2016 Yılı Ağustos Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Temmuz ayı bu yılın en sarsıcı terör saldırılarının yaşandığı ay oldu. İlk olarak, ülkemizde yaşanan ve tüm dünyada da büyük ses getiren, demokrasi karşıtı darbe girişimi büyük bir şok etkisi yarattı. Kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak adlandıran bir grup TSK personeli tarafından gerçekleştirilen darbe teşebbüsü sonucunda 250’den fazla kişi hayatını kaybetti ve 2200’den fazla kişi yaralandı. İstanbul’daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin akşam saat 9 civarında kapatılmasıyla başlayan süreç sabah saatlerine kadar çatışmalarla devam etti. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Jandarma Kuvvetleri Komutanı Galip Mendi darbe girişiminde bulunan askerler tarafından rehin alındı. Darbe girişimi esnasında, önemli merkezler ve kamu binalarına da saldırılar düzenlendi. Kuşkusuz, bunların en dikkat çekici olanı, milletvekilleri varken TBMM binasının 4 kere helikopter ve savaş uçakları tarafından bombalanması oldu. Yine kritik öneme sahip birçok kamu binasına düzenlenen saldırılardan bazıları ise şöyleydi; M.İ.T. binası AH-1 SuperCobra helikopterleri tarafından saldırıya uğradı, Genelkurmay Başkanlığı darbeci askerler tarafından abluka altına alındı, Özel Harekât Daire Başkanlığı, F-16 savaş uçakları tarafından iki kez bombalandı, Ankara Emniyet Müdürlüğü helikopterler tarafından bombalandı, TÜRKSAT Genel Merkezi helikopterler tarafından saldırıya uğradı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü,İBB binaları işgal edilmeye çalışıldı, silahlı çatışmalar yaşandı.
Marmaris’te bir otelde tatil yapan Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’a saldırıda bulunuldu;ancak, saldırıdan 15 dakika önce Erdoğan otelden ayrılmıştı. Bu süreçte, F-16 savaş uçakları ile İstanbul ve Ankara’da ses hızının üzerinde alçak irtifada uçuşlar gerçekleştirildi. Sivil halk üzerinde gerçekleştirilen bu uçuşlar esnasında ses patlamaları (Sonic Boom) meydana geldi. Bu patlamalar ,sivil halk arasında bombalama paniği yaşanmasına neden oldu.
Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın canlı telefon bağlantıları ile halkı darbe girişimini engellemek için sokaklara çıkmaya davet etmesi ile binlerce kişi ülkenin çeşitli yerlerinde protesto gösterilerinde bulundu. Bu esnada, darbeci askerler tarafından sivil halka ateş açıldığı ve onlarca kişinin ölümüne sebep olduğu raporlanmıştır. İkinci bir teşebbüs olabileceği açıklamaları üzerine, halk meydanlardan ayrılmadı.
Darbe girişiminden sonra toplanan bakanlar kurulu tarafından 3 ay süre ile OHAL ilan edildi.

