Güvenlik Önlemleri Neden Yetersiz Kalır?

“Başka ne yapabilirdik? Böyle olacağını hiç düşünmezdik. Neden bizim başımıza geldi?” gibi sorular çoğunlukla büyük saldırılardan ve kayıplardan sonra akıllara gelir.
Bu sayımızda,güvenlik önlemlerinin neden sonuçsuz kaldığı ile ilgili bazı tespitleri sizlerle paylaşmak istedik.
Yöneticilerin durumu önemsememesi
Çeşitli kademelerdeki yönetim birimleri, güvenliği fazla maaliyet ve zorunlu bir gider olarak görebiliyorlar. Hatta bir güvenlik görevlisi daha işe almak veya bir güvenlik kamerası daha satın almak için bile büyük toplantılar yapılabiliyor. Bir güvenlik programı uygulamak, gerçek bir saldırıyla karşılaşana dek öncelik sırasında çok gerilerde, saldırı sonrasında ise kısa bir süreliğine gündem konularının en üstünde yer alıyor.
Çalışanların güvenlik ekibinin parçası olamamaları
Bir güvenlik programı başarısız olduğunda bunun tek sebebi programın yeterli olmaması değil, aynı zamanda kişisel sorumluluklarını yerine getiremeyen, birbirlerini ve iş yerlerini koruyamamış olan personeldir. Kapıların açık bırakılması, yabancıların giriş yetkileri olmayan yerlere girişlerinin engellenmemesi, isimliklerin takılmaması veya şüphe çeken davranışların raporlanmaması, ihmallerden bazılarıdır. Çalışanlar güvenliği sağlamanın kendi görevlerinin bir parçası değil de başkasının görevi olduğunu düşünebilirler. En güçlü, maliyeti en az, fakat en çok ihmal edilen güvenlik önlemi; tüm çalışanların işini sahiplenmesi, sorumluluk bilincinde olması, müdahil olmaları, farkında ve koruyucu olmalarıdır. Hepsi emniyet ve güvenlik ekibinin bir parçası olmalıdır.
Bizim başımıza gelmez düşüncesi
Yaşanan olaylardan sonra en çok duyulan cümlelerden biri; “Burada olacağını/Bizim başımıza geleceğini hiç düşünmezdim”dir. İnsanların düşüncesi genel olarak “Daha önce burada hiç öyle şeyler olmadı/Buralarda çok fazla suç işlenmiyor/Bizim vatandaşlarımız öyle bir şey yapmaz.” şeklindedir. Şiddet ve diğer ciddi kayıplar her yerde, hatta en nezih muhitlerde ve daha önce hiç yaşanmamış yerlerde de meydana gelebilir. En etkili güvenlik programı, proaktif yani olay olmadan önce önlemin alınması şeklinde ve ilerisini düşünecek şekilde olandır.
Varolan gerçek risklerin, güvenlik açıklarının ve tehditlerin tam olarak bilinmemesi
İşinize ve kurumunuza ne tür bir zarar gelebilir? İşinizi devam ettirmenizi, çalışanlarınızı, mal varlığınızı ve tanınırlığınızı en çok ne etkiler? Alanınızdaki benzer şirketler ne tarz bir plan uyguluyor? Bölgenizdeki suç oranı sizi nasıl etkiliyor? Kim ve ne, en büyük risk altında? Bunu önlemek, azaltmak ve karşılık vermek için nasıl haraket ediyorsunuz? Güvenlik programınız, İnsan Kaynakları, Risk Yönetimi birimleriniz ve acil durum hareket planınızla ne kadar bağlantılı? Güvenlik programınız fiyat-performans ve uygulanabilirlik açısından olabileceğinin en iyisi mi? gibi soruları periyodik olarak kendinize sormalı ve kapsamlı, ileriye dönük, objektif düşünce tarzıyla hareket ederek, güvenlik programınızı mevcut ve oluşabilecek risklerine karşı hazır tutmalısınız.
Güvenlik sadece güvenlik görevlileri ve güvenlik kameralarıdır düşüncesi
Çoğu kurumun güvenlik anlayışı, güvenlik memurları, güvenlik kameraları, giriş-çıkış kontrolü, alarmlar ve ışıklandırmalardan ibarettir. Bunlar, çok gerekli öğeler olmalarına rağmen sadece pastanın bir dilimini oluşturmaktadırlar. Bunların yanı sıra, etkili bir güvenlik programında, çalışanların eğitilmesi, güvenlik arşiv taraması, çalışanların farkındalığının arttırılması ve bilinçlendirilmesi, ziyaretçi kuralları, kolluk kuvvetleri ile olan iletişim, müdahale süreçleri ve ekipmanları, suç oranı analizi, iç ve dış iletişim sistemleri, raporlama kanalları, eski bilgilerin güncellenmesi, çevre ve bina düzenlemesi ve sistem testleri gibi öğeler de bulunmalıdır.

