İyi Güvenlik Personeli İşi Neden Bırakıyor?

Güvenlik sektöründeki en büyük problemlerden birinin, işi bırakan güvenlik personeli olduğu ne yazık ki inkar edilemez bir gerçek. Öyle ki; bu durumun yıllık oranı %100, hatta daha küçük firmalar için bu oran %300-400’e kadar yükselebiliyor. İşten çıkan bir personelin yerine yenisinin getirilmesi süreci, işe alım için gerekli olan yoğun evrak işi, personel eğitimi ve deneyimsiz personelin yaptığı hatalar gibi can sıkıcı birçok maliyeti de beraberinde getiriyor. Bu nedenle, deneyimli güvenlik personelinin elde tutulması ve işten çıkma oranının düşürülmesi, şirketlerin servis kalitesini yükseltmek ve giderlerini azaltmak açısından çok önemli bir hal alıyor.
ABD’de özel bir firma tarafından 2014 yılında yapılan bir araştırmada, sektörde bulunan güvenlik personelinin %58’i o yıl içerisinde iş değiştirmeyi planladığını belirtmiş. Sebepleri ise şu şekilde sıralanmıştır;
Personelin %45’i terfi etme şanslarından memnun değil. Bu memnuniyetsizliği engellemek için alınacak aksiyon, işe alım mülakatlarından başlamalıdır. Personeli daha yakından tanımak, kariyer planlarını birlikte planlamak ve personelin şirketinizde istediği noktaya gelmesi için hedefler koymak, size büyük bir avantaj sağlayacaktır.

Personelin %39’u iş ve özel hayat dengesinden memnun değil. Bu konu ile ilgili personelin genel yorumu, yoğun ve uzun mesai saatlerinden dolayı iş hayatının özel hayatın önüne geçtiği yönünde. Mesai planlamasını personelin ihtiyacı olanı karşılayacak ve fazlasını vermeyecek şekilde planlamak bu sorunu ortadan kaldıracaktır. Unutmayın! Personelden alacağınız performans, personelin işi ile ilgili ne kadar mutlu olduğuyla doğru orantılıdır.

Personelin %37’si üst yönetimin ulaşılabilir olmadığını düşünüyor. Personelin işi bırakmasının bir diğer sebebi de sorunlarını paylaşacak bir muhatap bulamaması. Personel yaşadığı sorunlar hakkında konuşacak bir yönetici bulabilmeli. Aksi takdirde personel işi bırakma noktasına gelebiliyor.
Öncelikle, personeli başarılı olacakları şekilde pozisyonlandırmalı ve takdir edildiklerini ve değerli olduklarını hissettirmelisiniz. Bazı çalışanlar aldıkları ücret yüzünden işlerini bırakırlar. Fakat birçoğu, işlerini, şirket ve müdürleri tarafından yeteri kadar takdir görmedikleri için ya da şirket tarafından memnuniyet sağlanmadığı için bırakıyor. Örneğin, personele sürekli olarak aynı rutinde ve sıkıcılıkta bir iş verilirse, personel nihayetinde işi bırakacaktır. Personele, şirketinizde gelişim gösterebileceği şansa sahip olduğunu, terfi için fırsat olduğunu ve kariyer amaçlarını karşılayabilecekleri alanlar olduğunu göstermeniz gerek.

İyi ve kaliteli personel;
Personelin tutkusunu körelttiğinizde,
Personele kendisini kanıtlayacak fırsatı vermediğinizde,
Personelin yaratıcılığını göz ardı ettiğinizde,
Personelin gelişimine katkıda bulunmadığınızda işten çıkacaktır.

Güvenlik personeli, patronu ya da yöneticileri tarafından değer görmediğini kolayca anlamaktadır. Personel sadece para kazandıran bir maliyet tablosu gibi muamele görürse, çalışanların fikir ve düşünceleri duyulmaz ya da şirket personel için yatırım yapmaz ise çalışan da şirkete karşı hiçbir şekilde sadakat beslemeyecek ve başka bir iş fırsatı yakaladığı an işi bırakacaktır.

İyi ve kaliteli personel;
Personele sesini duyurma fırsatı vermediğinizde,
Personele değer vermediğinizde,
Personele liderlik yapmadığınızda işten çıkacaktır.

Bu saydıklarımıza ek olarak; güvenlik personeli, ortaya çıkardığı iyi işin fark edilmesini beklemektedir. Kaliteli bir güvenlik personeli, hizmet verdiği müşteri ile iyi bir ilişki içerisinde olup, yaşanan problemlere karşı yaratıcı çözümler bularak, iş tanımını genişletmektedir. Bu durumun yöneticiler tarafından fark edilmemesi ve yapılan işin ödüllendirilmemesi güvenlik personelini hayal kırıklığına uğratmaktadır. Bununla birlikte; personel kendisinin ve yaptığı işin önemsenmediğini düşünecektir. İyi ve kaliteli personel;

Personelin sağladığı katkıyı fark etmediğinizde,
Personele sorumluluk vermediğinizde,
Personel ile ilgili herhangi bir bağ kurmadığınızda işten çıkacaktır.

