2016 Yılı Mart Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

İstanbul Sultanahmet’te yaşanan bombalı saldırının etkisi geçmeden, geçtiğimiz ay içerisinde bir bombalı saldırı da Ankara kentimizde yaşandı. Hava komutanlığı merkezine bomba yüklü araçla yapılan saldırı sonucu, yetkililer tarafından yapılan açıklamaya göre, 20’si askeri personel olmak üzere çok sayıda sivil vatandaş da yaşamını yitirdi. Saldırıyı, Aralık 2015’te Sabiha Gökçen Havalimanı’na saldırıda bulunan ve PKK terör örgütünün kolu olarak bilinen TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) üstlendi. Saldırı ile ilgili bir diğer çarpıcı nokta ise olayın gerçekleştiği lokasyonun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çok yakın bir noktada bulunması oldu. Ne yazık ki bu durum, terör olaylarının bölgesel olmaktan çıkarak, ülke genelinde etkisini göstermeye başladığına işaret etmektedir.
Bir diğer bombalı saldırı da İzmir kentinde bulunan jandarma komutanlığına yapıldı. Bu saldırıların ardından son olarak İstanbul’da bulunan bir üniversitenin kampüsünde bulunan şüpheli bir araçta bomba düzeneği yapımında kullanılan malzeme ele geçirildi.
Ülkenin doğu bölgesinde uzun süredir devam etmekte olan çatışmalar geçtiğimiz ay da hız kesmeden devam etti. Başta Diyarbakır’ın Sur ilçesi ve Şırnak’ın Cizre ilçesi olmak üzere; Doğu Anadolu bölgesinde gerçekleşen sokağa çıkma yasakları, şehir merkezlerinde kazılan hendekler ve güvenlik güçleri ile yaşanan yoğun çatışmalar, bölgede yaşayan vatandaşları başka şehirlere göç etmeye zorlamıştır. Durumun vahameti, Birleşmiş Milletler nezdinde de gündeme alınmıştır. Özellikle sivillerin can kaybında büyük bir artış olması, yaşanan olayların ciddiyetini farklı bir boyuta taşımıştır. Yazılı ve sözlü basında yer alan ateşkes haberlerine rağmen doğu bölgesinde yaşanan olaylar, özellikle yaşanan bombalı saldırıların da ardından, ülkenin tüm bölgelerine sıçrama telaşı yaratmıştır.
Devlet yetkililerinin halkı dikkatli olmaları konusunda sözlü ve yazılı şekilde uyarmaları durumun hassasiyetini gözler önüne sermektedir. Özellikle emniyet yetkililerinin yaptığı açıklamalarda; İstanbul genelinde başta metrobüs durakları olmak üzere tüm toplu taşıma alanlarında bombalı saldırı olaylarına karşı son derece dikkatli olunması gerektiğini belirtmişlerdir.

Uluslararası platformda da özellikle ülkemizi yakından ilgilendiren bir terör olayı daha yaşanmıştır. Somali’de, Daallo Havayolları Mogadişu-Cibuti uçuşunda dizüstü bilgisayarı içerisine gizlenmiş bir bomba düzeneğinin patlaması tüm dünya genelinde ses getirdi. Resmi olmamakla birlikte saldırıyı El-Şebab terör örgütünün düzenlediği düşünülmektedir. Bomba düzeneğinin uçak içerisine havalimanında çalışan personelin yardımı ile sokulduğu saldırıda, saldırıyı gerçekleştiren yolcunun aslında iptal olan Türk Hava Yolları seferine bilet almış olması ülkemizi yakından ilgilendiren kısmı olmuştur.Uçuşun iptal edilmesi sebebiyle yolcu Daallo Havayollarına transfer edilmiş ve bu sayede Milli havayolumuza düzenlenmesi planlanan bu saldırı şans eseri başka bir havayoluna yapılmıştır.Bu saldırı, personelden gelebilecek iç tehdidin gerçekliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Yakın geçmişte Rus havayolu Metrojet’e yapılan saldırının da iç tehdit yolu ile gerçekleştiği göz önüne alındığında, bu tür bir güvenlik açığının tekrar yaşanmaması adına gerekli aksiyonların alınması hayati önem taşımaktadır.

Yaşanan tüm bu gelişmelerin ışığında, güvenlik anlamında kendimizi bilinçli hale getirmemiz son derece büyük bir öneme sahiptir. Terör eylemlerinin bu denli günlük hayatımızın içine girmesi, her şeyden önce güvenlik bilinci ile hareket etmeyi zaruri hale getirmiştir. Terör olayları dünyanın neresinde olursanız olun gerçekleşiyor ve ne yazık ki bu olayların etkisinden zarar görmeden korunmak için kesin bir çözüm yok. Fakat belli başlı adımları izleyerek bu riski azaltma şansınız bulunabilir.