Saldırıdan sonra değil, önce önlem alınması
Güvenlik uygulamaları genellikle son gerçekleşen saldırıya göre planlanır. Bu duruma örnek olarak, geçmişte ayakkabısına sakladığı bomba ile uçağı patlatmaya çalışan kişiden sonra havalimanlarında ayakkabılarımızın çıkartılmasını gösterebiliriz. Fakat güvenlik, geleceği öngörerek sağlanmalıdır.

Güvenlik zafiyeti değerlendirmelerinde çalışanlarımıza ek olarak, en değerli varlıklarımızın neler olduğuna karar vermeli, bunların hangilerinin hedef olarak alınabileceğini düşünmeli, mevcut güvenlik uygulamalarımızın ve prosedürlerimizin olası bir tehdidi veya saldırıyı gerçekten önleyebilecek nitelikte olup olmadığı değerlendirilmelidir.

Kaynak: Richard Sem, CPP CSC

Güvenlik Hizmetlerinde Liderlik Prensipleri

Bu sayımızda, özellikle güvenlik sektöründe görev almakta olan yöneticilerimiz için önemli gördüğümüz liderlik özelliklerine değinmek istedik.

1. Değişimlerden Korkmayın
Operasyonel planlamanın en önemli ve çoğunlukla göz ardı edilen noktası, uygulamaların gerektiği taktirde yenilenmesi ve geliştirilmesidir. En iyi olduğunu düşündüğünüz uygulamayı hayata geçirmeli fakat ona körü körüne bağlanmamalı, değişen durum ve koşullar karşısında alternatif ve güncel planlar yaratmaktan çekinmemelisiniz. İyi liderlerin esnek fikirleri olmalı ve değişen koşullar karşısında güncel kalmalıdırlar.

2. Basitleştirin
Gerçeklerin, her zaman beklentilerinizle aynı olmayacağı ve uygulamalarınızın değişikliğe uğramak zorunda kalabileceği fikrini benimsediğiniz taktirde, planlarınızı en basit seviyede tutmanız gerektiğini de anlayacaksınızdır. Eğer bir plan çok sıkı prosedürlere sahip ve karmaşık ise, değişen koşullara uyum sağlayacak ve etkili olacak şekilde değiştirilmesi veya geliştirilmesi çok zor olacaktır. Oldukça sıkı prosedürler gerektiren uygulamaları gerçekleştirmekle yükümlü olan güvenlik ekibiniz, uygulamalar üzerinde değişiklik yaptığınız zaman adapte olmakta zorlanacak ve işleyişin aksamasına sebep olabileceklerdir. Başarılı bir strateji istiyorsanız, bunu basit tutmalısınız.

3. Operasyon Öncesi Gerekli Bilgilendirmeyi Yapın
Çoğu güvenlik ekip lideri operasyon öncesinde astlarını bilgilendirme konusunda sıkıntı yaşamaktadır. Neyin nasıl yapılmasını gerektiğini bilir fakat bunu astlarına aktarmada zorlanabilirler. Kısa ve öz bilgilendirme şu noktaları içermelidir;
 Müşterilerin bizden istediği uygulamalar
 Ne yapmamız gerektiği ve bunu niçin yapmamız gerektiği
 Görevi icra ederken kullanacağımız yöntem ve metodlar
 Görev tanımı ve sınırları
 İletişim yolları
Bu noktalardan en önemlisi “Niçin?”dir. Sadece görevi yerine getirmenin ötesinde, bu görevin niçin yapıldığı ve her bir bireyin görevi gerçekleştirme konusunda ne kadar önemli bir role sahip olduğunun bilincine varması çok önemlidir. Ekibinizi test edebilmek için onların da size yukarıdaki konuları içeren bir bilgilendirme konuşması yapmalarını talep edebilirsiniz. Bu size, astlarınızın bireysel görevlerini benimseyip, başlarında onları gözlemleyen biri olmadan bile görevlerini yerine getirebileceklerini gösterir.

4. Astlarınız İçin Çalışın
Çoğu kişi, liderliğin de insan ilişkilerinden biri olduğu konusunu gözden kaçırmaktadır. Astlar liderleri için çalışmaktadır fakat aynı şekilde ekibin lideri de astları için çalışır. Çoğu durumda lider astlarına, astlarının kendisine duyduğundan daha çok ihtiyaç duyar. Lider olmak diğer işlerden biraz daha farklıdır, çünkü yaptığınız işin niteliği astlarının nasıl çalıştığına bağlıdır. Çok iyi bir güvenlik şefi olabilirsiniz fakat liderlik yeteneğiniz sizin nasıl çalıştığınızla değil, astlarınızın nasıl çalıştığıyla değerlendirilir. İşlerini severek ve dolayısıyla iyi yapmalarını istiyorsanız, astlarınıza kibar ve düşünceli davranın. İhtiyaçlarına kulak verin ve onları dinleyin.

