Güvenlik Hizmetlerinde Liderlik Prensipleri

Bu sayımızda, özellikle güvenlik sektöründe görev almakta olan yöneticilerimiz için önemli gördüğümüz liderlik özelliklerine değinmek istedik.

1. Değişimlerden Korkmayın
Operasyonel planlamanın en önemli ve çoğunlukla göz ardı edilen noktası, uygulamaların gerektiği taktirde yenilenmesi ve geliştirilmesidir. En iyi olduğunu düşündüğünüz uygulamayı hayata geçirmeli fakat ona körü körüne bağlanmamalı, değişen durum ve koşullar karşısında alternatif ve güncel planlar yaratmaktan çekinmemelisiniz. İyi liderlerin esnek fikirleri olmalı ve değişen koşullar karşısında güncel kalmalıdırlar.

2. Basitleştirin
Gerçeklerin, her zaman beklentilerinizle aynı olmayacağı ve uygulamalarınızın değişikliğe uğramak zorunda kalabileceği fikrini benimsediğiniz taktirde, planlarınızı en basit seviyede tutmanız gerektiğini de anlayacaksınızdır. Eğer bir plan çok sıkı prosedürlere sahip ve karmaşık ise, değişen koşullara uyum sağlayacak ve etkili olacak şekilde değiştirilmesi veya geliştirilmesi çok zor olacaktır. Oldukça sıkı prosedürler gerektiren uygulamaları gerçekleştirmekle yükümlü olan güvenlik ekibiniz, uygulamalar üzerinde değişiklik yaptığınız zaman adapte olmakta zorlanacak ve işleyişin aksamasına sebep olabileceklerdir. Başarılı bir strateji istiyorsanız, bunu basit tutmalısınız.

3. Operasyon Öncesi Gerekli Bilgilendirmeyi Yapın
Çoğu güvenlik ekip lideri operasyon öncesinde astlarını bilgilendirme konusunda sıkıntı yaşamaktadır. Neyin nasıl yapılmasını gerektiğini bilir fakat bunu astlarına aktarmada zorlanabilirler. Kısa ve öz bilgilendirme şu noktaları içermelidir;
 Müşterilerin bizden istediği uygulamalar
 Ne yapmamız gerektiği ve bunu niçin yapmamız gerektiği
 Görevi icra ederken kullanacağımız yöntem ve metodlar
 Görev tanımı ve sınırları
 İletişim yolları
Bu noktalardan en önemlisi “Niçin?”dir. Sadece görevi yerine getirmenin ötesinde, bu görevin niçin yapıldığı ve her bir bireyin görevi gerçekleştirme konusunda ne kadar önemli bir role sahip olduğunun bilincine varması çok önemlidir. Ekibinizi test edebilmek için onların da size yukarıdaki konuları içeren bir bilgilendirme konuşması yapmalarını talep edebilirsiniz. Bu size, astlarınızın bireysel görevlerini benimseyip, başlarında onları gözlemleyen biri olmadan bile görevlerini yerine getirebileceklerini gösterir.

4. Astlarınız İçin Çalışın
Çoğu kişi, liderliğin de insan ilişkilerinden biri olduğu konusunu gözden kaçırmaktadır. Astlar liderleri için çalışmaktadır fakat aynı şekilde ekibin lideri de astları için çalışır. Çoğu durumda lider astlarına, astlarının kendisine duyduğundan daha çok ihtiyaç duyar. Lider olmak diğer işlerden biraz daha farklıdır, çünkü yaptığınız işin niteliği astlarının nasıl çalıştığına bağlıdır. Çok iyi bir güvenlik şefi olabilirsiniz fakat liderlik yeteneğiniz sizin nasıl çalıştığınızla değil, astlarınızın nasıl çalıştığıyla değerlendirilir. İşlerini severek ve dolayısıyla iyi yapmalarını istiyorsanız, astlarınıza kibar ve düşünceli davranın. İhtiyaçlarına kulak verin ve onları dinleyin.

