Bina ve Tesis Güvenliğinde Yapılmaması Gereken 7 Önemli Hata

İş dünyasında, bina ve tesis güvenliğini sağlamak, bina sakinlerinin ve bu sakinlerin sahip olduğu mülkiyetin korunması açısından büyük bir öneme sahiptir. Dolayısıyla,sıfır hata için aksiyon almak da kritik bir önem yaratmaktadır. Ne yazık ki unutulan veya pratikte uygulanmayan bazı güvenlik unsurları, operasyonel anlamda büyük zayiatların yaşanmasına yol açabiliyor. Hal böyle olunca; “Yetersiz güvenlik ile sıfır güvenlik arasında hiçbir fark yoktur.” yorumunu yapmak, çarpıcı bir şekilde doğruluk payına sahip oluyor. İcra ettiğiniz güvenlik operasyonlarında aşağıda belirteceğimiz genel hatalardan uzak durmanız bu anlamda önemli bir başlangıç olacaktır.

Tanıtım/Kimlik Kartı Kontrolünde Uygulama Hataları
Güvenlik sağlanan tesisin, ticari bir iş merkezi ya da ikamet edilen bir konut sitesi olması kimlik kartı kontrolünde hiçbir fark yaratmaz. Güvenlik uygulaması bulunan tüm giriş-çıkış noktalarında personel tanıtım kartı ya da geçiş kartı kontrolünün gerektiği gibi yapılması, icra edilen güvenliğin temelini oluşturur. Dolayısıyla, bu uygulamada gösterilecek en ufak bir iltimas, genel anlamda tüm güvenliği olumsuz yönde etkileyecektir. Özellikle iş merkezlerinde, yüksek mevkii de bulunan yöneticilere karşı tanınan esneklik, uygulamanın bütünlüğüne zarar verdiğinden dolayı, bu noktada göstereceğiniz kararlılık son derece büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle, kart kontrolünü statü bazlı ayrımcılık yapmadan eksiksiz bir şekilde uygulamanız, yetersiz güvenlik yapmamanız adına, vazgeçilmez bir prosedürdür.

Giriş-Çıkış Noktalarının Tamamının Kontrol Altında Olmaması
Güvenlik uygulamalarında en sık karşılaşılan hatalardan bir diğeri de giriş-çıkış noktalarının tamamına hakim olmamaktır. Tasarımları itibari ile binaların birden fazla giriş-çıkış noktası olduğu göz önüne alındığında, her bir noktanın aynı ciddiyetle güvenlik uygulamasına sahip olması gerekmektedir. Fakat birçok tesiste özellikle acil çıkış noktaları gibi bölgelerde başarısızlıklar yaşanabiliyor. Bu durum da büyük bir güvenlik riskini beraberinde getiriyor. Her bir noktanın gerekli güvenlik önlemleri ile desteklenmesi ve kamera sistemleri ile donatılması, icra ettiğiniz güvenliği daha etkin bir hale getirecektir.

Güvenlik Yerine Görünüme Odaklanmak
İş dünyasında düzgün bir çevrede inşa edilmiş göz alıcı bir binada çalışmak istemek gayet normal bir durumdur. Fakat estetik aşkını, hiçbir zaman güvenliğin önüne geçirmemeniz gerekmektedir. Her ne kadar estetik açıdan hoş bir görüntü çizmese de binanın önemli noktalarına güvenlik kameraları ya da kontrol amaçlı geçiş turnikeleri yerleştirmeniz gerekebilir. Bu durumda görüntüye önem verip güvenlik uygulamalarından feragat etmeniz kesinlikle ciddi sonuçlar doğurabilir. Unutulmamalıdır ki, kamera sistemleri gibi güvenlik donanımları, gözlemleme fonksiyonu dışında caydırıcı bir role sahip olmak ile birlikte, kriminal davranışların tespit edilmesine de yardımcı olmaktadır.

Anlaşılmayan Güvenlik Sistemlerinin Kullanımı
Sürdürülebilir bir güvenlik için sorunsuz bir şekilde işleyen bir güvenlik sistemine ihtiyacınız vardır. Sorunsuz bir güvenlik sistemi de mali açıdan büyük bir yatırım gerektirmektedir. Bu denli yüksek bir yatırıma rağmen personeliniz sistemin nasıl işlediğini kavrayamıyorsa; sistem yeterince kullanılmayacak ve yatırımınızın size dönüşü ne yazık ki beklediğiniz kadar olumlu olmayacaktır. Personelinizin sistem hakkında kapsamlı bir eğitim sürecinden geçmesi, sahip olduğunuz güvenlik teknolojisinden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlayacaktır. Bu sayede korumakla yükümlü olduğunuz tesisi de güvenli tutabileceksiniz.