5. Zayıf Personele Nasıl Yaklaşılacağını Bilin
Her zaman en iyi ve başarılı personelle çalışma şansınız olmayacaktır. Yapmanız gereken, performans düşüklüğü gösteren personeli bir kenara çekip, yaptığı işin ne kadar önemli olduğunu, ona ne kadar ihtiyacınız olduğunu ve onda bulunduğunu bildiğiniz gurur duyacağı özelliklerini söylemenizdir. Çok fazla potansiyel sahibi olmadığını düşünseniz bile, bu şekilde bir konuşma ona cesaret verecek ve özgüvenini arttırarak daha efektif ve istekli çalışmasına yardımcı olacaktır. Motivasyon konuşması her zaman işe yaramayabilir. Bu durumda daha sıkı uygulamalarda bulunmak gerekebilir ama bunları daha sonra, yani pozitif yaklaşım işe yaramazsa, kullanmak doğru olacaktır.

Genellikle yapılan hatalardan biri de, zayıf çalışanların, pek fazla kullanılmayan arka girişler gibi daha önemsiz ve basit yerlerde görevlendirilmesidir. Daha az riskli bir görev vermek mantıklı bir hareket olabilir ama onları çok ortalıkta olamayacakları yerlerde görevlendirerek, görüş alanınızın dışında bırakmış olursunuz ve bu durum faydadan çok zarar da verebilir. Eğer zayıf bir personeliniz varsa, onu sürekli gözlem altında tutabileceğiniz yerlerde görevlendirmelisiniz.

6. Kendinizi Kontrol Edin
Kendinizi kontrol edemiyorsanız, başkalarını kontrol etmeniz oldukça zordur. Aynı durum astlarınız tarafından düşünüldüğünde de, kendini kontrol edemeyen birini örnek almak istemeyeceklerdir. Oto-kontrol sağlamadaki en büyük problem, bunun farkında olmamak veya çok çabuk kontrolünü kaybeden bir kişiliğe sahip olmaktır. Oto-kontrol sağlamanın en önemli yolu ise kendinizi tanımak ve empati yapmaktır.Kendinize dışarıdan bakmaya çalışın. Başkalarına nasıl göründüğünüzü, nasıl davrandığınızı, insanlara hitap ederken kullandığınız ses tonunuzu ve size aynı tonda hitap edildiğinde ne hissedeceğinizi düşünün. Hangi hızda ve yüzünüzde hangi ifadeyle konuştuğunuzu düşünün. Kendinizi kontrol edebilmenin anahtarı, dışarıdan nasıl göründüğünüzü bilmektir.

7. Sakin Olun ve Yavaşlayın
Kendinizi kontrol edebildikten sonra yapmanız gereken, sakin olmak ve yavaşlamaktır. Stresli zamanlarda bunu başarabilmek çok önemlidir. Sakinliği korumanın 2 önemli fonksiyonu vardır; İlki daha iyi kararlar almanızı sağlar, ikincisi ise kendinizi ve düşüncelerinizi daha iyi ifade edebilmenize yardımcı olur. İyi bir örnek teşkil etmek ve rol model olarak görülmek istiyorsanız, panikleme ve kontrolü elde tutma arasındaki ince çizgiye dikkat etmeli ve sakinliğinizi koruyarak etkili ve doğru kararlar almalı, davranışlarınızı o doğrultuda yönlendirmelisiniz. Sakin ve kontrollü kalmak, bir lider için en önemli özelliklerden biridir.

8. Kendinizi tanıyın
Liderlik, insan ilişkileriyle ilgilidir ve insanları anlamak, kendinizi anlamakla başlar. Liderliğin prensiplerini anlamaktan önce, kendinizin nasıl bir lider olduğunuzu çözmeniz gerekir. Nasıl bir insan olduğunuzu bilin ve aynı doğrultuda davranmaya devam edin. Kimileri doğuştan bir liderdir ve hayatın her alanında, aile, arkadaş ve iş ilişkilerinde hep lider rolünü üstlenir. Kimileri de gerekli olduğu zamanlarda liderlik yapar. Kimileri daha gelenekselcidir, kimileri daha güncel düşünür ve yenilikçi davranır. Kimi liderliği isteyerek, şevkle yapar, kimileri ise bunu sadece gerektiği için yapar. Yöntem, tavır, nasıl olursa olsun, kendi kişiliğinizi bilmeli, kendinizi tanımalı ve liderlik tarzınızı o doğrultuda devam ettirmelisiniz.

Bina ve Tesis Güvenliğinde Yapılmaması Gereken 7 Önemli Hata

İş dünyasında, bina ve tesis güvenliğini sağlamak, bina sakinlerinin ve bu sakinlerin sahip olduğu mülkiyetin korunması açısından büyük bir öneme sahiptir. Dolayısıyla,sıfır hata için aksiyon almak da kritik bir önem yaratmaktadır. Ne yazık ki unutulan veya pratikte uygulanmayan bazı güvenlik unsurları, operasyonel anlamda büyük zayiatların yaşanmasına yol açabiliyor. Hal böyle olunca; “Yetersiz güvenlik ile sıfır güvenlik arasında hiçbir fark yoktur.” yorumunu yapmak, çarpıcı bir şekilde doğruluk payına sahip oluyor. İcra ettiğiniz güvenlik operasyonlarında aşağıda belirteceğimiz genel hatalardan uzak durmanız bu anlamda önemli bir başlangıç olacaktır.

