Bina ve Tesis Güvenliğinde Akılcı Olmak

Mali’nin başkenti Bamako’da yaşanan otel saldırısı, tüm dünyada ses getirirken başta oteller olmak üzere tüm bina ve tesislerin güvenliği ile ilgili mevcut uygulamaların etkinliğinin sorgulanmasına sebep oldu. Ancak, herhangi bir güvenlik görevlisinin, diplomatik plakaya sahip bir araçla gerçekleştirilen saldırıyı engellemesini ya da saldırganları etkisiz hale getirmesini beklemek makul ve gerçekçi olmaz. O halde daha iyi güvenlik sağlamak adına otelleri,bina ve tesisleri bir nevi “kaleler” haline mi getirmeliyiz? Tabii ki hayır. Bu tür saldırı olaylarının gerçekleşme riskini ve yarattığı hasar ve zayiatı azaltmamızı sağlayacak uygulamalar bulunmaktadır.
Bu yazımızda, tüm sektör yöneticilerinin göz önünde bulundurmaları gereken iki önemli güvenlik konseptinden -Tespit Etme, Önleme ve Kontrol Altına Alma- bahsedeceğiz.
Bina ve Tesis Güvenliğinde Katmanların Önemi
Çeşitli katmanlardan oluşan bir güvenlik uygulaması, icra edildiği tesis ne olursa olsun etkinlik açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu katmanları mülk sınırı, dış çevre, iç çevre, tesisin dış kısmı ve iç kısmı olarak sınıflandırmak mümkün. Bu katmanların her biri, birçok tehdit ve risk ile karşı karşıya kalabilir. Fakat zekice tasarlanmış bir güvenlik programı, tüm bu katmanları proaktif bir şekilde gözeterek, muhtemel tehditleri ortadan kaldırmanıza ve çalışanlar ile birlikte misafirlerinizin de güvenliğini sağlamanıza yardımcı olacaktır.
Mülk sınırı olarak adlandırdığımız en dış katman, güvenliğin istihbarat toplama noktası olarak kullanıldığında tesisinizi koruyan bir şemsiye olarak düşünülebilir. İdeal bir dünyada bu şemsiye, dışarıdan gelecek tehditleri önceden tespit edip saldırganları aksiyon almadan etkisiz hale getirmenize yardımcı olacaktır. Ancak ne yazık ki ideal bir dünyada yaşamıyoruz ve mülk sınırı güvenliği çoğunlukla ihmal ediliyor. Teknolojik gözetim yolu ile tespit uygulaması bu ihmalkârlığı ortadan kaldırmak adına iyi bir başlangıç olabilir.

Mülk Sınırında Gözetim ve Tespit
Mülk sınırı çevresinde karşılaşılan en temel tehdit, saldırganların tesis hakkında bilgi toplama amacıyla yaptıkları gözetim olarak karşımıza çıkıyor.Terorist saldırıların sonrasında yapılan incelemeler, saldırılar gerçekleştirilmeden önce teroristlerin hedef hakkında istihbarat topladığını kanıtlıyor. Saldırganların gözetim yapmalarındaki temel amaç, hedef hakkında bilgi toplayarak hedefin güçlü ve zayıf yanlarını analiz etmektir. Bu sayede, saldırılarını kendileri için kolay ve başarılı hale getirecek yöntemi belirlemektedirler. Bir otelin karşısında, araç içerisinde bekleyen ve otelin fotoğraflarını çeken kişi veya kişiler sizce ne yapıyor olabilir? Peki ya bina çevresinde turlayan ve giriş noktaları ile güvenlik kameraları hakkında notlar tutan bir kişi? Güvenlik katmanının bu noktası, potansiyel bir atağı durdurmanız için en ideal aşama olacaktır.
Saldırganların ataklarını dağın tepesinden yuvarlanmaya başlayan bir kartopu gibi düşünün. Kartopu yuvarlandıkça hız ve ivme kazanıp yıkım gücü artacak ve durdurulması imkansız bir hal alacaktır. Çığ altında kalmaktan kurtulmanın en kolay ve güvenli yolu, kartopunu daha yuvarlanmaya başlamadan yok etmektir. Yani, güvenlik bilinci ile konuşacak olursak; mevcut tehdidi mümkün olan en erken sürede ve hedeften en uzak noktada durdurmalıyız. Buradan yola çıkarak gözetim ve tespit metodunun güvenlik uygulamalarında ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu söylemek doğru olacaktır. Dolayısıyla, personelin gerekli eğitimleri alması ve bu yönde bilinçlenmesi, potansiyel tehditleri oluşmadan tespit etme ve önleme adına yardımcı olacaktır.
Sistem Testlerine ve Bilgi Toplamalarına Karşı Dikkatli Olun
Saldırganların bir diğer taktiği de saldırılarını gerçekleştirmeden önce hedef üzerinde prova yapmalarıdır. Tesisin giriş noktasına aracı ile gelip, görevliler ile muhabbet ederek giriş yapılması yasak bölgelere geçmeye çalışılması. Restoran rezervasyonu ya da toplantı bahanesi ile binaya giriş yapılmaya çalışılması. Her iki durum da oldukça masum görünüyor değil mi?