Önemli Bölgelerin Korunamaması
Yazımızın başında bina ve tesis güvenliğinin ne denli önemli olduğundan bahsettik. Fakat bina içerisinde de en az bu kadar öneme sahip bölgeler bulunmaktadır. Önemli belgelerin ve bilgilerin muhafaza edildiği sistem sunucularının bulunduğu odalar da ekstra güvenlik önlemleri ile korunmalıdır. Maalesef bu konuda birçok kurum gerekli hassasiyeti göstermeyerek, gizli bilgilerin güvenliğini riske etmektedir. Bu tür bölgelerin güvenliği biyometrik güvenlik sistemleri kullanılarak sağlıklı ve caydırıcı bir şekilde sağlanabilir.

Gereğinden Fazla Güvenlik Önlemleri
Evet, eğer kamera ve güvenlik sistemleri alanında uzman kişilerin görüşüne başvurursanız; bu kişiler size bazı kurumların çok fazla güvenlik önlemi kullandığından bahsedecektir. Peki, bu durum nasıl kaçınmanız gereken bir hataya dönüşüyor? Bu sistemlerin birçoğu yüksek maliyete sahiptir ve maalesef bu sistemlerin hepsine sahip olmanız paranızın karşılığını alacağınız anlamına gelmez. Hatta bu duruma para kaybı olarak bakılabilir. Bu nedenle, bu denli öneme sahip sistemlerin kurulumundan önce gereksiz kullanımdan kaçınmak adına, profesyonel bir yardım almak son derece önemlidir.
Güvenlik sistemleri, mülkünüzü güvenli tutmak ve ofisinizin sürekli hırsızlık olaylarına maruz kalmasını önlemek adına bir bariyer olabilir. Ancak doğru kurguyu yapmak ve en efektif sistemi oluşturmak gerekmektedir. Bunu başarmanın en iyi yollarından biri de bahsettiğimiz bu hatalardan kaçınmanız olacaktır.

Kaynak:Jonathan Rowntree /www.securitymagazine.com

Bombalı Saldırı Anında Yapılacaklar

Aşağıda bahsedeceğimiz hususlar, tavsiye niteliğinde olup konuyla ilgili uzmanların analizleri,görüşleri ve bir patlama ile ilgili temel bilimsel verilerden derlenmiştir.

Saldırının gerçekleştiği esnada ne kadar zor olursa olsun sakin kalmanız, belki de sizi hayatta tutacak en önemli unsur. Unutmayın! Saldırı anında size yardımcı olacak tek kişi sizsiniz. Eğer çevrenizde devrilen ya da çöken bir yapı varsa; sağlam bir masa ya da bir obje bularak kendinizi koruma altına alın. Pencerelerden ya da üzerinde ayna veya cam dekor bulunduran mobilyalardan uzak durun.
İntihar saldırılarında, patlamanın etkisi çiçek buketi şeklinde genişleyen bir şok dalgası yaratmaktadır. Bu nedenle patlamanın gerçekleştiği anda, vücudunuzu etrafa saçılan şarapnel parçalarından korumak adına yere yatarak korunmanız son derece hayati bir öneme sahip olabilir.
Ağzınızı sürekli açık tutun ve sık aralıklarla kısa kısa nefes alın. Şaşırtıcı olsa da, patlamanın en ölümcül tarafı ısı ya da şarapnel parçaları değil, patlamadan ortaya çıkan şok dalgasının yarattığı aşırı basınçtır. Şok dalgası sesten hızlı bir süratte dolaştığından dolayı; akciğer, böbrek ve bağırsak gibi vücudumuzun hava ile dolu organlarını ölümcül şekilde etkilemektedir. Bu etkileşim ani şekilde iç kanamaya yol açmaktadır.

Yukarıda bahsettiğimiz nefes alma tekniği bu durumun önüne geçmek için son derece etkili bir yöntemdir.
Eğer saldırıdan dolayı moloz yığını altında kaldıysanız; ağzınızı bir kıyafet ya da mendille kapatın. Kurtarma ekiplerinin sizi duyabilmesi için boru ya da duvarlara vurarak iletişim kurmaya çalışın. Başka bir seçeneğiniz olmadığı sürece kesinlikle bağırmayın. Çünkü bağırdığınız an büyük miktarda tozu içinize çekeceksiniz ve bu durumda hali hazırda zor olan nefes alışınızı daha da zor duruma sokacaktır.
Saldırı sonrasında herhangi bir yaralanmaya maruz kalmadıysanız, tehlikenin geçtiğine emin olana kadar güvenli olduğunu düşündüğünüz yerden çıkmayın. Ayrıca geçmişte yaşanan birçok bombalı saldırıda; ilk patlamanın insanları aksi yöne yönlendirmek için kullanılan ses bombasından kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. Bunun nedeni aksi yönde kargaşa ve daha çok kalabalık yaratarak asıl bombayı patlatıp daha çok can kaybına yol açmaktır.Bu nedenle bulunduğunuz bölgeden uzaklaşırken; kalabalık alanlardan, sahipsiz araç veya kamyonetlerden, hasar görmüş binalardan ve toplu taşımadan kesinlikle uzak durmalısınız.
Ne yazık ki bombalı saldırılar, ülkemizin hem batı hem de doğu bölgelerinde her geçen gün günlük hayatın bir parçası haline gelmekte. Bu basit ve genel adımları uygulamanın, size hayati anlamda yardımı dokunacaktır.
Ve umarız ki bu adımların hiç birini uygulamak zorunda kalmazsınız.