Aslında son belirttiğimiz maddeyi en önemli kriter olarak adlandırabiliriz. Personele vaatlerde bulunup yerine getirmez,onlara karşı bir bağ geliştirmez iseniz personel de size karşı hiçbir sorumluluk ve sadakat beslemeyecektir. Personelin başarısına yatırımda bulunun ve personelin kendini değerli hissedeceği ilişkiler geliştirin. Bu sayede personel de size karşı daha güven duyacaktır ve şirketinin kendisine verdiği değerin farkında olduğundan dolayı işini uzun süre yapma isteğine sahip olacaktır.

Güvenlikte Olay Raporu Yazmak

Bu yazımızda, iyi bir güvenlik olayı raporunun nasıl yazılması gerektiğine dair püf noktalarına değinmek istedik.
Elbette rapor yazmada bazı temel kriterlerimiz vardır ama bir raporun bu standartları karşılayıp karşılamadığını nasıl anlarız? Bir raporun ne kadar kullanışlı olduğunu anlayabilmek için onu karşı tarafın bakış açısıyla okumak gerekir.Bir olay raporunun temel amacı orada olmayan birisinin ne olduğunu tamamıyla anlayabilmesine yardımcı olmaktır. Sıkça, olayın kendisine şahit olmamış kişilere sunulan, neredeyse hiç anlaşılamayacak raporlar ile karşılaşıyoruz. Bu raporlarda ya çok fazla jargon kullanılmış oluyor, kilit detaylar atlanıyor, olaylar kesin olmayan ve taraflı bir şekilde anlatılıyor, ya da doğru sırayla aktarılmamış oluyor. Olay ne olursa olsun, kafa karıştırıcı bir rapor kimsenin işine yaramaz.Fazlasını değil, gerekli bilgileri içerdiğinden emin olunmalı. Daha uzun olması, o raporu daha iyi yapmaz. Yetersiz bilginin olması gibi, fazla bilgi de müşterinin kafasını karıştırabilir, dolayısıyla bir raporun 5N 1K’yı (Ne-Ne zaman-Nerede-Niçin-Nasıl ve Kim) içerecek şekilde fakat olabildiğince de kısa tutulması önemlidir.

Raporları sunma şeklimiz kişilerin raporu nasıl okuyacaklarını ciddi şekilde etkilemektedir. Neyse ki artık elektronik cihazlar aracılığıyla raporlar düzgün bir şekilde yazılabiliyor. Profesyonel bir dilin kullanılması ve dilbilgisi kurallarının uygulanmasına da olanak sağlıyor. Güvenirliği, yanlış noktalama, dil bilgisi ve imla kullanımı kadar zedeleyen bir durum yoktur. Yüksek kaliteli bir makale yazılması gerekmiyor fakat temel sözcükleri kullanırken bunların doğru yazıldığından emin olunması gerekir.

Güvenlik sektöründe, insanlar, işimizi düzgün yapamadığımızı düşünmeye meyillidirler. Bu yüzden olayların doğru,düzgün ve net bir şekilde kaydedilmesi, işimizi doğru yaptığımızı göstermenin anahtarlarından biridir. Net olmayan ve eksik bilgi içeren kötü bir rapor birçok probleme sebep olabilir. Bir olayı yazılan bir rapor ile takip etmeye çalışan bir yönetici düşünün ve raporda yanlış ünite numarasının yazılması, olaya karışan kişilerin isimlerinin tam yazılmaması veya ne olduğunun doğru şekilde açıklanmaması yüzünden olayı çözemediğini… Bu yüzden, eksik kalan bilgileri tamamlamak veya tekrar düzenlemek için hem daha fazla işgücü harcamak zorunda kalınacak, hem de raporun geçerliliği ve güvenilirliği ile ilgili soru işaretleri oluşacaktır.

Etkili ve Profesyonel Olmasını Sağlayın
Bazı kişiler jargon kullanmaya fazlasıyla meyillidirler. Rapor bu şekilde daha profesyonel gözükebilecek olmasına rağmen, kişiler için okunması daha zor hale gelebilir. Olay raporunuzun yöneticiler, denetmenler veya şahitler tarafından da okunabileceğini unutmayın. Raporunuzun anlaşılması ne kadar kolay olursa, rapor o kadar iyi yazılmış demektir. Her şeyden önce raporun amacı, gerçekleşmiş bir olayın anlatılmasıdır. Etkili şekilde yazın fakat bunu yaparken doğru dilbilgisi ve yazım kurallarını kullandığınızdan da emin olun.