Hatta ikinci örnek, özellikle bir otele giriş için son derece geçerli bir sebep. Fakat bu tür masum teşebbüsler, aslında saldırganların tesisinizde tam olarak nasıl bir güvenlik uygulaması olduğunu tespit etmek için hazırladıkları göstermelik bir hikâye olabilir. Hatta, sıradan bir ayaküstü muhabbet ile bile binada metal detektör veya x-ray olup olmadığını, tesis genelinde kaç tane güvenlik personelinin çalıştığını, silahlı güvenlik görevlisinin olup olmadığını ve güvenlik kontrollerinin ne kadar etkin olduğunu bile öğrenebilirler.
Saldırganlar bilgi toplama konusunda farklı teknikler kullanabilirler; örneğin, otele konaklamak üzere gelen bir misafirmiş gibi giriş yaparak, güvenlik personeli ve uygulamaları hakkında önemli bilgiler edinebilirler. Hatta , kendi adamlarını otele çalışan olarak yerleştirip, otel hakkında ne kadar değerli ve önemli bilgi varsa hepsini elde edebilirler.
Açıkçası,bu sızıntıları tespit etmenizi sağlayacak özel bir işaret yok. Bu noktada da yine eğitim karşımıza çıkıyor. Hem de bu defa hiç olmadığı kadar ciddi bir öneme sahip. Personelinizin karşılaştığı şüpheli durumları ya da kişileri tespit edebilmesi, tespit ettiği şüpheli işaretleri yorumlayıp güvenlik konsepti ile ilişkilendirebilmesi tesisiniz için hayati bir öneme sahip. İşyerinize ziyarete gelen bir kişi ya da otele konaklamaya gelen bir misafir, davranışlarından dolayı güvenlik görevlisine ya da resepsiyon çalışanına güven vermiyorsa ya da tesisinizin standart misafir profiline uymuyorsa, güvenlik müdürü derhal bilgilendirilmelidir.
Tabii ki bu noktalara dikkat ediyorken asıl tehdidin personelin kendisinden de gelebileceğini unutmayın ve işe alım süreçlerinizi bu durumu göz önüne alarak revize edin.
Önleme ve Kontrol Altına Alma
Saldırganların harekete geçmeleri halinde personelin de derhal acil duruma geçmesi gerekmektedir. Mantık son derece basit: Saldırganları etkisiz hale getir.
Etkisiz hale getirmek, direkt olarak yok etmek anlamına gelmiyor. Önleme ve kontrol altına almanın en temel amacı, saldırganların tehlike arz etmediği bir durum yaratmaktır. Saldırganları tek başlarına bir odada kilitli tutmak, etkisiz hale getirmenin en güzel örneği olabilir. Saldırı gerçekleşmeden misafirleri ve personeli tahliye etmek ise saldırının kendisini etkisiz hale getirmenize örnek olarak gösterilebilir.