Alışveriş Merkezlerinde Güvenlik

Son zamanlarda El-Şebab isimli terör örgütünün alışveriş merkezlerine düzenlediği terör saldırıları ve dünya genelinde gerçekleşen bireysel saldırılar, başta ticari gayrimenkul ve AVM sektörü olmak üzere dünya genelinde toplumun birçok kesimden insana endişe yaşatmıştır. Bu durum, sektör yöneticileri ile güvenlik uzmanlarını, müşterilerin ve çalışanların kendilerini güvende hissedeceği, uygun, etkili ve dengeli bir güvenlik hizmeti araştırmaya yöneltmiştir.
Bu noktada sektör liderlerinin duyduğu en temel endişe, radikalleşmiş kişilerin bireysel olarak düzenlediği saldırılar olarak belirtilmektedir. Özellikle Avrupa’da gerçekleşen saldırılar, bu tarz endişe duyulan bireyler tarafından işlenmiştir. Bu teröristler genelde; geniş ağlara sahip terör örgütlerinden bağımsız olarak tek başlarına hareket ederler. Bu durum da genel istihbarat uygulamalarının, bu bireylere karşı kullanılmasını imkansıza yakın derecede zor kılmakta ve teröristlerin yakalanma noktasında, otoritelerin işlerini daha da güç hale getirmektedir. Bu nedenle yalnızca güvenlik tedbirleri almaya değil aynı zamanda bu tarz saldırılara nasıl cevap verileceği ile ilgili taktiksel stratejilere de odaklanılmalıdır.

Bu tarz bombalı ya da silahlı saldırıların en belirgin özelliği çok kısa bir süre içerisinde gerçekleşmeleridir. Dolayısı ile teröristler saniyeler içerisinde saldırmaktadırlar. Emniyet güçlerinin bu saldırılara verdiği karşılık hızlı olsa da etkin ve yeterli olmadığı noktalar olabilir. Tam anlamıyla etkin bir güvenlik sağlanması adına, her organizasyonun bu saldırılara karşılık verecek derecede iyi eğitimli güvenlik memurlarından oluşan bir ekibi olması gerekmektedir.

Kurulacak bu ekibin ve geliştirilecek taktiksel stratejilerin etkinliğini korumak adına aşağıdaki maddelere dikkat edilmesi faydalı olacaktır;
Silahlı güvenlik personelinizin, saldırılara karşılık verme konusunda yeterli eğitimi aldığından ve bu tür olaylarla başa çıkma konusunda fiziki, mental ve taktiksel açıdan da hazırlıklı olduğundan emin olun.
Personelinizin, saldırı anında en etkin karşılığı vermesi açısından nerede ve nasıl konuşlanacağını bildiğinden emin olun.
AVM içerisinde ve çevresinde sürekli olarak şüpheli ve sıra dışı davranış sergileyen kişilerin gözetimini ve takibini yapacak gizli güvenlik personeli bulundurun.
Gizli güvenlik personeli bulundurduğunuzu, çeşitli bildiriler ve ilanlar yoluyla halka duyurun. Bu durumun, saldırı planı içerisinde bulunan teröristlere karşı caydırıcı bir rolü olacaktır.
Gizli güvenlik personelinin kullanılması durumunda ise bu personelin, saldırı esnasında saldırıya karşılık verecek emniyet güçleri tarafından sizin personeliniz olduğunun bilindiğinden emin olun.
Bu durumdan daha da önemlisi şirketlerin ve yöneticilerinin, bu saldırıları nasıl önleyeceği ile ilgili geliştirmesi gereken stratejilerdir;

Sahaya çıkın! Güvenlik memurlarınızın görevlerini sahada icra etmelerini sağlayın. Bu sayede personeliniz, var olan tehdidi, korunmakta olan bölgeye erişmeden tespit edip engelleme fırsatına sahip olacaktır.
AVM girişlerinde bulunan güvenlik kontrollerini etkin kullanın!
Kim aranmalı? Kim aranmamalı? Tam olarak ne aranmalıdır?

Kişiler, çantalar ve eşyalar ne zaman ve ne şekilde fiziksel olarak aranmalıdır?
Şüphe duyulması durumunda, kişiler ne zaman ve nasıl sorgulanmalıdır?
Güvenlik personelinizi ve çalışanlarınızı eğitin! Çalışanlarınızın, şüpheli bir durum tespit etmesi durumunda; bu durumu kime ve nasıl raporlamaları konusunda herhangi anlaşılmayan bir nokta olmadığından emin olun. Bu nedenle, güvenlik personelinizin şüpheli işaretleri tespit etme ve yorumlama konusunda da eğitimli olması büyük bir önem taşımaktadır.

Yukarıda belirtilen tavsiye ve stratejileri mevcut güvenlik önlemi olarak uygulayan AVM ve tesisler bulunmaktadır ve bu sayede sonucu ciddi boyutlara ulaşabilecek saldırıları, gerçekleşmeden engelleyebilmişlerdir.

Kaynak: http://chameleonassociates.com/homeland-security/terrorist-threats-malls-mitigation-tips/

2015 Yılı Kasım Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Ülke genelinde 2015 yazından beri süregelen terör olayları, ne yazık ki geçtiğimiz ay da devam etti. Ankara’daki barış mitingi sırasında iki canlı bombanın gerçekleştirdiği intihar saldırısı, 102 kişinin yaşamını yitirmesine, 250’den fazla insanın da yaralanmasına yol açarken, ülke tarihinin de en kanlı terör saldırısı olarak kayıtlara geçti. Dünya genelinde de ses getirirken saldırı sonrası başlatılan geniş güvenlik operasyonları sonucu, saldırının sorumlusu olarak IŞİD gösterilmiş ve birçok şehirde gözaltına alınan canlı bombalar, ülkede saldırıların devam edeceği endişesini yaratmıştır.