Temel Noktaları Hatırlayın… 5N 1 K
Kim: Olaya karışan bireyler kimlerdi? Bu kişilerin iletişim bilgilerini bulabildiniz mi veya görsel olarak tarif edebilir misiniz? Kişileri tarif ederken kibar ve tarafsız olmaya dikkat etmelisiniz.

Ne: Gerçekte ne oldu? Bu, olayları doğru zaman sırasıyla anlatabilmeniz için bir şanstır. Gereksiz bilgi vermekten kaçınarak olabildiğince tanımlayıcı olmaya çalışın. Hangi bilginin konuyla alakalı olduğundan emin değilseniz, yine de önlem amaçlı bahsedin.
Ne zaman: Olayın olduğu zamanı belirtmeye dikkat edin. Emin değilseniz, fikir yürütmek yerine belli bir zaman diliminden bahsebilirsiniz.
Nerede: Adres, konum, mekan ve hava durumu, mekanın ışıklandırılma şekli gibi ilgili detaylardan da bahsedin.
Neden: Bu cevaplanması zor bir sorudur ve eğer olayın arkasındaki sebebin ne olduğu hakkında net bir bilginiz yoksa yorum yapmaktan kaçının.
Nasıl: Olay nasıl gerçekleşti? Bu sorunun da cevaplanması zor olabilir, bu sebeple sadece olay yerinde bulunduğunuz süre içinde şahit olduğunuz detaylardan bahsedin.
Gözlemleyin ve Raporlayın
Olay raporu yazarken sadece gerçeklerden bahsedilmesi gerektiğini unutmayın. İşiniz, olayları, gördüğünüz veya tecrübe ettiğiniz şekilde raporlamaktır. İhtiyaç dahilinde otoriteler gerekli araştırmayı yapacaklardır.
Mümkünse Fotoğraf, Ses Kaydı ve Video Kaydı Ekleyin
Bir resim, binlerce sözcükten daha çok şey anlatır, değil mi? Eğer olayı kaydetme veya görüntüleme gibi bir imkanınız varsa bu, raporunuz için çok faydalı olacaktır. Olay raporlamayı dijital bir ortamda yapıyorsanız ilgili dosyaları eklemeyi de unutmayın.

Kaynak: Casey Evans/SilverTrac

2015 Yılı Eylül Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Temmuz ayında patlak veren ve ülkenin doğu ve güneydoğu bölgesini resmen savaş alanına çeviren terör olayları, ne yazık ki Ağustos ayında da devam etti. Saldırılar bu bölgelerde yoğunlaşırken, İstanbul’da da sıcak gelişmeler yaşandı.
10 Ağustos 2015 gecesi Sultanbeyli’de bulunan polis merkezine bombalı araçla düzenlenen saldırıda üçü polis on kişi yaralandı. Saldırının ardından polis merkezi çevresinde inceleme yapan emniyet güçlerine bu kez silahlı saldırıda bulunuldu. Yetkililerce yapılan açıklamada terör örgütü PKK’dan şüphelenildiği belirtildi. Aynı gün, yine İstanbul’da başka bir saldırı daha gerçekleşti. Bu defa hedef, Sarıyer’de bulunan ABD konsolosluğuydu. Sabah saatlerinde uzun namlulu silahlar ile konsolosluğa ateş açan saldırganlardan birisi yaralı olarak ele geçirilirken diğerinin kaçmayı başardığı belirtildi.

Ağustos ayının ilk haftasında terör olayları yoğun olarak Şırnak’ın Silopi ilçesinde yer aldı. 7 Ağustos 2015 tarihinde; PKK’nın gençlik yapılanması olan YDG-H üyelerinin, emniyet güçlerinin ilçeye girişini engellemek amacı ile kazmış oldukları hendekleri kapatma görevi ile bölgeye gelen güvenlik güçlerine yapılan saldırılar sonucu çıkan çatışmada bir polis şehit olurken, üç sivil de yaşamını yitirdi. Bu hadisenin yaşanmasından üç gün sonra çevrede asayişi sağlamak amacı ile devriye gezen zırhlı aracın geçtiği bölgede mayınlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda bir polis memuru yaralanırken, dört polis ise şehit oldu. Yaşanan olayların ardından şehir genelinde geniş çaplı güvenlik önlemleri alınırken, TSK’da havadan destek verdi.