Saldırganın yok edilmesi ya da yaralanması da pek tabii etkisiz hale getirmek anlamına gelebilir. Fakat dünya genelinde birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de güvenlik personeli görevlerini çoğunlukla silahsız olarak icra etmektedirler. Bu nedenle personelin silahlı saldırganları fiziki olarak etkisiz hale getirmeleri neredeyse imkansız bir hal alıyor. Dolayısıyla, saldırganlar ve potansiyel kurbanlar arasında zaman ve mesafe farkı yaratmak alınacak en iyi aksiyon olarak karşımıza çıkıyor.
Personel, Teknoloji ve Prosedürler Aracılığı ile Zaman ve Mekan Bariyeri Yaratmak
Saldırıyı önleme ve kontrol altına alma metodunun en temel prensibi, saldırganlar ve potansiyel kurbanlar arasında zaman ve mesafe farkı yaratmaktır. Saldırganlar kurbanlarına ulaşmak için ne kadar çok zaman harcarlar ise; kolluk kuvvetlerinin olay yerine ulaşması ve saldırganları etkisiz hale getirmesi ve kurbanların saldırıdan kurtulma şansı o kadar artar. Güvenlik personelinin silahlı olduğu durumlarda ise bu zaman farkı, saldırganlara karşılık vermek için kendilerine müthiş bir avantaj sağlayacaktır. Zaman ve mesafe farkı yaratmak için tesis içerisine ve çevresine uygun şekilde konuşlandırılmış bariyerler, çitler ya da giriş kapıları kullanılabilir.
Tüm bunlara ek olarak kilit altına alma prosedürünün hayati önemi de unutulmamalıdır. Bina içerisindeki personelin dışarıdan bir patlama ya da silah sesi duyması halinde, binanın tüm giriş çıkışlarını kapatması saldırganların içeri girmesini engelleyecektir. Bu senaryoda saldırganlar otele kapıları kırarak girmeye çalışsalar bile, bu durum saldırganlar ve içeride bulunanlar arasında zaman farkı yaratacaktır. Unutulmamalıdır ki, saldırganların potansiyel kurbanlar ile karşılaşmasının geciktiği her an, kaçma ve hayatta kalma şansının katlanarak yükselmesi demektir. Sunduğunuz hizmeti olumsuz yönde etkilemeden de uygulayabileceğiniz birçok kilit altına alma yöntemi mevcut. Bu konuda profesyonel bir yardım almanız, gerek tesisin gerekse personel ve konukların korunması konusunda son derece faydalı olabilir.

Acil Durum Prosedürleri ve Eğitim
Personelin aldığı eğitim, acil bir durum yaşanması halinde sahip olduğunuz en önemli güvenlik uygulamasıdır.Takdir edersiniz ki silahlı bir saldırganı etkisiz hale getirecek bir kamera sistemi bulunmamaktadır. Ya da hiçbir kilit sistemi sizi saldırganlardan sonsuza kadar korumaya yardımcı olmayacaktır. Peki, sahip olduğunuz acil çıkışlar, konuklarınızı güvenli bir noktaya götürmek için gerekli direktifleri verebilir mi? Yalnızca eksiksiz bir şekilde eğitimini almış bir personel, bu saydıklarımızı ve daha fazlasını yerine getirerek, kritik bir saldırı anında etkin bir şekilde güvenlik sağlayabilir.
Birçok güvenlik personeli, silah veya patlayıcıyı nasıl tespit edeceğini biliyor olabilir. Fakat tespit ettiklerinde ne yapacakları konusunda fikir sahibi olan personel sayısı gerçekten çok az. Temizlik personeli, teknisyen ya da güvenlik personeli, saldırı anında kim olduğunuz ya da ne iş yaptığınız hiç önemli değil. Önemli olan tek şey, saldırı anında ne yapacağınızı ve nasıl tepki vereceğinizi biliyor olmanız. Acil durum prosedürleri, yeri unutulmuş bir dosya odasının raflarında saklanmamalı. Bu prosedürler kesinlikle her an ulaşabileceğiniz bir noktada bulunmalıdır. Daha da önemlisi, tüm personelin bu prosedürleri biliyor olması ve uygulamaya hazır olması gerekmektedir. Bu durumun sağlanması için ihtiyacınız olan tek şey ise sürekliliğini yitirmeyen etkin bir eğitim sürecidir. Etkin bir eğitim ile kast ettiğimiz nokta ise kesinlikle konferans odanızda yapacağınız yarım saatlik bir ders değil. Bu noktada önemli olan yalnızca eğitimin verilmesi ve personelin tam anlamıyla bu eğitimi anlaması değil, ayrıca eğitimde öğrendiklerini gerçek hayatta uygulayabiliyor olmasıdır. Saldırı anında, uygun şekilde eğitilmiş bir personel, silahlı kişiler bu noktaya ulaşmadan sorunsuz bir şekilde tahliye edebilir. Stres seviyesinin yüksek olduğu ve masum insanların hayatlarının tehlikede olduğu bu tür durumlarda, gerekli eğitimleri almamış personelin doğru şekilde hareket etmesini beklemek kesinlikle mantıklı olmayacaktır.
Tabii ki bina/tesis güvenliğini sağlamanız için bu makaleden daha fazlasına ihtiyacınız var. Fakat saldırıların da hız kesmeden devam ettiğini göz önüne alırsak, radikal kararların alınması yadsınamaz bir gerçek. Bu bağlamda insanları güvende olduklarına inandıran, fakat yalnızca görüntüden ibaret olan güvenlik anlayışını bırakmamız, personel ve konukları gerçekten güvende tutacağımız daha akılcı ve gerçekçi bir güvenlik bilincine sahip olmamız gerekmektedir.