Tanıtım/Kimlik Kartı Kontrolünde Uygulama Hataları
Güvenlik sağlanan tesisin, ticari bir iş merkezi ya da ikamet edilen bir konut sitesi olması kimlik kartı kontrolünde hiçbir fark yaratmaz. Güvenlik uygulaması bulunan tüm giriş-çıkış noktalarında personel tanıtım kartı ya da geçiş kartı kontrolünün gerektiği gibi yapılması, icra edilen güvenliğin temelini oluşturur. Dolayısıyla, bu uygulamada gösterilecek en ufak bir iltimas, genel anlamda tüm güvenliği olumsuz yönde etkileyecektir. Özellikle iş merkezlerinde, yüksek mevkii de bulunan yöneticilere karşı tanınan esneklik, uygulamanın bütünlüğüne zarar verdiğinden dolayı, bu noktada göstereceğiniz kararlılık son derece büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle, kart kontrolünü statü bazlı ayrımcılık yapmadan eksiksiz bir şekilde uygulamanız, yetersiz güvenlik yapmamanız adına, vazgeçilmez bir prosedürdür.

Giriş-Çıkış Noktalarının Tamamının Kontrol Altında Olmaması
Güvenlik uygulamalarında en sık karşılaşılan hatalardan bir diğeri de giriş-çıkış noktalarının tamamına hakim olmamaktır. Tasarımları itibari ile binaların birden fazla giriş-çıkış noktası olduğu göz önüne alındığında, her bir noktanın aynı ciddiyetle güvenlik uygulamasına sahip olması gerekmektedir. Fakat birçok tesiste özellikle acil çıkış noktaları gibi bölgelerde başarısızlıklar yaşanabiliyor. Bu durum da büyük bir güvenlik riskini beraberinde getiriyor. Her bir noktanın gerekli güvenlik önlemleri ile desteklenmesi ve kamera sistemleri ile donatılması, icra ettiğiniz güvenliği daha etkin bir hale getirecektir.

Güvenlik Yerine Görünüme Odaklanmak
İş dünyasında düzgün bir çevrede inşa edilmiş göz alıcı bir binada çalışmak istemek gayet normal bir durumdur. Fakat estetik aşkını, hiçbir zaman güvenliğin önüne geçirmemeniz gerekmektedir. Her ne kadar estetik açıdan hoş bir görüntü çizmese de binanın önemli noktalarına güvenlik kameraları ya da kontrol amaçlı geçiş turnikeleri yerleştirmeniz gerekebilir. Bu durumda görüntüye önem verip güvenlik uygulamalarından feragat etmeniz kesinlikle ciddi sonuçlar doğurabilir. Unutulmamalıdır ki, kamera sistemleri gibi güvenlik donanımları, gözlemleme fonksiyonu dışında caydırıcı bir role sahip olmak ile birlikte, kriminal davranışların tespit edilmesine de yardımcı olmaktadır.

Anlaşılmayan Güvenlik Sistemlerinin Kullanımı
Sürdürülebilir bir güvenlik için sorunsuz bir şekilde işleyen bir güvenlik sistemine ihtiyacınız vardır. Sorunsuz bir güvenlik sistemi de mali açıdan büyük bir yatırım gerektirmektedir. Bu denli yüksek bir yatırıma rağmen personeliniz sistemin nasıl işlediğini kavrayamıyorsa; sistem yeterince kullanılmayacak ve yatırımınızın size dönüşü ne yazık ki beklediğiniz kadar olumlu olmayacaktır. Personelinizin sistem hakkında kapsamlı bir eğitim sürecinden geçmesi, sahip olduğunuz güvenlik teknolojisinden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlayacaktır. Bu sayede korumakla yükümlü olduğunuz tesisi de güvenli tutabileceksiniz.

Önemli Bölgelerin Korunamaması
Yazımızın başında bina ve tesis güvenliğinin ne denli önemli olduğundan bahsettik. Fakat bina içerisinde de en az bu kadar öneme sahip bölgeler bulunmaktadır. Önemli belgelerin ve bilgilerin muhafaza edildiği sistem sunucularının bulunduğu odalar da ekstra güvenlik önlemleri ile korunmalıdır. Maalesef bu konuda birçok kurum gerekli hassasiyeti göstermeyerek, gizli bilgilerin güvenliğini riske etmektedir. Bu tür bölgelerin güvenliği biyometrik güvenlik sistemleri kullanılarak sağlıklı ve caydırıcı bir şekilde sağlanabilir.

