Daha Etkili Güvenlik Kontrol Noktası

Birçok kişiye göre; “geçiş kontrol sistemleri” ifadesi kart okuyuculardan gelen “bip” sesi, kırmızı ışıkların yeşile dönmesi, kilitli kapı ya da turnikelerin açılmasından ibarettir. Oysa ki, “geçiş kontrolü” güvenlik personelinin en önemli görevlerinden biridir. Temel prensip, sınırlandırılmış ya da kontrollü bölgeye yetkisiz kişilerin geçişini kontrol etmektir. Her ne kadar teknolojik sistemler ile desteklense de,geçiş kontrolünde insan faktörü göz ardı edilemez.Bu nedenle güvenlik personelinin yetkinliği hayati önem arz etmektedir.Bu yetkinliği sağlamanın da en doğru yolu, personelin düzenli olarak bu konuda eğitilmesi ve bilgilendirilmesidir.
Geçiş kontrolünün dinamikleri düşünüldüğünde,genel olarak, güvenlik görevlisi ve/ya resepsiyon görevlisi ile ziyaretçi arasında gerçekleşen soru-cevap şeklinde geçen bir konuşma,kimlik,randevu teyidi ve ziyaretçi listelerinin kontrolü gibi sözlü ve görsel bir etkileşim resmedilir.Bu süreç,kontrol bölgesinin girişinde ve görevli ile ziyaretçi arasında yakın mesafeden uygulanan bir işlem olarak algılanmaktadır. Her ne kadar bu süreç geçiş kontrolünün en kritik kısmını oluştursa da, aslında sadece en son kısmıdır.

kontrolünün aşamaları çok detaylı değerlendirilmelidir.Özellikle,geçiş kontrolünün ne zaman ve hangi aşamada başlaması gerektiği önemli bir husustur.Ziyaretçinin risk değerlendirmesi, kontrol noktasına başvurduğunda değil, kişinin ilk göründüğü andan ve mesafeden itibaren yapılmaya başlanmalıdır.Bu sayede güvenlik personeli aksiyon almak için son derece değerli bir zaman ve mesafeye sahip olacaktır.Bu bağlamda da, kontrol noktasının konumuna göre, güvenlik görevlisi ve resepsiyon görevlisinin en geniş açıya sahip olabilecek şekilde konuşlandırılması önem arz etmektedir.
Güvenlik görevlisinin, kontrollü geçiş noktasına doğru yaklaşan kişiyi ilk görüş anından itibaren, gözlemlemesi gereken iki önemli görsel faktör bulunmaktadır. Bu faktörler; kişinin giysilerinin, taşıdığı çanta veya eşyaların oluşturduğu dış görünüş ile kişinin hareket ve davranışlarının, çevre ile olan etkileşiminin ve tutumunun oluşturduğu beden dilidir.

Elbette,herhangi bir durum hakkında şüpheli durum tespiti yapmadan önce beden dili ve dış görünüşün, bulunulan ortamın içeriğine göre değerlendirilmesi gerekliliği göz ardı edilmemelidir.Keza,gündüz vakti belli bir ortamda şüpheli görünen bir durum, gece vakti başka bir ortamda normal görünebilir.
Ziyaretçi ile görevli arasındaki mesafe azaldıkça; yapılan değerlendirme daha net ve detaylı bir hal alacaktır. Ziyaretçinin ilk görüldüğü esnada güvenlik görevlisinin belirtilen faktörleri ele alarak değerlendirmeye başlaması, kişi yaklaştıkça dikkat edilecek küçük ayrıntılardaki mevcut diğer şüpheli durumların tespit edilmesinde büyük bir rol oynayacaktır. Giysi ceplerinde bulunan aşırı boyuttaki şişkinlikler, çantaların aranması durumunda içerikleri, kimlik kartının görüntüsü ya da kişinin terlemesi,hızlı nefes alması,kızarması gibi gerginlik belirtileri olarak örnekleyebileceğimiz,yalnızca kısa mesafeden incelendiğinde tespit edilebilecek durumlar, dış görünüş ve beden dili değerlendirmesi ile bir bütün halinde incelenmesi gereken bulgulardır. Dış görünüş ve beden dili faktörlerini çerçeve olarak ele aldığımızda, diğer küçük ayrıntılar çerçevenin içini dolduran resim olarak değerlendirilebilir.

Herhangi şüpheli bir durumun ya da nesnenin tespitinde, güvenlik görevlisinin temelde iki soru aklına gelmelidir; “Kişiyle ilgili tespit edilen bu durum ne anlama geliyor,neden bu şekilde davranıyor ya da tespit edilen bu nesneyi ne amaçla taşıyor?” ve “Kişinin bu durumu ile ilgili motivasyonu ne olabilir?”.

Güvenlik personeli tespit ettiği ve gördüğü her şey hakkında soru sormalıdır. Tüm cevapları alamayabilir belki ancak yine de her bir ayrıntı ziyaretçi hakkında bir fikir sahibi olmasına ve durumu anlamlandırmasına yardımcı olacaktır. Bu nedenle görevli ne kadar çok şey görür ve kendisine o kadar çok soru sorarsa daha geniş bir değerlendirme yapma imkanı olacaktır.Bu sayede olan biten ile ilgili daha sağlıklı ve daha net bir çıkarım yaparak, bölgeyi güvenli halde tutmak adına gerekli aksiyonu da alabilecektir.
Kişiye soru sorarken her zaman günlük genel sorularla başlanmalıdır; “Nasılsınız?”, “Size nasıl yardımcı olabilirim” gibi.Cevaplara uygun olarak ve karşı tarafı rahatsız etmeden daha detaylı sorulara geçilmelidir.Aynı zamanda kimlik kontrolü gerektiren durumlarda ise güvenlik görevlilerinin dikkat etmesi gereken birçok faktör vardır.Bu noktada kimlik kartlarının özelliklerine hakim olmak ve doğru karşılaştırmayı yapabilmek adına kişiye odaklanmak önem arz etmedir.Kimlik kartında veya kişiyle eşleşmesinde sorun olduğu düşünülüyorsa bazı sorgulama teknikleri kullanılması gerekecektir.Bu sorgulamanın ve kimlik doğrulamasının yapılabilmesi adına, güvenlik görevlilerinin mutlaka Kimlik Kartı Kontrolü, Resmi Belgelerde Sahtecilik,Şüpheli Davranış Analizi ve Güvenlik Mülakatı gibi ilgili eğitimleri almaları ve düzenli aralıklarla da bu eğitimlerinin pekiştirilmesinin sağlanması önerilmektedir.

Kaynak: Security Magazine,Ami Toben