2016 Yılı Ağustos Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Temmuz ayı bu yılın en sarsıcı terör saldırılarının yaşandığı ay oldu. İlk olarak, ülkemizde yaşanan ve tüm dünyada da büyük ses getiren, demokrasi karşıtı darbe girişimi büyük bir şok etkisi yarattı. Kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak adlandıran bir grup TSK personeli tarafından gerçekleştirilen darbe teşebbüsü sonucunda 250’den fazla kişi hayatını kaybetti ve 2200’den fazla kişi yaralandı. İstanbul’daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin akşam saat 9 civarında kapatılmasıyla başlayan süreç sabah saatlerine kadar çatışmalarla devam etti. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Jandarma Kuvvetleri Komutanı Galip Mendi darbe girişiminde bulunan askerler tarafından rehin alındı. Darbe girişimi esnasında, önemli merkezler ve kamu binalarına da saldırılar düzenlendi. Kuşkusuz, bunların en dikkat çekici olanı, milletvekilleri varken TBMM binasının 4 kere helikopter ve savaş uçakları tarafından bombalanması oldu. Yine kritik öneme sahip birçok kamu binasına düzenlenen saldırılardan bazıları ise şöyleydi; M.İ.T. binası AH-1 SuperCobra helikopterleri tarafından saldırıya uğradı, Genelkurmay Başkanlığı darbeci askerler tarafından abluka altına alındı, Özel Harekât Daire Başkanlığı, F-16 savaş uçakları tarafından iki kez bombalandı, Ankara Emniyet Müdürlüğü helikopterler tarafından bombalandı, TÜRKSAT Genel Merkezi helikopterler tarafından saldırıya uğradı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü,İBB binaları işgal edilmeye çalışıldı, silahlı çatışmalar yaşandı.
Marmaris’te bir otelde tatil yapan Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’a saldırıda bulunuldu;ancak, saldırıdan 15 dakika önce Erdoğan otelden ayrılmıştı. Bu süreçte, F-16 savaş uçakları ile İstanbul ve Ankara’da ses hızının üzerinde alçak irtifada uçuşlar gerçekleştirildi. Sivil halk üzerinde gerçekleştirilen bu uçuşlar esnasında ses patlamaları (Sonic Boom) meydana geldi. Bu patlamalar ,sivil halk arasında bombalama paniği yaşanmasına neden oldu.
Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın canlı telefon bağlantıları ile halkı darbe girişimini engellemek için sokaklara çıkmaya davet etmesi ile binlerce kişi ülkenin çeşitli yerlerinde protesto gösterilerinde bulundu. Bu esnada, darbeci askerler tarafından sivil halka ateş açıldığı ve onlarca kişinin ölümüne sebep olduğu raporlanmıştır. İkinci bir teşebbüs olabileceği açıklamaları üzerine, halk meydanlardan ayrılmadı.
Darbe girişiminden sonra toplanan bakanlar kurulu tarafından 3 ay süre ile OHAL ilan edildi.

Dünya’nın değişik noktalarında da terör saldırıları yaşanmaya devam etti. Dikkat çeken saldırılardan biri de Afganistan’ın başkenti Kabil’de yaşandı. Şii Hazaraların protesto gösterisinde düzenlenen intihar saldırısında 61 kişi öldü, yaklaşık 200 kişi de yaralandı. Saldırıyı IŞİD üstlendi. Afganistan’ın doğusunda faal olan IŞİD, ilk kez başkent Kabil’deki bir saldırıyı üstlendi.Taliban ise saldırıyı kınadı ve IŞİD terör örgütünü desteklemediğini açıkladı. Bir diğer saldırı ise Irak’ta gerçekleştirildi. Başkent Bağdat’ta sahur vakti öncesi, oldukça kalabalık bir bölge olan Karrada’da, IŞİD tarafından bomba yüklü araçlar patlatıldı. Irak’ta bugüne kadar gerçekleşen en kanlı eylem olarak tarihe geçen saldırıda, en az 294 kişi hayatını kaybetti. Patlama sonrası binaların alev alması nedeniyle yanarak hayatını kaybeden 100’den fazla kişinin kimlik tespiti ise halen yapılamadı. IŞİD terör örgütü tarafından gerçekleştirilen bir başka saldırı ise, Fransa’nın Nice şehrindeydi. Saldırı, bağımsızlık günü kutlamalarında, binlerce kişinin havai fişek gösterilerini izlemek için toplandığı sırada yaşandı. Kaldırıma çıkan kamyon, zig zag yaparak yaklaşık 2 kilometre yol aldı ve kaçışmaya çalışan insanları ezdi. Polis tarafından durdurulan kamyonun içerisindeki saldırgan çatışma sonrası öldürüldü. En az 84 kişinin ölümüne yol açan olay, ülkenin 13 Kasım 2015’ten bu yana şahit olduğu en kanlı saldırı oldu. IŞİD, Fransa’daki saldırılarına bir rahibin öldürülmesiyle devam etti. 2 IŞİD üyesi tarafından düzenlenen saldırıda 80 yaşlarındaki Rahip Jacques Hamel öldürüldü.
IŞİD’in, Avrupa coğrafyasındaki saldırıları Almanya’ya da sıçradı. 18 Temmuz günü Bavyera Eyaleti’nde,Würzburg kenti ile Ochsenfurt kentleri arasında sefer yapan banliyö trenine binen saldırgan, elindeki pala ve bıçakla tekbir getirerek yolculara saldırdı. 3’ü ağır en az 5 kişiyi yaralayan saldırganın 17 yaşında bir Afgan mülteci olduğu anlaşılırken, saldırıyı IŞİD üstlendi. 22 Temmuz’da ise, bu defa, Münih kentindeki bir alışveriş merkezinde düzenlenen saldırıda, en az 9 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı bildirildi. Saldırıyı gerçekleştirdiği düşünülen 3 kişi kaçmayı başardı ve Münih’te olağanüstü hal ilan edildi. Tüm toplu taşıma durduruldu. Halka sokağa çıkmayın ve kalabalık yerlerden uzak durun çağrısı yapıldı. Daha sonradan yapılan incelemelerde, saldırının 18 yaşındaki İran asıllı bir Alman vatandaşı tarafından düzenlendiği açıklandı. Psikolojik tedavi gördüğü belirlenen failin cinnet geçirdiği tahmin ediliyor. 24 Temmuz’da, IŞİD, yine Almanya’da ilk kez canlı bomba eylemi gerçekleştirdi. Ansbach’da konser alanına girmeden kendini patlatan 27 yaşındaki saldırganın cep telefonunda IŞİD lideri Ebu Bekir el Bağdadi’ye bağlılığını gösteren bir mesaj da bulundu. Görgü tanıkları, saldırganın konser alanına girmek için kapıdaki görevlilerle tartıştığını, izin verilmeyince de sırt çantasındaki bombayı patlattığı bilgisini verdi. Saldırgan olay yerinde ölürken, 4’ü ağır, 16 kişi yaralandı. Saldırı sonrasında, 2500 kişinin bulunduğu konser alanı boşaltıldı ve konserler iptal edildi.