Dünya’nın değişik noktalarında da terör saldırıları yaşanmaya devam etti. Dikkat çeken saldırılardan biri de Afganistan’ın başkenti Kabil’de yaşandı. Şii Hazaraların protesto gösterisinde düzenlenen intihar saldırısında 61 kişi öldü, yaklaşık 200 kişi de yaralandı. Saldırıyı IŞİD üstlendi. Afganistan’ın doğusunda faal olan IŞİD, ilk kez başkent Kabil’deki bir saldırıyı üstlendi.Taliban ise saldırıyı kınadı ve IŞİD terör örgütünü desteklemediğini açıkladı. Bir diğer saldırı ise Irak’ta gerçekleştirildi. Başkent Bağdat’ta sahur vakti öncesi, oldukça kalabalık bir bölge olan Karrada’da, IŞİD tarafından bomba yüklü araçlar patlatıldı. Irak’ta bugüne kadar gerçekleşen en kanlı eylem olarak tarihe geçen saldırıda, en az 294 kişi hayatını kaybetti. Patlama sonrası binaların alev alması nedeniyle yanarak hayatını kaybeden 100’den fazla kişinin kimlik tespiti ise halen yapılamadı. IŞİD terör örgütü tarafından gerçekleştirilen bir başka saldırı ise, Fransa’nın Nice şehrindeydi. Saldırı, bağımsızlık günü kutlamalarında, binlerce kişinin havai fişek gösterilerini izlemek için toplandığı sırada yaşandı. Kaldırıma çıkan kamyon, zig zag yaparak yaklaşık 2 kilometre yol aldı ve kaçışmaya çalışan insanları ezdi. Polis tarafından durdurulan kamyonun içerisindeki saldırgan çatışma sonrası öldürüldü. En az 84 kişinin ölümüne yol açan olay, ülkenin 13 Kasım 2015’ten bu yana şahit olduğu en kanlı saldırı oldu. IŞİD, Fransa’daki saldırılarına bir rahibin öldürülmesiyle devam etti. 2 IŞİD üyesi tarafından düzenlenen saldırıda 80 yaşlarındaki Rahip Jacques Hamel öldürüldü.
IŞİD’in, Avrupa coğrafyasındaki saldırıları Almanya’ya da sıçradı. 18 Temmuz günü Bavyera Eyaleti’nde,Würzburg kenti ile Ochsenfurt kentleri arasında sefer yapan banliyö trenine binen saldırgan, elindeki pala ve bıçakla tekbir getirerek yolculara saldırdı. 3’ü ağır en az 5 kişiyi yaralayan saldırganın 17 yaşında bir Afgan mülteci olduğu anlaşılırken, saldırıyı IŞİD üstlendi. 22 Temmuz’da ise, bu defa, Münih kentindeki bir alışveriş merkezinde düzenlenen saldırıda, en az 9 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı bildirildi. Saldırıyı gerçekleştirdiği düşünülen 3 kişi kaçmayı başardı ve Münih’te olağanüstü hal ilan edildi. Tüm toplu taşıma durduruldu. Halka sokağa çıkmayın ve kalabalık yerlerden uzak durun çağrısı yapıldı. Daha sonradan yapılan incelemelerde, saldırının 18 yaşındaki İran asıllı bir Alman vatandaşı tarafından düzenlendiği açıklandı. Psikolojik tedavi gördüğü belirlenen failin cinnet geçirdiği tahmin ediliyor. 24 Temmuz’da, IŞİD, yine Almanya’da ilk kez canlı bomba eylemi gerçekleştirdi. Ansbach’da konser alanına girmeden kendini patlatan 27 yaşındaki saldırganın cep telefonunda IŞİD lideri Ebu Bekir el Bağdadi’ye bağlılığını gösteren bir mesaj da bulundu. Görgü tanıkları, saldırganın konser alanına girmek için kapıdaki görevlilerle tartıştığını, izin verilmeyince de sırt çantasındaki bombayı patlattığı bilgisini verdi. Saldırgan olay yerinde ölürken, 4’ü ağır, 16 kişi yaralandı. Saldırı sonrasında, 2500 kişinin bulunduğu konser alanı boşaltıldı ve konserler iptal edildi.

2016 Yılı Temmuz Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Ülkenin doğusundan batısına terör saldırıları ile dolu bir ayı daha geride bıraktık. Geçtiğimiz ay tüm dünyada ses getiren ve Türkiye’yi derinden sarsan ilk saldırı, İstanbul’un Beyazıt semtinde gerçekleşti. Polis memurlarını taşıyan ve konvoy halinde ilerleyen iki servis aracına düzenlenen bombalı saldırıda 4 sivil 7 polis memuru yaşamını yitirmiştir. Bomba yüklü araç ile düzenlenen intihar saldırısını TAK örgütü üstlenmiştir. Araç ve yaya trafiğinin yoğun olduğu bir bölgede düzenlenen saldırıda çevrede bulunan binalar yoğun bir biçimde hasar görürken 30’dan fazla sivilin de yaralandığı belirtilmiştir. Saldırının etkileri sürerken, bombalı saldırılar ardı ardına ülkenin doğu bölgesini sarsmaya devam etti. TSK’nın uzun süren operasyonlarını sonlandırmasının ardından ilk saldırı, Mardin’in Midyat ilçesinde gerçekleşti. İstanbul’daki saldırı ile aynı yöntem kullanılan saldırıda hedef yine kolluk kuvvetiydi. İlçenin en merkezi noktasında bulunan İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına düzenlenen saldırıda, 50’yi aşkın polis memuru ve sivil yaralanırken, 2 polis memuru ve 3 sivil de yaşamını yitirdi. Yetkililerin yapmış olduğu açıklamada; bina girişinde bulunan beton ve demir bariyerlerin, patlamanın etkisini azaltarak daha fazla kişinin ölmesini engellediği belirtilmiştir. Bu saldırının ardından şehir genelinde başlatılan güvenlik operasyonları sonucu birçok bölgeden çatışma haberleri alındı. Mardin Soğukkuyu Jandarma Karakolu’na taciz ateşi açarak çatışma başlatan PKK’ya bağlı teröristler, çatışmaya takviye olarak çağırılan askeri tim seyir halindeyken ateş açarak eş zamanlı bir çatışma yaratmıştır. Bu çatışmaların sonucunda da ne yazık ki 2 asker şehit olmuştur. Mardin kentinde tansiyon bu şekilde yükselirken, benzer olaylar Hakkari şehrimizde de gerçekleşti. PKK terör örgütünün, askeri konvoy güzergahına tuzakladığı el yapımı patlayıcı düzenek, konvoy geçişi esnasında infilak ettirilmiştir. Uzaktan kumanda edilen bu saldırı sonucu, 4 askerin şehit olduğu açıklanmıştır.