Gereğinden Fazla Güvenlik Önlemleri
Evet, eğer kamera ve güvenlik sistemleri alanında uzman kişilerin görüşüne başvurursanız; bu kişiler size bazı kurumların çok fazla güvenlik önlemi kullandığından bahsedecektir. Peki, bu durum nasıl kaçınmanız gereken bir hataya dönüşüyor? Bu sistemlerin birçoğu yüksek maliyete sahiptir ve maalesef bu sistemlerin hepsine sahip olmanız paranızın karşılığını alacağınız anlamına gelmez. Hatta bu duruma para kaybı olarak bakılabilir. Bu nedenle, bu denli öneme sahip sistemlerin kurulumundan önce gereksiz kullanımdan kaçınmak adına, profesyonel bir yardım almak son derece önemlidir.
Güvenlik sistemleri, mülkünüzü güvenli tutmak ve ofisinizin sürekli hırsızlık olaylarına maruz kalmasını önlemek adına bir bariyer olabilir. Ancak doğru kurguyu yapmak ve en efektif sistemi oluşturmak gerekmektedir. Bunu başarmanın en iyi yollarından biri de bahsettiğimiz bu hatalardan kaçınmanız olacaktır.

Kaynak:Jonathan Rowntree /www.securitymagazine.com

Farklı Bir Güvenlik Kültürü İçin Gerekli 7 Adım

1 Saldırganın Bakış Açısı ile Bakın
Güvenli tutmaya çalıştığımız çevreyi neye karşı koruduğumuzun farkında olmak, icra edilen güvenliğin tam anlamı ile yapılması için gereken ilk adımdır. Koruduğu tesisin ya da kişinin ne amaçla korunduğunun farkında olmayan güvenlik memurunun sayısı sizi gerçekten hayrete düşürebilir. Karşı karşıya olduğumuz tehdidi anlamak için öncelikle tehdidin kaynağı olan düşmanı anlamamız gerekmektedir. Saldırıyı yapacak düşman gibi düşünmek; nereye saldırılacağı, terörist operasyon metotları ve saldırı anında saldırganların sergilediği şüpheli işaretlerin tespiti gibi konularda size müthiş bir avantaj sağlayabilir. Güvenlik konseptine saldırganların gözü ile bakabilmek, ezber üzerine çalışan birçok güvenlik personelinin gerçek anlamda güvenlik mantığı ile çalışmasını ve bu mantığı özümsemesini sağlayacaktır. Personele verilen eğitimlerin bu bağlamda revize edilmesi, gerek personel gerekse icra edilen güvenliğin kalitesi konusunda radikal bir değişiklik yaratacaktır.

2 Kişisel Hale Getirin
Eğer güvenlik zafiyetinden dolayı ortaya çıkan sonuçlar kişisel bir etki yaratıyorsa, bu durumun yaşanmaması için daha fazla dikkatli davranırız. Yaşadığınız evin ya da ailenizin tehlike altında olduğunu düşünün. Bu durum sizi kesinlikle daha dikkatli hale getirir ve tehlikeye karşı koymak için elinizden gelen her şeyi yaparsınız. Sonucu sizi kişisel olarak etkileyecek olan olaylara karşı savunma sisteminizi daha sağlam tutma yönünde bir eğilim gösterirsiniz ve daha ihtiyatlı davranırsınız. Sistemin etkinliğini deneyen güvenlik testlerinde ya da denetlemelerde sizin sorumlu olduğunuz bir alanda güvenlik açığı tespit edildiğini düşünün.Sonrasında da yöneticileriniz ile yapacağınız görüşmeyi düşünün. İşte bu durum da kişisel. Bu nedenle de işini en iyi şekilde yapmaya özen gösterir. Aslına bakarsanız bu durum sizde ve personelinizde çok güzel bir bakış açısı yaratabilir. Çalıştığınız ortamın güvenliğinin sağlanmasında ve işlerin sorunsuz şekilde ilerlemesinde doğrudan bir katkınız bulunacak ve bu sayede tüm personelin sorumluluk ve aidiyet duygusu da gelişmiş olacaktır.

3 Sorumluluklarınızın Farkında Olun
Güvenlik görevlisinin sorumluluğu nedir ya da neleri kapsar? Bu soru, sektörün uzun süredir kendi içinde sorguladığı, fakat bir türlü net olarak cevaplandıramadığı bir durum olarak yerini koruyor. Aslında bu sorunun cevabını bulmak için yapılması gereken tek şey ortak akılda buluşmak. Ortak akılda buluşmanın önemini şu şekilde belirtebiliriz. Bir proje ile ilgili güvenlik uygulamasına geçilecek ve bu durum hakkında iki farklı avukatın görüşüne başvuruyorsunuz. Avukatlardan biri uygulamayı destekleyen bir argümanı savunurken, diğeri uygulamaya karşı çıkan bir argüman ile karşınıza gelebilir. Daha ilginci ise her ikisi de argümanlarını savunurken bu savunmayı yasal yükümlülüklere bağlayacaktır. Mesela, bir serserinin bir vatandaşı tesisinizi koruyan güvenlik personelinin önünde dövdüğünü düşünün. Bu durumda personelden beklentiniz tam olarak nedir? Sizce yalnızca gözlem yapıp, olayı raporlaması yeterli midir? Gözlem ve raporlama prosedürünün sizi olay ile ilgili yasal yükümlülükten kurtarması gerekir. Fakat birçok olayda bu prosedür ortak akıl kavramının gereklilikleri ile uyuşmazlık gösterebilir. Sonuç olarak, personelin temel görevi, tesisin güvenliğini sağlamak ve tesisi tehlikelere karşı korumaktır. Örneklediğimiz bu senaryoyu, farklı güvenlik görevlilerine anlatın ve kendilerinin nasıl bir aksiyon alacağını sorun. Muhtemelen farklı farklı cevaplar duyacaksınızdır. Bu nedenle sorumluluklarınızın net ve anlaşılır biçimde belirlenmesi ve bu standardın korunması, etkin bir şekilde güvenlik icra edebilmeniz adına büyük öneme sahiptir.