5. Zayıf Personele Nasıl Yaklaşılacağını Bilin
Her zaman en iyi ve başarılı personelle çalışma şansınız olmayacaktır. Yapmanız gereken, performans düşüklüğü gösteren personeli bir kenara çekip, yaptığı işin ne kadar önemli olduğunu, ona ne kadar ihtiyacınız olduğunu ve onda bulunduğunu bildiğiniz gurur duyacağı özelliklerini söylemenizdir. Çok fazla potansiyel sahibi olmadığını düşünseniz bile, bu şekilde bir konuşma ona cesaret verecek ve özgüvenini arttırarak daha efektif ve istekli çalışmasına yardımcı olacaktır. Motivasyon konuşması her zaman işe yaramayabilir. Bu durumda daha sıkı uygulamalarda bulunmak gerekebilir ama bunları daha sonra, yani pozitif yaklaşım işe yaramazsa, kullanmak doğru olacaktır.

Genellikle yapılan hatalardan biri de, zayıf çalışanların, pek fazla kullanılmayan arka girişler gibi daha önemsiz ve basit yerlerde görevlendirilmesidir. Daha az riskli bir görev vermek mantıklı bir hareket olabilir ama onları çok ortalıkta olamayacakları yerlerde görevlendirerek, görüş alanınızın dışında bırakmış olursunuz ve bu durum faydadan çok zarar da verebilir. Eğer zayıf bir personeliniz varsa, onu sürekli gözlem altında tutabileceğiniz yerlerde görevlendirmelisiniz.

6. Kendinizi Kontrol Edin
Kendinizi kontrol edemiyorsanız, başkalarını kontrol etmeniz oldukça zordur. Aynı durum astlarınız tarafından düşünüldüğünde de, kendini kontrol edemeyen birini örnek almak istemeyeceklerdir. Oto-kontrol sağlamadaki en büyük problem, bunun farkında olmamak veya çok çabuk kontrolünü kaybeden bir kişiliğe sahip olmaktır. Oto-kontrol sağlamanın en önemli yolu ise kendinizi tanımak ve empati yapmaktır.Kendinize dışarıdan bakmaya çalışın. Başkalarına nasıl göründüğünüzü, nasıl davrandığınızı, insanlara hitap ederken kullandığınız ses tonunuzu ve size aynı tonda hitap edildiğinde ne hissedeceğinizi düşünün. Hangi hızda ve yüzünüzde hangi ifadeyle konuştuğunuzu düşünün. Kendinizi kontrol edebilmenin anahtarı, dışarıdan nasıl göründüğünüzü bilmektir.

7. Sakin Olun ve Yavaşlayın
Kendinizi kontrol edebildikten sonra yapmanız gereken, sakin olmak ve yavaşlamaktır. Stresli zamanlarda bunu başarabilmek çok önemlidir. Sakinliği korumanın 2 önemli fonksiyonu vardır; İlki daha iyi kararlar almanızı sağlar, ikincisi ise kendinizi ve düşüncelerinizi daha iyi ifade edebilmenize yardımcı olur. İyi bir örnek teşkil etmek ve rol model olarak görülmek istiyorsanız, panikleme ve kontrolü elde tutma arasındaki ince çizgiye dikkat etmeli ve sakinliğinizi koruyarak etkili ve doğru kararlar almalı, davranışlarınızı o doğrultuda yönlendirmelisiniz. Sakin ve kontrollü kalmak, bir lider için en önemli özelliklerden biridir.

8. Kendinizi tanıyın
Liderlik, insan ilişkileriyle ilgilidir ve insanları anlamak, kendinizi anlamakla başlar. Liderliğin prensiplerini anlamaktan önce, kendinizin nasıl bir lider olduğunuzu çözmeniz gerekir. Nasıl bir insan olduğunuzu bilin ve aynı doğrultuda davranmaya devam edin. Kimileri doğuştan bir liderdir ve hayatın her alanında, aile, arkadaş ve iş ilişkilerinde hep lider rolünü üstlenir. Kimileri de gerekli olduğu zamanlarda liderlik yapar. Kimileri daha gelenekselcidir, kimileri daha güncel düşünür ve yenilikçi davranır. Kimi liderliği isteyerek, şevkle yapar, kimileri ise bunu sadece gerektiği için yapar. Yöntem, tavır, nasıl olursa olsun, kendi kişiliğinizi bilmeli, kendinizi tanımalı ve liderlik tarzınızı o doğrultuda devam ettirmelisiniz.