Ülkemizde saldırılar bu şekilde etkisini sürdürürken, terör , uluslararası platformda da etkisini gösterdi. ABD’nin Florida eyaletine bağlı Orlando kentinde bulunan bir gece kulübüne yapılan silahlı saldırı, ülke tarihinin en büyük saldırısı olarak yerini almıştır. 49 kişinin yaşamını yitirip 53 kişinin yaralandığı saldırıda, eşcinsel bir gece kulübünün seçilmesi aynı zamanda ülke genelinde eşcinsellere karşı gerçekleştirilen en büyük nefret suçu saldırısı olarak da tarihte yerini almıştır. Saldırı sırasında polis ekipleri ile girdiği çatışmada yaşamını yitirmeden önce IŞİD örgütüne bağlılığını bildiren saldırgan, saldırıyı gece kulübüne ağır otomatik silahla girerek münferit bir şekilde gerçekleştirmiştir.

Son olarak,28 Haziran 2016 Salı Akşamı İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde meydana gelen terör saldırısı ile sarsıldık. Üç canlı bomba ile düzenlenen saldırıda ölen sayısı son gelen bilgilere göre 44, yaralı sayısı ise 238.

Saldırganların kimliğini belirlemeye yönelik çalışmalar sürerken,canlı bombalardan birinin Dağıstan asıllı Rus vatandaşı, birinin Kırgız, birinin ise Özbek olduğu tespit edildi. Saldırıya dair ilk bulguların IŞİD’i işaret ettiği ancak incelemelerin sürdüğü açıklandı.

Temennimiz bu hain saldırıların hiç olmaması elbette, ancak kriz anlarında ne yapılacağının ve nasıl hareket edileceğinin bilinmesi hayati derecede öneme sahiptir. Bu bağlamda, kendinizden başlayarak çevrenizdekiler ile birlikte bilinçlenmek ve etrafınıza güvenlik bilinci ile bakmak iyi bir başlangıç olacaktır.

2016 Yılı Haziran Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Mayıs ayı boyunca terör örgütleri ile devam eden çatışmalar sonucu, birçok sivil ve kolluk kuvveti maalesef yaşamını yitirdi. Ülkemizin doğusundan batısına çeşitli patlama olayları yaşanması tansiyonunun had safhaya taşınmasına sebep oldu.
14 Mart 2016 tarihinden bu yana yaşanan çatışmalar sonucu, neredeyse her gün şehit haberi alınan Mardin’in Nusaybin kenti ile ilgili basına yansıyan görseller, şehirdeki yaşam alanlarının da neredeyse yok olduğunu kanıtlar nitelikteydi.Ülke genelinde geniş güvenlik önlemleri altında geçirilen 1 Mayıs etkinliklerine gölge düşüren olay ise; IŞİD terör örgütünün Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlediği bombalı saldırı oldu. 20’yi aşkın sivil ve kolluk kuvvetinin yaralandığı olayda 2 polis memuru da şehit oldu. PKK’nın, Diyarbakır Dicle’de bulunan Jandarma komutanlığına yaklaşık bir ton patlayıcı kullanarak, ayrıca, Dicle Bulvarı üzerinden geçen askeri konvoya da 200 kg patlayıcı kullanarak ve Tanışık isimli köyde yaklaşık üç ton patlayıcı kullanarak düzenlediği bomba yüklü araç saldırıları, ülke gündemini farklı bir boyuta taşıdı. Saldırılarda, siviller ve kolluk kuvvetlerinden oluşan toplam 20 kişinin yaşamını yitirdiği ve 70’ten fazla kişinin yaralandığı belirtilmiştir.
Van ve Hatay şehirlerinde de yine kolluk kuvvetlerine yönelik bombalı saldırılar gündemdeydi. Hatay’da, içinde ceset bulunan bir teknede, kolluk kuvvetlerinin yaptığı inceleme esnasında bombalı saldırı gerçekleşmiştir. Van’da ise teröristlerin yol üzerinde durdurup kundakladığı 10 tane tıra, askerlerin müdahalesi esnasında bombalı saldırı gerçekleşmiştir. Tuzak kurularak düzenlenen saldırılar sonucunda 7 asker şehit olmuştur.