4 Prosedürleriniz Net ve Belirgin Olsun
Firmaların neredeyse her türlü işleyiş ile ilgili bir prosedürü vardır. Fakat bazen yayınlanan bu prosedürlerin belirsiz olmasından dolayı, uyulması gereken talimatlar personel tarafından yanlış anlaşılabilir. Örneklemek gerekirse, güvenlik sektöründe görevli olan yöneticiler, amirler ya da eğitmenler personele şüpheli bir durum ile karşılaşmaları halinde mutlaka bir üst amirlerine haber vermeleri konusunda uyarılarda bulunurlar. Peki personel, neyin şüpheli olup neyin olmadığını neye göre belirleyecek? Ya da şüpheli bir durum ile karşılaşması halinde amirine söylemesi yeterli mi olacak? Bunun yerine; bu durumu şüpheli durum ya da davranış analizi yaparak yorumlaması ve daha da önemlisi bu şüpheyi kötü niyetli bir operasyon metodu ile ilişkilendirebilmesi daha doğru olmaz mı? Bu şekilde verilmiş bir talimat hem yoruma kapalı olacaktır hem de daha mantıklı bir dayanağı olacaktır.
Başka bir örnek üzerinden yol alacak olursak; silahlı saldırı olaylarında uyulması gereken talimatlar genelde saklanmak ya da kendinizi bir yere kilitlemek yönünde verilir. Fakat bu durum gerçekten de en iyi seçenek olmayabilir. Bu tarz bir saldırı ile karşı karşıya kalındığında yapılması gereken en önemli şey saklanmak yerine tehlikeden uzaklaşmak ve saldırganı etkisiz hale getirmek adına zaman kazanmaktır.
Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir ve birçoğu uygulama açısından tartışmaya açıktır. Herhangi bir karışıklığa yol açmamak ve personelin durumu tam anlamıyla kontrolü altına alıp işini düzgün bir şekilde icra edebilmesi adına, net ve belirgin prosedürleriniz olması ve bu prosedürlerin personele düzgün bir şekilde aktarılması önem arz etmektedir.

5 Aidiyet Duygusu Geliştirin
Birçok uzman iç tehdidin, sektör genelinde güvenliğin en fazla göz ardı edilen kısmı olduğu yönünde görüş bildirmektedir. Güvenlik uygulamalarınızı yapılandırırken yalnızca dış tehditleri göz önünde bulundurmak sizi yeteri kadar güvenli tutmaz.
Personel kanadından gelebilecek bir iç tehdit ile başa çıkmanın en iyi yöntemi, ekibinizde yaratacağınız aidiyet duygusudur. Peki, bunu nasıl yapacaksınız? Öncelikle personeliniz ile sağlıklı bir ilişki kurmalı ve kendilerini değersiz hissettirecek davranışlardan kaçınmalısınız. Personelin kendini iyi hissettiği huzurlu bir iş ortamında, iç tehdit hadisesi ile karşılaşma ihtimaliniz çok daha düşüktür. Çünkü çalışanlarınız size ve şirketine karşı kötü düşünceler beslemeyecektir. Kendilerini bir topluluğa ait hissedip bu topluluğa karşı sorumluluk sahibi olacaktır. Bu sayede ekip içerisinde çürük bir elma var ise tespit edilmesi de daha kolay olacaktır.

6 Karar verin! Önce Güvenlik mi, Önce Emniyet mi?
Gerek iş ortamında gerekse özel hayatımızda, kişisel emniyetimiz her şeyden önce gelir. Bu durumu o kadar ciddiye alırız ki birinci önceliğimiz kişisel emniyetimizdir. İş ortamında ve ofislerde uygulanan İş Sağlığı ve Güvenliği kuralları, eğitimler, denetimler, iş kazalarını engellemek adına alınan önlemler, “Önce Emniyet” şeklinde asılan uyarılar ,vb. Düşündüğünüz zaman hepsi kişisel emniyetimiz için. Peki, neden güvenlik uygulamalarımıza da bu şekilde öncelik vermiyoruz? Aksine, toplum genelinde güvenlik birçok kişi tarafından gereksiz ve angarya bir uygulama olarak algılanıyor. Maliyet bazlı yönetilen birçok firma zarar etmemek adına güvenlik uygulamalarından feragat etmekte herhangi bir sorun görmeyebilir. Buna ek olarak, bazı firmalar “Müşteri Memnuniyeti Güvenlikten Önce Gelir” tarzında bir mantalite ile yönetiliyor olabilir. Bu noktada güvenliğin ne derece önemli olduğunu düşünmekte fayda var. Dolayısıyla önceliklendirme açısından güvenliğin ayrı bir yere sahip olması gerektiğini unutmamalısınız.