Kaynak: Mac Segal, Senior Security and Safety Consultant /http://www.assolution.com

Etkin Otel Güvenliği

Dünya genelinde 2002 yılından bu yana uluslararası otellere düzenlenmiş 20’yi aşkın geniş çaplı saldırı bulunmaktadır. Tunus’un El Kantaoui bölgesinde yaşanan en son saldırı ise hazırlık ve uygulama açısından kan dondurucu ve dehşet verici türdendi. Öldürmeye ve ölmeye motive edilen ve bu amaç için ciddi anlamda hazırlık yapan teröristleri durdurmanın, basit bir mesele olarak ele alınması doğru olmayabilir. Fakat, yazımızda bahsedeceğimiz bazı temel öğelere daha fazla dikkat verilmesi ve daha itinalı uygulanması, gelişmekte olan bu tehdit ve saldırıların azaltılmasında önemli bir rol oynayacaktır.
Ne yazık ki zaman geçtikçe; otellere yapılan terör saldırılarının kabul edilemez bir başarı oranına sahip olduğuna tanıklık ediyoruz. Otellerde kullanılan günümüz güvenlik ekipmanları, maalesef son zamanlarda yaşanan düşmanca saldırıların boyutunda başka bir saldırıyı engelleyecek etkinlikte değil. Otel güvenliği sektöründe devrim yaratacak nitelikte temel bir konsept değişikliği olmadığı sürece de bir sonraki saldırının başarı ile sonuçlanması çok muhtemel görünüyor.

Güvenli Hissetmek ile Güvenli Olmak Aynı Şey Değildir
Bilinen tek bir gerçek var ki; ne kadar yüksek çözünürlüklü kameralar, daha güçlü bariyerler ya da daha fazla teknolojik ekipman kullanılsa da, eğitimsiz veya güvenlik bilincinden yoksun personel olduğu sürece bu saldırıların önüne geçilemeyeceğidir. Uygun eğitimleri almış personel ve uygun prosedürlere sahip olmadan kullanılan fiziksel ve teknolojik güvenlik uygulamaları, etkisiz ve tehlikeli bir güvenlik yanılgısı yaratacaktır. “Güvenlik algısı yalnızca güvenlikten oluşmaz” gerçeği bu noktada karşımıza çıkmaktadır.

Peki bu noktada oteller kendilerini bir sonraki terör saldırısının kurbanı olmaktan nasıl koruyabilirler? Bu sorunun cevabını, bir otel kuruluşunun karşılaşabileceği risk ve tehditleri analiz edebilen ve sonrasında reaktif ve proaktif güvenlik uygulamalarını etkili bir biçimde uygulamanızı sağlayarak, otel personelinin ve misafirlerinin güvenliğini sürdüren dört temel öğe ile inceleyeceğiz.

Güncel Risk, Tehdit ve Güvenlik Zafiyeti Analizi
Genel geçer güvenlik uygulamalarının her otel için aynı standartta uygulanması, en temel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bahsedeceğimiz bu analiz, bu durumu net bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Her otel, çevresel faktörler, müşteri portföyü ve coğrafi yapısı ele alınarak incelenmelidir. Geçmişte otel güvenliği denildiğinde akla gelen ilk çağrışım, odalarda yaşanan hırsızlık olayları ve misafir rahatsızlığına yol açan sarhoş müşteriler olurdu. Fakat günümüzün gerçekleri ele alındığında; bu durum ne yazık ki geçmişteki kadar masum değil. Öyle ki, kuruluşun karşılaşabileceği risk ve tehditlerin derin bir analizi olmadan efektif bir güvenlik sistemi kurmak mümkün değil. Mevcut güvenliği geliştirmek için, otel kuruluşunun ve misafirlerinin karşılaşacağı spesifik risk ve tehditlerin net bir biçimde anlaşılması gerekmektedir. Bu zorunluluğa ek olarak; muhtemel risk ve tehditlerin, güvenlik zafiyeti sebebi ile uygulanmakta olan güvenliğin ihlal edilmesini engellemek de bir diğer zarurettir. Bir otelin güvenliği, ancak bu bahsettiğimiz analiz ve iyileştirme çalışmaları sayesinde etkin bir şekilde uygulanabilir ve sürdürülebilirliğini koruyabilir.