Bursa’da bulunan Ulu Cami Meydanı’nda düzenlenen canlı bomba saldırısı ise, geçtiğimiz ayın bir diğer sarsıcı olaylarındandı. TAK örgütünün üstlendiği saldırıda, intihar saldırganın zamanlamada yaptığı hata sebebiyle, kimsenin yaşamını yitirmemesi en sevindirici haber oldu.

Bir diğer bombalı saldırı ise, İstanbul’un Sancaktepe semtinde gerçekleşti. PKK mensubu teröristler tarafından askeri konvoyun geçişi sırasında, bomba yüklü araç infilak ettirilmiş ancak herhangi bir can kaybı yaşanmamıştır.

Ülkemiz bombalı saldırılar ile yoğun bir dönem geçirirken, benzer saldırılar IŞİD tarafından uluslararası platformda gerçekleştirilmiştir. IŞİD örgütünün, Irak’ın başkenti Bağdat’da yerel futbolseverlerin toplanarak futbol maçlarını izlediği futbol temalı bir kafeye yapmış olduğu silahlı saldırı sonucu 14 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu saldırının yankıları devam ederken, yine başkentte bulunan başka bir bölgede, pazar ve çarşı gibi yoğun noktalara yapılan üç ayrı bombalı saldırı sonucu toplamda 90’dan fazla sivil yaşamını yitirmiştir. IŞİD’in gerçekleştirdiği ve uluslararası basına yansıyan son bombalı saldırısı ise Suriye’de gerçekleşti. İki ayrı kentte düzenlenen, ikisi intihar saldırısı olmak üzere toplam 7 bombalı saldırıda 100’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği belirtilmiştir.
Yayınlanan her sayımızda değindiğimiz üzere, ne yazık ki terör olayları, bombalı saldırılar, can ve mal kayıpları yaşanmaya devam ediyor. Terörün ve şiddetin, herhangi spesifik bir kesimi hedef almadığı, dil, din, ırk ve lokasyon gözetmeden gerçekleşmeye devam ettiği bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda toplumun her kesiminin bilinçlenerek, bu tür olaylara karşı kişilerin kendini donatması hayati bir öneme sahip olacaktır.

2016 Yılı Mayıs Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Terör saldırılarının gündemde olduğu bir ayı daha geride bıraktık. Özellikle ülkenin doğu bölgesinde güvenlik güçlerinin yürüttüğü terörle mücadele operasyonları son hızıyla devam ederken, terör örgütü PKK’nın misilleme saldırıları ile ne yazık ki birçok kolluk kuvveti şehit oldu.
Başta Mardin, Diyarbakır, Hakkari olmak üzere birçok kentte yaşanan sokağa çıkma yasakları, terör eylemleri ve şehit haberleri ülke gündemini yoğun şekilde meşgul etti. Mardin Nusaybin’de gün aşırı gerçekleştirilen roketatarlı saldırılar, sokağa çıkma yasağı uygulamasından dolayı herhangi bir can kaybına yol açmazken onlarca kişinin yaralanmasına sebep oldu. Van’ın bir ilçesinde ise üç ayrı noktada infilak ettirilen el yapımı patlayıcıların hedefi, devriye görevi yapan TOMA ve zırhlı polis ekip araçlarıydı. Yetkililer, olayda herhangi bir can kaybı ya da yaralanma olmadığını belirttiler. Aynı tür saldırı, Diyarbakır’da yaşanırken bu saldırıda iki polis memuru yaralandı. Terör örgütü PKK, polis ekiplerinin ve askeri güçlerin yürüttüğü hendek kapama ve bomba imha çalışmalarına karşılık verme amacıyla, Mardin’de bulunan askerlik şubesine bomba yüklü bir araçla saldırıda bulundu. Şube önündeki bariyerleri aşamadığından şubeye yaklaşamayan teröristler saldırıyı bina önünde yapmak zorunda kalırken, patlamada bir sivil yaşamını yitirdi ve 18 sivil de yaralandı. Bu eylemlerin ardından; TSK yapmış olduğu açıklamayla, Hakkari’deki operasyonların tamamlandığını duyurdu. Açıklamada; 43 gün süren operasyonda 196 teröristin etkisiz hale getirildiği, 214 barikatın kaldırıldığı, 135 hendeğin kapatıldığı, 286 adet el yapımı patlayıcının imha edildiği, 220 kg patlayıcının, 619 adet silah ve tüfeğin 46700 adet cephanelik ile ele geçirildiği belirtilmiştir. Doğu bölgesinde yaşanan bu olayların önüne geçen bir diğer gündem konusu ise Kilis kentinde yaşanan füze saldırıları oldu. IŞİD’ in Suriye kara tarafından yaptığı füze saldırılarının hedefi olan Kilis şehrinde, geçtiğimiz ay bu saldırılardan dolayı en az 17 sivil yaşamını yitirmiş, 50’den fazla sivil de yaralanmıştır.