Terörist Saldırı Sinyalleri

Saldırı öncesi belirtilerin tespit edilmesi, saldırganın yalnız olduğu ve göreceli olarak izole ve sakin bir ortamda daha kolay olabilir. Fakat bu tespitin binlerce kişinin bulunduğu kalabalık bir ortamda yapılması gerektiği düşünülürse; tespiti yapması gereken görevli kişilerin işi bir hayli zorlaşabilir. Bu durumu kolaylaştırmanın en önemli yolu, insan vücudunun nasıl işlediğini ve bu işleyişin çevresel faktörler ile etkileşim içerisinde bulunarak nasıl bir belirti ortaya çıkardığını anlamaktır.
Psikolojik Belirtiler: Ağır stres altındaki vücut, içgüdüsel bir tepkime olan “savaş ya da kaç” olgusu ile alakalı olan aşırı hormon salınımından dolayı duyusal sinir sistemini harekete geçirir. Duyusal sinir sistemi de böbreküstü bezleri uyararak, adrenalin ve noradrenalin içeren katekolamin salgılarının salınımını gerçekleştirir. Katekolamin isimli salgı ise; insan bedeninde yüksek seviyeli kalp atışı ve nefes alış verişine yol açar ve damarların daralması ile kasların gerilmesine sebep olur. Davranışlardan bağımsız ve istemsiz bir şekilde gerçekleşen bu dışavurum şu tepkimeleri de içinde barındırabilir;
 Aşırı terleme
 Hızlı ve kesik nefes alma
 Gözbebeklerinin büyümesi
 Burun deliklerinin genişlemesi
 Ellerin ya da dizlerin titremesi
 Yüzde kızarıklık
 Gerginlik
Bu belirtilen fiziksel tepkimelere ek olarak, saldırganların sergilediği ve gözlemlenebilir daha birçok saldırı öncesi belirti vardır. Bu belirtileri de Davranışsal Belirtiler olarak kategorize edebiliriz;
Göz Temasından Kaçınma: İnsan vücudu stres alındayken, aynı anda birden fazla görevi yerine getiremez. Kişi stres altındayken bir süreci tamamlamaya çalışıyorsa, göz temasından kaçınma kişinin asıl görevine odaklanmaya yardımcı olmaktadır.

Saldırı öncesi belirtilerin tespit edilmesi, saldırganın yalnız olduğu ve göreceli olarak izole ve sakin bir ortamda daha kolay olabilir. Fakat bu tespitin binlerce kişinin bulunduğu kalabalık bir ortamda yapılması gerektiği düşünülürse; tespiti yapması gereken görevli kişilerin işi bir hayli zorlaşabilir. Bu durumu kolaylaştırmanın en önemli yolu, insan vücudunun nasıl işlediğini ve bu işleyişin çevresel faktörler ile etkileşim içerisinde bulunarak nasıl bir belirti ortaya çıkardığını anlamaktır.
Psikolojik Belirtiler: Ağır stres altındaki vücut, içgüdüsel bir tepkime olan “savaş ya da kaç” olgusu ile alakalı olan aşırı hormon salınımından dolayı duyusal sinir sistemini harekete geçirir. Duyusal sinir sistemi de böbreküstü bezleri uyararak, adrenalin ve noradrenalin içeren katekolamin salgılarının salınımını gerçekleştirir. Katekolamin isimli salgı ise; insan bedeninde yüksek seviyeli kalp atışı ve nefes alış verişine yol açar ve damarların daralması ile kasların gerilmesine sebep olur. Davranışlardan bağımsız ve istemsiz bir şekilde gerçekleşen bu dışavurum şu tepkimeleri de içinde barındırabilir;
 Aşırı terleme
 Hızlı ve kesik nefes alma
 Gözbebeklerinin büyümesi
 Burun deliklerinin genişlemesi
 Ellerin ya da dizlerin titremesi
 Yüzde kızarıklık
 Gerginlik
Bu belirtilen fiziksel tepkimelere ek olarak, saldırganların sergilediği ve gözlemlenebilir daha birçok saldırı öncesi belirti vardır. Bu belirtileri de Davranışsal Belirtiler olarak kategorize edebiliriz;
Göz Temasından Kaçınma: İnsan vücudu stres alındayken, aynı anda birden fazla görevi yerine getiremez. Kişi stres altındayken bir süreci tamamlamaya çalışıyorsa, göz temasından kaçınma kişinin asıl görevine odaklanmaya yardımcı olmaktadır.

