de mali açıdan büyük bir yatırım gerektirmektedir. Bu denli yüksek bir yatırıma rağmen personeliniz sistemin nasıl işlediğini kavrayamıyorsa; sistem yeterince kullanılmayacak ve yatırımınızın size dönüşü ne yazık ki beklediğiniz kadar olumlu olmayacaktır. Personelinizin sistem hakkında kapsamlı bir eğitim sürecinden geçmesi, sahip olduğunuz güvenlik teknolojisinden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlayacaktır. Bu sayede korumakla yükümlü olduğunuz tesisi de güvenli tutabileceksiniz.

Önemli Bölgelerin Korunamaması
Yazımızın başında bina ve tesis güvenliğinin ne denli önemli olduğundan bahsettik. Fakat bina içerisinde de en az bu kadar öneme sahip bölgeler bulunmaktadır. Önemli belgelerin ve bilgilerin muhafaza edildiği sistem sunucularının bulunduğu odalar da ekstra güvenlik önlemleri ile korunmalıdır. Maalesef bu konuda birçok kurum gerekli hassasiyeti göstermeyerek, gizli bilgilerin güvenliğini riske etmektedir. Bu tür bölgelerin güvenliği biyometrik güvenlik sistemleri kullanılarak sağlıklı ve caydırıcı bir şekilde sağlanabilir.

Gereğinden Fazla Güvenlik Önlemleri
Evet, eğer kamera ve güvenlik sistemleri alanında uzman kişilerin görüşüne başvurursanız; bu kişiler size bazı kurumların çok fazla güvenlik önlemi kullandığından bahsedecektir. Peki, bu durum nasıl kaçınmanız gereken bir hataya dönüşüyor? Bu sistemlerin birçoğu yüksek maliyete sahiptir ve maalesef bu sistemlerin hepsine sahip olmanız paranızın karşılığını alacağınız anlamına gelmez. Hatta bu duruma para kaybı olarak bakılabilir. Bu nedenle, bu denli öneme sahip sistemlerin kurulumundan önce gereksiz kullanımdan kaçınmak adına, profesyonel bir yardım almak son derece önemlidir.
Güvenlik sistemleri, mülkünüzü güvenli tutmak ve ofisinizin sürekli hırsızlık olaylarına maruz kalmasını önlemek adına bir bariyer olabilir. Ancak doğru kurguyu yapmak ve en efektif sistemi oluşturmak gerekmektedir. Bunu başarmanın en iyi yollarından biri de bahsettiğimiz bu hatalardan kaçınmanız olacaktır.

Kaynak:Jonathan Rowntree /www.securitymagazine.com

Bombalı Saldırı Anında Yapılacaklar

Aşağıda bahsedeceğimiz hususlar, tavsiye niteliğinde olup konuyla ilgili uzmanların analizleri,görüşleri ve bir patlama ile ilgili temel bilimsel verilerden derlenmiştir.

Saldırının gerçekleştiği esnada ne kadar zor olursa olsun sakin kalmanız, belki de sizi hayatta tutacak en önemli unsur. Unutmayın! Saldırı anında size yardımcı olacak tek kişi sizsiniz. Eğer çevrenizde devrilen ya da çöken bir yapı varsa; sağlam bir masa ya da bir obje bularak kendinizi koruma altına alın. Pencerelerden ya da üzerinde ayna veya cam dekor bulunduran mobilyalardan uzak durun.
İntihar saldırılarında, patlamanın etkisi çiçek buketi şeklinde genişleyen bir şok dalgası yaratmaktadır. Bu nedenle patlamanın gerçekleştiği anda, vücudunuzu etrafa saçılan şarapnel parçalarından korumak adına yere yatarak korunmanız son derece hayati bir öneme sahip olabilir.
Ağzınızı sürekli açık tutun ve sık aralıklarla kısa kısa nefes alın. Şaşırtıcı olsa da, patlamanın en ölümcül tarafı ısı ya da şarapnel parçaları değil, patlamadan ortaya çıkan şok dalgasının yarattığı aşırı basınçtır. Şok dalgası sesten hızlı bir süratte dolaştığından dolayı; akciğer, böbrek ve bağırsak gibi vücudumuzun hava ile dolu organlarını ölümcül şekilde etkilemektedir. Bu etkileşim ani şekilde iç kanamaya yol açmaktadır.

Yukarıda bahsettiğimiz nefes alma tekniği bu durumun önüne geçmek için son derece etkili bir yöntemdir.
Eğer saldırıdan dolayı moloz yığını altında kaldıysanız; ağzınızı bir kıyafet ya da mendille kapatın. Kurtarma ekiplerinin sizi duyabilmesi için boru ya da duvarlara vurarak iletişim kurmaya çalışın. Başka bir seçeneğiniz olmadığı sürece kesinlikle bağırmayın. Çünkü bağırdığınız an büyük miktarda tozu içinize çekeceksiniz ve bu durumda hali hazırda zor olan nefes alışınızı daha da zor duruma sokacaktır.
Saldırı sonrasında herhangi bir yaralanmaya maruz kalmadıysanız, tehlikenin geçtiğine emin olana kadar güvenli olduğunu düşündüğünüz yerden çıkmayın. Ayrıca geçmişte yaşanan birçok bombalı saldırıda; ilk patlamanın insanları aksi yöne yönlendirmek için kullanılan ses bombasından kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. Bunun nedeni aksi yönde kargaşa ve daha çok kalabalık yaratarak asıl bombayı patlatıp daha çok can kaybına yol açmaktır.Bu nedenle bulunduğunuz bölgeden uzaklaşırken; kalabalık alanlardan, sahipsiz araç veya kamyonetlerden, hasar görmüş binalardan ve toplu taşımadan kesinlikle uzak durmalısınız.
Ne yazık ki bombalı saldırılar, ülkemizin hem batı hem de doğu bölgelerinde her geçen gün günlük hayatın bir parçası haline gelmekte. Bu basit ve genel adımları uygulamanın, size hayati anlamda yardımı dokunacaktır.
Ve umarız ki bu adımların hiç birini uygulamak zorunda kalmazsınız.