Yaşanan bu saldırılar, kent genelinde resmen olağanüstü hal yaratarak güvenlik konseyinin toplanmasına sebep olmuştur. Saldırılar sonucu, kentte başlayan göç dalgası aynı zamanda ekonomik krize de neden olarak şehri kelimenin tam anlamıyla yaşanmaz bir hale getirmiştir. Yaşanan olayların ardından bölgeye yapılan askeri sevkiyat yoğun bir hal almıştır.

Nisan ayını kapatmadan, Bursa’nın tarihi ve turistik merkezi olan Ulu Cami yakınlarında canlı bomba dehşeti yaşandı. Emniyet yetkilileri, saldırıyı yapan 20-25 yaşlarındaki kadın teröristin parçalanarak öldüğünü bildirdi. Siyah uzun manto giydiği, başörtüsü taktığı belirtilen canlı bombanın patlama sırasında 4 metre yakınında sadece 1 kişinin bulunmasının olası bir facianın önüne geçtiği kaydedildi. Yaralananların sayısının ise 23’ü bulduğu kaydedildi. Ülkemizde bu olaylar yaşanırken, uluslararası alanda da terör olayları çirkin yüzünü göstermeye devam etti. Kudüs’te sivillerin kullanmakta olduğu bir yolcu otobüsüne yapılan bombalı saldırı sonucu 21 kişi yaralanmış ve saldırıyı HAMAS örgütü üstlenmiştir. Ses getiren bir diğer terör saldırısı ise Afganistan’ın başkenti Kabil’de yaşandı. Bomba yüklü araçla gerçekleştirilen intihar saldırısında en az 28 kişi yaşamını yitirirken 329 kişinin de yaralandığı belirtilmiştir. Taliban örgütünün üstlendiği saldırının menzilinin 1,5 km olduğunu ve patlamanın müthiş bir şiddetle gerçekleştiğini belirtilen yetkililer, saldırının ardından gerçekleşen silahlı saldırılar sonucu da yaşamını yitiren kişilerin arasında polis ve askerlerin de bulunduğu açıklanmıştır. Görüldüğü üzere gerek yerel gerekse küresel anlamda terör bir an olsun hız kesmeden devam etmektedir.Her sayımızda ne yazık ki farklı terör olaylarından ve yaşamını yitiren farklı masum insanlardan bahsetmekteyiz. Bu tür olayların ve can kayıplarının engellenmesinde güvenlik güçleri kadar sivil bireylere de görev düşmektedir.
Bu sayımızda da bahsedeceğimiz üzere, çevremize karşı daha duyarlı olmak ve etrafımızda ne olup bittiğini gözlemlemek güvenlik açısından hayati öneme sahip olmaktadır.

2016 Yılı Nisan Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Ankara ve İstanbul’da yaşanan terör olayları, gerek ülke genelinde gerekse uluslararası alanda büyük bir yankı yaratırken, toplum genelinde de müthiş derecede bir güvenlik krizi yarattı.
Mart ayında gündeme etki eden ilk terör olayı, İstanbul’da yaşandı. DHKP-C örgütünün, Bayrampaşa’da bulunan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne el bombaları ve otomatik silahlarla düzenlediği saldırı ile ilgili tek sevindirici nokta herhangi bir can kaybının yaşanmamış olmasıdır. Ankara’da ise, Şubat ayında yaşanan bombalı araç saldırısının benzeri bir saldırı daha yaşandı. 36 kişinin yaşamını yitirdiği ve 120’den fazla kişinin yaralandığı bu saldırıyı TAK terör örgütü üstlenmiştir. Başkentin en yoğun bölgesinde seyir halinde bulunan bir aracın infilak ettirilmesi yoluyla gerçekleştirilen saldırı, intihar saldırılarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Bir önceki saldırının da aynı şekilde düzenlendiği göz önüne alındığında, bundan sonraki günlük yaşantımızda bu tür saldırılara karşı da dikkatli olunması gerekmektedir.