7 Güvenliğin Dolaylı Faydalarını Unutmayın!
Güvenlik uygulamaları ile ilgili unutulmaması gereken bir diğer önemli husus ise güvenlik için yapılan harcamaların boşa gitmediğidir. Öyle ki bu durum, birçok güvenlik yöneticisi tarafından yıllardır kanıtlanmaya çalışılmıştır. Etkin bir şekilde uygulanan güvenliğin birçok anlamda faydasını görebilirsiniz. Hatta dolaylı yoldan güvenlikle ilgisi olmayan kişilere bile etkisi olacaktır. Örneğin, ofis binasının girişinde akşam vakti bulunan bir güvenlik personeli, geç saatlerde çalışmak zorunda kalan bayan personelin daha rahat ve güvenli hissetmesini sağlayacaktır. Güvenlik riskinin yüksek olduğu bölgelerde müşteriler, güvenlik personeli bulunmayan alışveriş merkezlerine gitmek yerine güvenlik uygulaması bulunan mağazalara ziyarette bulunacaktır. Buradan yola çıkarak, bu durumun ticari bir etkisinin olduğunu da rahatça belirtebiliriz.

Kaynak: http://chameleonassociates.com/

Şüpheli Davranış Tespiti

Günümüzde güvenlik konsepti, yalnızca alarm sistemleri ya da kapalı devre kamera sistemlerine dayalı olmaktan çıkıp farklı bir boyuta taşınmıştır. Dünya genelinde uzmanlar, tam anlamıyla eksiksiz uygulanacak bir güvenliğin temelini oluşturmak için; şirketlerin güvenlik politikaları kadar çalışanlarının sergiledikleri tutum ve güvenlik ile ilgili oynadıkları rolün de büyük bir öneme sahip olduklarını savunuyorlar. Bu bağlamda personelinize sağlayacağınız temel eğitimler, çalışanlarınızın şüpheli kişilere karşı nasıl davranacakları ve sonrasında nasıl bir aksiyon alacakları konusunda büyük bir katkı sağlayacaktır.

Şüpheli davranışlara karşı uygulanan prosedürlere bakıldığında; yasadışı eylemleri gerçekleşmeden engelleme konusunda büyük bir fark yaratmasına rağmen çok az sayıda kuruluşun bir politikaya sahip olduğu görülüyor. Hırsızlık, vandalizm ya da diğer suçlar her zaman gece karanlığında mülkünüze gizlice girilerek gerçekleşmiyor. Birçok hırsızlık vakası ya da müşterileriniz veya çalışanlarınızın maruz kaldığı kavgalar, gündüz vakti gerçekleşiyor. Ne yazık ki hiçbir kilit ya da alarm sistemi bu tür problemleri engellemenize yardımcı olmayacaktır. Fakat sorun yaratacak tipteki insanları tespit etme konusunda yeteri kadar bilgili olursanız ve çalışanlarınızı bu tür kişilere karşı nasıl bir aksiyon almaları gerektiği konusunda bilgilendirirseniz, problemi daha oluşmadan engelleme şansına sahip olursunuz. Şüpheli davranışların tespiti ve kötü niyetli kişilere karşı alınacak aksiyonlar ile ilgili izlenecek yollar bazı maddeleri şöyle sıralayabiliriz;

Garip mi, Şüpheli mi?
Öncelikle, sorun yaratacak insanların işyerinize ya da ofis binanıza gelir gelmez tespit edilmesi ve herhangi bir aksiyon almadan engellenmesi çok önemlidir. Fakat bu durumun, büyük bir hassasiyet ile ele alınması gerektiği de unutulmamalıdır. Garip şekilde davranan bir kişi, yalnızca bu davranışlarından dolayı şüpheli olarak addedilirse, müşteri memnuniyeti konusunda sorun yaşama durumunuz doğacaktır. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, garip davranış ile şüpheli davranışın ayrımını yapmak olacaktır.
Polis memurlarının, spor müsabakaları ya da konser gibi büyük aktivitelerde şüpheli davranış tespiti için aldıkları eğitimler üzerinden örneklemek gerekirse; kendilerine verilen talimatlar, düzenlenen olayla ilgilenmek yerine etrafı gözetleyen kişileri ya da grupça hareket etmek yerine tek başına ve geri planda vakit geçiren kişileri gözlemlemeleri yönündedir. Bu tarz bir bakış açısı tabii ki faydalı olacaktır. Fakat bu yaklaşım türünün, Alzheimer ya da otizm gibi zihinsel bir engeli bulunan kişileri rencide etme riski de bulunmaktadır. Bazı insanlar, kalabalık ortamlarda kendilerini rahat hissetmeyerek farklı davranma eğiliminde bulunabilirler. Fakat bu durum onları direkt olarak suçlu yapmaz.