Risk durumunu minimuma indirme işlemini, aşı olma örneği ile açıklayabiliriz. Bir kişinin sarıhumma bulunan bir ülkeye seyahat ettiğini düşünün. Bu noktada sarıhumma salgınına karşı aşı olmak pek de yardımcı olmayacaktır. Bu tabi ki aşı olmanın kötü bir şey olduğu anlamına gelmiyor. Fakat, salgının minimum seviyeye çekilmesi için salgının bulunduğu ülkenin ekstra ve spesifik bir korunmaya ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Günümüzde birçok otel, kendilerini sıradan ve düşük seviyedeki tehlikelerden koruyup izole edeceğini umduğu, fakat titiz bir şekilde hazırlanmış bir analizin ya da güncel bir tehdit senaryosunun uygulanmadığı standart “aşı” güvenliğe sahip.

Uluslararası terörizm büyüyüp geliştikçe; oteller, teröristlerin gözünde daha dikkat çekici ve daha savunmasız bir hedef olarak yer alıyor.

Fiziksel ve Teknolojik Güvenlik Ekipmanları
Korunaklı kapılar, aydınlatma sistemleri, kilit mekanizmaları, bariyerler, güvenlik kontrol noktaları , CCTV kameraları, alarmlar, personel için biyometrik okuyucular, kart okuyucular, akıllı asansörler vs. Tüm bu ekipmanlar herhangi bir otel güvenliğini sağlamak ve misafir emniyetini korumak için gereklidir. Öyle mi? Evet- fakat tek başına değil. Fiziksel ve teknolojik güvenlik ekipmanları, bir otelin çevre ve giriş güvenliğini sağlamak için kesinlikle her otelin güvenlik planında olması gereken unsurlardır. Ancak, bu ekipmanların gerekliliğini göz önüne alırken; gerçek anlamda bir güvenlik uygulaması için de yetersiz kaldıklarını göz ardı etmememiz gerekir. Hatta bazı zamanlar bu ekipmanlar, yanlış bir güvenlik algısı bile oluşturabilir.

Son yıllarda gerçekleştirilen saldırılar, her ne kadar mevcut güvenlik sistemlerinin başarısızlığını kanıtlamış olsa da; güvenlik kameralarının ve alarm sistemlerinin geliştirilip son teknoloji ile donatılması gerektiğini savunan uzman sayısı bir hayli fazla. Fakat gerçek şu ki; hiçbir güvenlik kamerası ya da alarm sistemi, silahlı saldırganların otel lobisine girişini ya da otel binasına erişimini engelleyemedi. Gelinen nokta, bizlere, bu dört temel öğeyi dikkate alması gereken otellerin, risk ve tehdit analizi yaparak, gerekli temel eğitimleri almış ve doğru güvenlik prosedürlerini uygulayan personeli çalıştırmak yerine orantısız bir biçimde fiziksel ve teknolojik güvenlik ekipmanların kullanımını önemsediğini gösteriyor.

Fiziksel ve teknolojik güvenlik uygulamalarını geliştirmeden önce sorulması gereken sorular şunlardır;
Bu uygulamalara neden ihtiyacımız var?
Bu uygulamaları kullanarak hangi tehdidi azaltıyoruz?
Amacımız nedir?
Bu uygulama, misafirlerimizi güvende mi hissettirecek ya da gerçekten güvenli mi tutacak?
Kameraların temel fonksiyonlarının, herhangi bir saldırıyı engellemek olmadığı yalnızca gözetleme olduğu unutulmamalıdır. Bu durum, güvende olmak ile güvenli hissetmek arasındaki farka gösterilebilecek temel bir örnektir.Herhangi bir otelin karşılaşacağı muhtemel bir saldırıdan minimum zayiat ile kurtulmasını sağlamak için, üçüncü ve dördüncü temel öğelerden de bahsetmek en az ilk ikisi kadar önemli. Yani,temel güvenlik eğitimlerini almış personel ve uygun prosedürler.