Ankara saldırısından bir hafta sonra, İstanbul’un gerek iş, gerekse eğlence bakımından kalbi olarak kabul gören Beyoğlu semtinde düzenlenen intihar saldırısı, ülkede yaşanan terörü doruk noktasına çıkardı. IŞİD örgütü tarafından düzenlenen saldırı, yaşamını yitiren 4 kişinin turist olmasının da etkisiyle, dünya genelinde de ses getirdi.Ocak ayında Sultanahmet Meydanı’nda yine IŞİD örgütünün düzenlediği saldırının ardından bu saldırının gerçekleşmesi, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda İstanbul şehrinin güvenlik seviyesi ile ilgili spekülasyonlar yaratılmasına sebep oldu. Saldırının ardından sosyal medyada dolaşan güvenlik tehdidi içerikli mesajlar dolayısıyla İstanbul nüfusunun büyük bir çoğunluğunun hafta sonu evden dışarı çıkmamayı tercih ettiği görüldü.

Terörün etkisi Mart ayında yalnızca yerel değil küresel boyutta da büyük bir ivme ile devam etti. Afrika, Asya, Avrupa ve Orta Doğu’da yaşanan olaylar, terörün zaman ya da mekan ayrımı yapmadığını bir kez daha kanıtladı.

Fildişi Sahilleri’ nin Abidjan kentindeki turizm bölgesi Grand Bassam’da bulunan üç farklı otelin sahil kısmına yapılan silahlı saldırılar sonucu ikisi asker olmak üzere toplamda 16 kişi yaşamını yitirdi. El Kaide bağlantılı lokal bir terör örgütünün üstlendiği saldırıda, saldırıyı düzenleyen 6 terörist güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildi.

Geçtiğimiz ay gerçekleşen bir diğer önemli olay ise,Brüksel’de havalimanına ardı adına düzenlenen iki canlı bomba saldırısı oldu. Saldırıdan kısa bir süre sonra başkentin merkezinde bulunan metro istasyonunda düzenlenen 2.intihar saldırısı şehirde kaos yaşanmasına sebep olmuştur. 31 kişinin yaşamını yitirdiği, 300’e yakın kişinin de yaralandığı saldırıyı IŞİD üstlenmiştir. IŞİD örgütünün medyaya yansıyan ve dünya genelinde ses getiren en son saldırısı ise, Irak’ta düzenlenen yerel bir futbol maçının kupa töreni sırasında gerçekleştirdikleri intihar saldırısı oldu. Saldırıda, çoğunluğu genç sporcu ve taraftarlardan oluşan 65 kişinin yaşamını yitirdiği ve 60’tan fazla kişinin de yaralandığı belirtilmiştir. Geçtiğimiz ay bir diğer canlı bomba saldırısı ise Pakistan’ın Lahor kentinde gerçekleşti. Paskalya dolayısı ile kutlamaların yer aldığı bir lunaparkta düzenlenen intihar saldırısı sonucu 29’u çocuk ve çoğunluğu kadından oluşan en az 72 kişi yaşamını yitirmiş 340 kişi de yaralanmıştır. Hristiyan dinine mensup kişilerin kutlama yaptığı lunaparkın bilinçli olarak hedef alındığı iddialarının bulunduğu saldırıyı, Taliban örgütüne bağlı Cemaat-ul Ahrar grubu üstlenmiştir.

Terörün dil, din, cinsiyet ya da yaş ayrımı yapmadan etkisini arttırdığı şu günlerde, kişisel güvenliğimizi korumak birinci öncelik haline gelmiştir. Özellikle canlı bomba saldırılarında maalesef büyük bir artış görülmüştür. Bu bağlamda, canlı bomba profilinin tespit edilmesinde, kendiniz ve çevrenizdeki insanların hayatlarını kurtarmanızda önemli rol oynayabileceğini düşündüğümüz bazı önemli bilgileri bu ayki bültenimizde paylaşmak istedik.