Kişilerin sergilediği şüpheli davranışlar ve şüpheli işaretler çoğaltılabilir. Personelinizi bu tür davranış ve işaretlerin tespitini yapmak adına eğitmeniz kesinlikle size ve işinize fayda sağlayacaktır. Fakat çalışanlarınızı aynı zamanda garip ve şüpheli davranışı ayırt etme ve zihinsel engelli kişilerin sergileyebileceği davranışları anlamlandırabilme konusunda da bilinçlendirmeniz gerekmektedir. Karşınızdaki kişinin sergilediği davranışların, şüpheli bir işaret mi yoksa garip bir davranış mı olduğunu anlamanız, duruma müdahale etmeniz için gerekli en önemli unsurdur.

Şüpheli İşaretlere Örnekler…
Gerginlik. Kişinin gergin biçimde hareket etmesi, terlemesi ve göz temasından kaçınarak kısa süreli bakışlar kullanması. Kişinin rahatsız ve huzursuz bir görüntü çizmesi. Sürekli olarak sabit bir yere bakarak, kendini diğer çevresel faktörlerden soyutlar bir görüntü çizmesi. Yapılan çalışmalar, geçmişte düzenlenen intihar saldırıları ya da silahlı saldırıların hepsinde bu tür şüpheli işaretlerin saldırgan tarafından sergilendiğini doğruluyor. Özellikle büyük ölçekli saldırılarda bu işaretlere ek olarak; gerginlik seviyesinin yüksek olmasından dolayı kişinin mırıldanması ve dua etmesi de şüphe uyandıran davranışlardır. Ayrıca kişinin sürekli olarak bulunduğu bölgeye giriş ve çıkış yapması da gerginlikten kaynaklanan bir şüpheli işaret olarak değerlendirilmelidir.
Kişinin, aşırı biçimde bol ya da mevsim şartlarına uygun olmayan (sıcak bir havada palto kullanımı) kıyafetler giymesi. Bu durum kişinin vücuduna gizlediği bir patlayıcının olduğuna işaret edeceğinden dolayı şüpheli işaret olarak değerlendirilmelidir.
Kişinin, ellerini sürekli olarak ceplerinde tutması ya da ellerini sıkıca birbirine kenetlemesi. Bu durum, kişinin patlayıcı düzeneği aktif hale getirecek kumandayı tutuyor olması ihtimaline işaret edebilir.

Kişinin, sürekli olarak vücudunun belirli bir tarafı ile ilgilenmesi ya da giysisinin belirli bir kısmını düzeltmesi. Bu durum, kişinin üzerinde sıra dışı bir objenin bulunmasına ya da sıra dışı bir kıyafet giyiyor olmasına işaret ediyor olabilir. Bu tür kişiler gözlemlenirken; silah gizlenme ihtimaline karşın kişilerin bel ve ayak bileği bölgesi dikkatle incelenmelidir. Bu duruma ek olarak; canlı bombaların eylem öncesi psikolojileri ile ilgili yapılan araştırmalar, taşıdıkları bomba ile ilgili herhangi bir sorun var mı düşüncesi ile sürekli olarak üzerlerini ve kıyafetlerini kontrol ettiğini belirtiyor.

Nasıl Yaklaşılmalı?
Karşınızdaki kişinin sergilediği davranışlardan dolayı sorun yaratacak bir profilde olduğundan emin olsanız bile durumun hala büyük bir hassasiyetle ele alınması gerekmektedir. Burada duyarlı yaklaşmanızın sebebi, emin olmanıza rağmen ortada bir yanlış anlaşılma olabilir. Daha da önemlisi şüphe duyulan kişi, tarafınızca sinirlendirilirse durum daha da tehlikeli bir hal alabilir. Bundan dolayı; personeliniz kesinlikle saldırgan bir tutum sergilememeli ve bunun yerine kişi ile iletişim kurarak mevcut durum ile ilgili daha fazla bilgi edinmek amacı ile diyaloglar geliştirmelidir. İletişim kurma konusunda alınabilecek ilk ve en iyi aksiyon, karşınızda bulunan kişiye herhangi bir konuda yardımcı olup olamayacağınızı sormaktır. Bunun devamında kişiye ziyarete geldiği departmanı ya da kişiyi sorarak ne amaçla orada bulunduğunu öğrenebilirsiniz. Bu tarz sorular, kişiyi rencide edecek sorular değildir dolayısı ile yanlış anlaşılma riskini ortadan kaldıracaktır. Fakat aynı zamanda kişiye izlenildiği hissini yaratır. Bu durum kişide huzursuzluk oluşturabilir ve daha fazla şüpheli davranış sergilemesine yol açabilir.

Kaynak: Carl Smith http://www.otherbb.com/2013/10/identify-deal-suspicious-behaviour-premises.html & http://archive.adl.org/security/s_people.html