Dikkatin Odaklanması: Belirli bir hedefe ya da hedefin geniş bir kısmına sabitlenmek, saldırganın odaklanmış ve bozulmamış dikkatini ortaya çıkarmaktadır. Bu durum da saldırganın hedefini belirlediğinin ve saldırıyı gerçekleştirmek üzere olduğunun göstergesi olabilir.
Çevrenin Taranması: Paranoyakça ve agresifçe yapılan bir çevre taraması kişinin saldırıyı gerçekleştirmek üzere olduğunun göstergesi olabilir. Koordineli olarak hazırlanan bir saldırının baş aktörü, çevreyi kontrol ederek, güvenlik güçlerini kontrol ederek, olası tanıkları ve kaçış yollarını tarayarak kendisini açığa çıkaracaktır. Gerginlik ve bahsettiğimiz şekilde paranoyak bir dışavurum, güçlü bir saldırı öncesi göstergesidir.
Aleni Tehditler Savrulması: Sözlü olarak sarf edilen tehditler, saldırganın ruh halinin ve niyetinin çok net bir göstergesi olabilir. Durumun bu denli aşikar olması, var olan saldırı öncesi göstergesinin önemsenmemesine yol açmamalıdır.
Hedefin Gözlemlenmesi: Hedefin gözlemlenmesi, kelimenin tanımından başka bir anlama sahiptir. Bu terim literatürde saldırganın, saldırı öncesi kendini hedefi ile ilgili meşgul tutması olarak tanımlanmaktadır. Saldırgan genellikle, hedefinin yüzüyle daha da spesifik olarak çenesi, burnu, boğazı ve asıl hedefi olan diğer vücut parçalarını inceler. Eğer saldırganın hedefi silahlı bir bireyse, saldırgan bu gözlemi direkt olarak silah üzerinde yapacaktır. Silah üzerinde yaptığı gözlemler, silah hakkında duyduğu endişeyi ya da kendi faydasına kullanma niyetini gösterebilir. Bu tür gözlemlemeler, saldırganın saldırı öncesi değerlendirme yaptığının belirtisi olabilir.

Gizli İletişim Kurulması: Çeşitli jestler, ellerle yapılan ya da farklı şekilde yapılan işaretleşmeler, şifreli sözcükler ve şüpheli bir grup arasında kullanılan yabancı bir dil potansiyel bir koordineli saldırının göstergesi olabilir. Bu durum özellikle, kişilerin birlikte fakat fiziksel olarak mesafeli bir konumda yer aldığı anlarda daha kesin ve ihtiyatla yaklaşılması gereken bir hal almaktadır.

Yukarıda bahsettiğimiz saldırı öncesi belirtilerin tespit edilmesi ve doğru şekilde yorumlanması, belli ölçüde disiplin ve sağduyu gerektirir. Dolayısıyla, bu bağlamda yapılan gözlem pratikleri, kişilerin hareketlerinin ve niyetlerinin sorgulanması, detaylar üzerindeki hakimiyetinizi arttırarak bu tür tehlike habercilerinin tespitini yapmanızı daha kolay hale getirecektir