2016 Yılı Mart Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

İstanbul Sultanahmet’te yaşanan bombalı saldırının etkisi geçmeden, geçtiğimiz ay içerisinde bir bombalı saldırı da Ankara kentimizde yaşandı. Hava komutanlığı merkezine bomba yüklü araçla yapılan saldırı sonucu, yetkililer tarafından yapılan açıklamaya göre, 20’si askeri personel olmak üzere çok sayıda sivil vatandaş da yaşamını yitirdi. Saldırıyı, Aralık 2015’te Sabiha Gökçen Havalimanı’na saldırıda bulunan ve PKK terör örgütünün kolu olarak bilinen TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) üstlendi. Saldırı ile ilgili bir diğer çarpıcı nokta ise olayın gerçekleştiği lokasyonun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çok yakın bir noktada bulunması oldu. Ne yazık ki bu durum, terör olaylarının bölgesel olmaktan çıkarak, ülke genelinde etkisini göstermeye başladığına işaret etmektedir.
Bir diğer bombalı saldırı da İzmir kentinde bulunan jandarma komutanlığına yapıldı. Bu saldırıların ardından son olarak İstanbul’da bulunan bir üniversitenin kampüsünde bulunan şüpheli bir araçta bomba düzeneği yapımında kullanılan malzeme ele geçirildi.
Ülkenin doğu bölgesinde uzun süredir devam etmekte olan çatışmalar geçtiğimiz ay da hız kesmeden devam etti. Başta Diyarbakır’ın Sur ilçesi ve Şırnak’ın Cizre ilçesi olmak üzere; Doğu Anadolu bölgesinde gerçekleşen sokağa çıkma yasakları, şehir merkezlerinde kazılan hendekler ve güvenlik güçleri ile yaşanan yoğun çatışmalar, bölgede yaşayan vatandaşları başka şehirlere göç etmeye zorlamıştır. Durumun vahameti, Birleşmiş Milletler nezdinde de gündeme alınmıştır. Özellikle sivillerin can kaybında büyük bir artış olması, yaşanan olayların ciddiyetini farklı bir boyuta taşımıştır. Yazılı ve sözlü basında yer alan ateşkes haberlerine rağmen doğu bölgesinde yaşanan olaylar, özellikle yaşanan bombalı saldırıların da ardından, ülkenin tüm bölgelerine sıçrama telaşı yaratmıştır.
Devlet yetkililerinin halkı dikkatli olmaları konusunda sözlü ve yazılı şekilde uyarmaları durumun hassasiyetini gözler önüne sermektedir. Özellikle emniyet yetkililerinin yaptığı açıklamalarda; İstanbul genelinde başta metrobüs durakları olmak üzere tüm toplu taşıma alanlarında bombalı saldırı olaylarına karşı son derece dikkatli olunması gerektiğini belirtmişlerdir.

Uluslararası platformda da özellikle ülkemizi yakından ilgilendiren bir terör olayı daha yaşanmıştır. Somali’de, Daallo Havayolları Mogadişu-Cibuti uçuşunda dizüstü bilgisayarı içerisine gizlenmiş bir bomba düzeneğinin patlaması tüm dünya genelinde ses getirdi. Resmi olmamakla birlikte saldırıyı El-Şebab terör örgütünün düzenlediği düşünülmektedir. Bomba düzeneğinin uçak içerisine havalimanında çalışan personelin yardımı ile sokulduğu saldırıda, saldırıyı gerçekleştiren yolcunun aslında iptal olan Türk Hava Yolları seferine bilet almış olması ülkemizi yakından ilgilendiren kısmı olmuştur.Uçuşun iptal edilmesi sebebiyle yolcu Daallo Havayollarına transfer edilmiş ve bu sayede Milli havayolumuza düzenlenmesi planlanan bu saldırı şans eseri başka bir havayoluna yapılmıştır.Bu saldırı, personelden gelebilecek iç tehdidin gerçekliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Yakın geçmişte Rus havayolu Metrojet’e yapılan saldırının da iç tehdit yolu ile gerçekleştiği göz önüne alındığında, bu tür bir güvenlik açığının tekrar yaşanmaması adına gerekli aksiyonların alınması hayati önem taşımaktadır.

Yaşanan tüm bu gelişmelerin ışığında, güvenlik anlamında kendimizi bilinçli hale getirmemiz son derece büyük bir öneme sahiptir. Terör eylemlerinin bu denli günlük hayatımızın içine girmesi, her şeyden önce güvenlik bilinci ile hareket etmeyi zaruri hale getirmiştir. Terör olayları dünyanın neresinde olursanız olun gerçekleşiyor ve ne yazık ki bu olayların etkisinden zarar görmeden korunmak için kesin bir çözüm yok. Fakat belli başlı adımları izleyerek bu riski azaltma şansınız bulunabilir.