Bu bağlamda; eğitim içeriği, saldırgan ve şüpheli davranışların tespit edilmesinin sağlanmasını, kameralar üzerinden uygun güvenlik kontrolünün yapılmasını ve geçmiş saldırıların incelenmesini kapsamalıdır. Güvenlik ekibinin felsefesi:“Tehlikeyi en erken zamanda ve hedeften en uzak noktada durdurmak” olmalıdır.
Eğitim kapsamında genellikle ihmal edilen bir diğer bakış açısı ise; saldırı anında ne yapılması gerektiğini belirten, tepkisel eğitimdir.Güvenlik ekibi ya da resepsiyon görevlisi, silah sesi ya da bir patlama sesi duyduğunda ne yapmalıdır, nasıl tepki vermelidir? Gerekli eğitimleri almamış sıradan bir insanın, hayati tehlike taşıyan durumlarda etkin bir şekilde aksiyon almasını beklemek makul bir durum olmayabilir.
Emniyet yetkilileri, itfaiye mensupları ve sağlık ekipleri gibi birçok profesyonel kişilerin almış olduğu eğitimlerin, güvenlik personelince de alınması, icra edilen güvenlik açısından hayati öneme sahiptir. Bu sayede gerekli eğitimleri alan güvenlik personeli, herhangi bir kriz anında oluşabilecek zarar ve can kaybını minimum seviyede tutmak için nasıl bir aksiyon alması gerektiğinin bilincinde olarak hareket edecektir.

Uygun Prosedürler
Dördüncü temel öğe olan “uygun prosedürler”,belki de, bu dört öğe arasında en önemli olmasına rağmen en fazla ihmal edilendir.
Prosedürler, herhangi bir personelin belirli durumlar karşısında nasıl hareket etmesi gerektiğini ifade eder. Sayfalarca yazılan genel güvenlik prosedürleri, geçmişte yeterli olmasına rağmen, otellerin günümüzde karşı karşıya olduğu güvenlik tehditlerine karşı etkin bir cevap sağlamamaktadır.

Uygulanacak güvenlik prosedürlerinin, korunacak otel özelinde revize edilip yayınlanması ve birçok farklı seviyedeki geniş çaplı risk ve tehdit analizlerini içermesi gerekmektedir. Birçok ülke ve bölgede hizmet sağlayan otel zincirlerinin tek bir güvenlik prosedürüne bağlı kalması pek mantıklı olmamaktadır. Prosedürler, direkt olarak güvenlik icra edilen otelin risk ve tehdit analizi ile ilişkilendirilmelidir. Bu prosedürler, otelin sahip olduğu coğrafi konum, çevresel faktörler, müşteri portföyü, tesisler, personel ve bütçe gibi birçok değişkeni ele almalı; yapısal ve metodolojik anlamda yalnızca güvenlik personeli için değil tüm otel çalışanları tarafından da uygulanabilirliğe sahip olmalıdır.Prosedürler açıkça kaleme alınarak tüm personelin ihtiyaç halinde kullanımına açık olmalı, yalın ve kesin bir dilde yazılmalı, rutin ve acil durumlarda nasıl davranılması gerektiğini net bir şekilde ifade etmelidir.
Otel işletme ve yönetimlerinin yangın, deprem gibi çeşitli doğal afetler karşısında ve hatta savaş ya da diğer olağanüstü durumlarda kullanılacak olan acil durum prosedürlerinin olduğunun farkındayız. Ancak acil durumlar karşısında, belirlenen bu prosedürlerin, gerçek olay anında ne kadar doğru uygulanacağını bilmemiz mümkün değildir. İşte tam olarak bu nedenle, prosedürlerin, gerçek, global tehditlerin farkında ve uygulamada hangi davranışın hayat kurtaran sonuçlar doğuracağının bilincinde olan, tecrübeli profesyonellerden alınan yardımla hazırlanması son derece kritiktir.

Düzgün yazılmış prosedürler ve uygun eğitimin birleşimi işverene güvenlik operasyonunun ne olduğunu ve nasıl yapıldığını değil, neden yapılması gerektiğine dair farkındalık kazandıracaktır. Bu farkındalık sahadaki operasyonun da uygun işletilmesini sağlayacaktır.
Konuklar kendilerini hoş karşılanmış, güvende ve mutlu hissetmek, otel işletmesinin içinde bulunduğu kültüre adapte olarak, olumlu bir tecrübe edinmek isterler. Amaç, otelleri kalelere çevirmek de değil elbette. Aslında cevap,etkin otel güvenliğini,elektrikli teller, daha fazla güvenlik ekibi ya da daha fazla ekipmanla sağlamak değil, günümüz şartlarının değişkenliğinin farkında olarak, bu değişime adapte olabilmektir.

Kaynak: Mac Segal/ Güvenlik Uzmanı/ AS Solution’s