Kaynak: Michael W. Pukish /’Off The X’ Pro Tip: Pre-Attack Indicators

2016 Yılı Mayıs Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Terör saldırılarının gündemde olduğu bir ayı daha geride bıraktık. Özellikle ülkenin doğu bölgesinde güvenlik güçlerinin yürüttüğü terörle mücadele operasyonları son hızıyla devam ederken, terör örgütü PKK’nın misilleme saldırıları ile ne yazık ki birçok kolluk kuvveti şehit oldu.
Başta Mardin, Diyarbakır, Hakkari olmak üzere birçok kentte yaşanan sokağa çıkma yasakları, terör eylemleri ve şehit haberleri ülke gündemini yoğun şekilde meşgul etti. Mardin Nusaybin’de gün aşırı gerçekleştirilen roketatarlı saldırılar, sokağa çıkma yasağı uygulamasından dolayı herhangi bir can kaybına yol açmazken onlarca kişinin yaralanmasına sebep oldu. Van’ın bir ilçesinde ise üç ayrı noktada infilak ettirilen el yapımı patlayıcıların hedefi, devriye görevi yapan TOMA ve zırhlı polis ekip araçlarıydı. Yetkililer, olayda herhangi bir can kaybı ya da yaralanma olmadığını belirttiler. Aynı tür saldırı, Diyarbakır’da yaşanırken bu saldırıda iki polis memuru yaralandı. Terör örgütü PKK, polis ekiplerinin ve askeri güçlerin yürüttüğü hendek kapama ve bomba imha çalışmalarına karşılık verme amacıyla, Mardin’de bulunan askerlik şubesine bomba yüklü bir araçla saldırıda bulundu. Şube önündeki bariyerleri aşamadığından şubeye yaklaşamayan teröristler saldırıyı bina önünde yapmak zorunda kalırken, patlamada bir sivil yaşamını yitirdi ve 18 sivil de yaralandı. Bu eylemlerin ardından; TSK yapmış olduğu açıklamayla, Hakkari’deki operasyonların tamamlandığını duyurdu. Açıklamada; 43 gün süren operasyonda 196 teröristin etkisiz hale getirildiği, 214 barikatın kaldırıldığı, 135 hendeğin kapatıldığı, 286 adet el yapımı patlayıcının imha edildiği, 220 kg patlayıcının, 619 adet silah ve tüfeğin 46700 adet cephanelik ile ele geçirildiği belirtilmiştir. Doğu bölgesinde yaşanan bu olayların önüne geçen bir diğer gündem konusu ise Kilis kentinde yaşanan füze saldırıları oldu. IŞİD’ in Suriye kara tarafından yaptığı füze saldırılarının hedefi olan Kilis şehrinde, geçtiğimiz ay bu saldırılardan dolayı en az 17 sivil yaşamını yitirmiş, 50’den fazla sivil de yaralanmıştır.

Yaşanan bu saldırılar, kent genelinde resmen olağanüstü hal yaratarak güvenlik konseyinin toplanmasına sebep olmuştur. Saldırılar sonucu, kentte başlayan göç dalgası aynı zamanda ekonomik krize de neden olarak şehri kelimenin tam anlamıyla yaşanmaz bir hale getirmiştir. Yaşanan olayların ardından bölgeye yapılan askeri sevkiyat yoğun bir hal almıştır.

Nisan ayını kapatmadan, Bursa’nın tarihi ve turistik merkezi olan Ulu Cami yakınlarında canlı bomba dehşeti yaşandı. Emniyet yetkilileri, saldırıyı yapan 20-25 yaşlarındaki kadın teröristin parçalanarak öldüğünü bildirdi. Siyah uzun manto giydiği, başörtüsü taktığı belirtilen canlı bombanın patlama sırasında 4 metre yakınında sadece 1 kişinin bulunmasının olası bir facianın önüne geçtiği kaydedildi. Yaralananların sayısının ise 23’ü bulduğu kaydedildi. Ülkemizde bu olaylar yaşanırken, uluslararası alanda da terör olayları çirkin yüzünü göstermeye devam etti. Kudüs’te sivillerin kullanmakta olduğu bir yolcu otobüsüne yapılan bombalı saldırı sonucu 21 kişi yaralanmış ve saldırıyı HAMAS örgütü üstlenmiştir. Ses getiren bir diğer terör saldırısı ise Afganistan’ın başkenti Kabil’de yaşandı. Bomba yüklü araçla gerçekleştirilen intihar saldırısında en az 28 kişi yaşamını yitirirken 329 kişinin de yaralandığı belirtilmiştir. Taliban örgütünün üstlendiği saldırının menzilinin 1,5 km olduğunu ve patlamanın müthiş bir şiddetle gerçekleştiğini belirtilen yetkililer, saldırının ardından gerçekleşen silahlı saldırılar sonucu da yaşamını yitiren kişilerin arasında polis ve askerlerin de bulunduğu açıklanmıştır. Görüldüğü üzere gerek yerel gerekse küresel anlamda terör bir an olsun hız kesmeden devam etmektedir.Her sayımızda ne yazık ki farklı terör olaylarından ve yaşamını yitiren farklı masum insanlardan bahsetmekteyiz. Bu tür olayların ve can kayıplarının engellenmesinde güvenlik güçleri kadar sivil bireylere de görev düşmektedir.
Bu sayımızda da bahsedeceğimiz üzere, çevremize karşı daha duyarlı olmak ve etrafımızda ne olup bittiğini gözlemlemek güvenlik açısından hayati öneme sahip olmaktadır.