11 Ağustos 2015’te ise hava desteği sağlayan askeri helikoptere PKK tarafından roketatarlı saldırıda bulunuldu. Bir askerin şehit olduğu saldırıda yedi asker de yaralandı.
Bu saldırının bir gün ardından terör bu kez Tunceli’de yüzünü gösterdi. Özel harekat timlerinin devriye attığı zırhlı aracın geçişi esnasında, bomba yüklü bir araç uzaktan kumanda ile patlatıldı. Saldırıda can kaybı yaşanmazken, bir polisin yaralandığı belirtildi. Aynı gün Mardin Valiliği Nusaybin Hükümet Konağı’na silahlı saldırı gerçekleştirildi. Bu olayda saldırgan yetkililer tarafından öldürülürken, çıkan çatışmada bir polis memurunun yaralandığı bildirildi. Diyarbakır’da PKK mensubu bir grubun roketatar ve uzun namlulu silahlar ile jandarma karakoluna yapmış olduğu saldırıda bir asker şehit olurken, dört askerin yaralandığı ve teröristlerden ikisinin öldürüldüğü belirtildi. Bu olayın bir gün ardından yine Tunceli’de askeri aracın geçiş yaptığı esnada, PKK’nın daha önceden yola döşediği patlayıcıyı infilak ettirmesi sonucu bombalı bir saldırı düzenlendi. Saldırının yapıldığı günün akşamı Tunceli Pülümür İlçe Jandarma Asayiş Bölük Komutanlığı girişinde bulunan nöbet kulübesine uzun namlulu silahla saldırıda bulunan PKK üyesi terörist, karşılık verilmesi sonucu kaçarken askeri birliğin önüne park ettiği ve içerisinde 1,5 ton patlayıcı bulunan minibüsü kumanda ile infilak ettirdi. Saldırıda can kaybı yaşanmazken bir asker ve dört sivil yaralandı.

Yaşanan tüm bu hadiseler sonucu ülkenin doğu ve güneydoğu bölgesi yoğun güvenlik önlemleri ile kuşatıldı. Alınan önlemler sonrası 15 Ağustos 2015 tarihi itibari ile bölgedeki bazı il ve ilçelerde bulunan PKK ve YDG-H mensupları “Öz Yönetim” ilan etti. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde sokağa çıkma yasağı getirilirken, ilçenin neredeyse tamamında çatışmalar başladı. Tüm ilçe tank ve zırhlı araçlar ile kuşatılırken, yaşanan yoğun çatışmalar yerli ve yabancı basında geniş yer aldı. Çatışmalar devam ederken Hakkari’nin Şemdinli ve Yüksekova ilçelerinde de büyük çaplı operasyonlara başlandı. Her iki şehirde de elektrik, telefon ve gsm hatları etkisiz hale getirildi ve iletişim sıfıra indirildi.

19 Ağustos 2015 tarihinde Siirt’te seyir halinde bulunan askeri araca bombalı saldırı düzenlendi. Uzaktan kumanda ile kontrol edilen saldırıda sekiz asker şehit düşerken, ülke genelindeki gerilim de had safhaya yükseldi.
Tüm bu gelişmeler ile birlikte İstanbul Dolmabahçe Sarayı girişinde bulunan polis memuruna otomatik silahlar ile saldırıda bulunan iki kişi saldırının ardından yakalandı. Bu saldırının ardından bu kez İstanbul Esenyurt bölgesinde bulunan polis merkezine silahlı bir saldırı gerçekleştirildi. Uzun namlulu silahların kullanıldığı saldırıda herhangi bir yaralanma ya da ölüm yaşanmazken, polis yetkililerince verilen karşılık sonrası teröristler kaçarak izlerini kaybetmiştir.
23 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır’da bulunan hidroelektrik santralini korumakla görevli askerlere yapılan saldırı sonucu üç asker yaralanırken, bir asker de şehit olmuştur. Bu saldırının bir gün ardından Hakkari Şemdinli’de yola yerleştirilen patlayıcının, askeri aracın geçişi esnasında infilak ettirilmesi sonucu iki asker şehit oldu, üç asker de yaralandı. Bu saldırılar sonucu yetkililer, Yüksekova ve Şemdinli bölgelerinde de sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir.

27 Ağustos 2015 tarihinde ise Şırnak’ın Cizre ilçesinde bulunan garnizon komutanlığına ve zırhlı polis aracına roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzelendi. Çıkan çatışmalarda 4 sivil yaşamını yitirirken çok sayıda yaralı olduğu belirtildi.
30 Ağustos 2015 tarihinde ise Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde ve Şırnak’ın Silopi ilçesinde kontrol görevinde bulunan trafik polislerinin kullandığı araçlara silahlı saldırılarda bulunuldu. Olaylar sonucu iki polis memuru şehit düşerken biri ağır dört polis memuru ve bir sivil yaralandı.
Terör olayları, ülkemizde olduğu gibi uluslararası platformda da yoğun bir şekilde etkisini gösterdi.