Ülkenin doğu ve güneydoğu kesimi de terör olaylarına tanıklık etmiştir. Diyarbakır kentinin çeşitli ilçe ve mahallelerinde sokağa çıkma yasağı uygulanmasının ardından, güvenlik güçleri ile PKK mensubu teröristler arasında çıkan çatışmada 4 terörist ölü olarak ele geçirilmiştir. Batman kentinde de yine PKK ile yaşanan çatışmalar sonucunda 4 tane terörist yaralı olarak ele geçirilmiştir. Mardin’de ise terörle mücadelenin boyutu daha çarpıcı bir hal almıştır. Şehir genelinde uygulanan sokağa çıkma yasağı esnasında düzenlenen operasyonlarda; 21 teröristin etkisiz hale getirildiği ve 2800 kg patlayıcının ele geçirildiği yetkililer tarafından açıklanmıştır.

Ekim ayının sonlarına doğru seçim sürecine yaklaşılmasından dolayı, toplumun genelinde terör saldırılarının azalacağı öngörülüyordu. Fakat beklenenin aksine, saldırılar, ay sonuna kadar devam etti. Diyarbakır kentinde askeri konvoya yapılan mayınlı saldırı, Van kentinde jandarma karakoluna yapılan bomba yüklü ve roketatarlı saldırı, Şırnak’ta güvenlik güçlerine yapılan silahlı saldırı, Hakkari’de askeri operasyon sırasında çıkan çatışma ve Tunceli’de askeri konvoya yapılan bombalı saldırı ile birlikte toplamda 39 asker yaralanmış ve 6 asker ise şehit düşmüştür.

Terör,uluslararası platformda da ne yazık ki aynı şekilde devam etti. Somali’nin başkenti Mogadişu’da hükümet yetkililerinin konakladığı bir otelin yakınlarında meydana gelen bombalı saldırıda 11 kişi yaşamını yitirdi. Saldırıyı üstlenen Eş-Şebab örgütü, saldırının yapıldığı lokasyonu, devlet yetkililerini hedef aldıklarından dolayı, bilinçli olarak otel çevresinde seçtiklerini belirtmiştir. Nijerya’da ise Boko Haram, Ekim ayının son haftasında 4 ayrı canlı bomba saldırısı düzenlemiştir. Boko Haram’ın Ekim ayı boyunca gerçekleştirdiği canlı bomba saldırıları ile yaşamını yitirenlerin sayısı 120 kişi olarak açıklanmıştır. Yemen’de ise yönetimdeki hükümetin ofis olarak kullandığı otele, yönetim karşıtı gruplar tarafından yapılan roketatarlı saldırıların sonucunda 20 asker yaşamını kaybetmiştir.

Ulusal ve uluslararası anlamda etkisini devam ettiren terör, zaman, mekan, din, dil ya da ırk gözetmiyor. Bu nedenle terör ile ilgili göz önüne alınması gereken en önemli nokta, teröre ve terör olaylarının gerçekleşmesine karşı varsayımda bulunulmaması gerçeğidir. Dolayısı ile amacı toplumu yıldırıp bireylere korku yaşatmak olan terörizme karşı daha gerçekçi yaklaşmak ve bu duruma karşı bilinçlenerek yaşamın her anında güvenlik bilinci ile hareket etmek büyük bir önem taşımaktadır.

2015 Şubat Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

2015 yılının ilk gününde, DHKP-C örgütünün üyesi olduğu açıklanan silahlı bir saldırgan, Dolmabahçe Sarayı girişindeki muhafız kulübelerine yapmış olduğu saldırıdan ve patlamamış bir el bombası ile girdiği bombalama teşebbüsünden dolayı gözaltına alındı. Yasadışı bir örgüt üyesi olmasından dolayı, 2003-2006 yılları arasında mahkumiyet yaşadığı bildirilen saldırgana yapılan müdahaleler sonucunda, otomatik bir silah ile birlikte ev yapımı bir bomba düzeneği de ele geçirildi. Bu saldırıdan yaklaşık bir hafta sonra ise; Sultanahmet Meydanı’nda bulunan turizm şube karakoluna yapılan intihar saldırısı ile şehir bir kez daha sarsıldı. İntihar saldırısını düzenleyen saldırganın, karakola girdikten sonra turist gibi davranarak cüzdanını kaybettiğini belirttiği anda saldırıyı gerçekleştirdiği bildirilmiştir. Bir polis memurunun hayatını kaybettiği saldırıda yapılan incelemelerde, saldırganın üzerinde patlamamış iki ayrı bomba düzeneği daha bulunmuş ve imha ekipleri tarafınca imha edilmiştir. Saldırı sonrası DHKP-C, yapmış olduğu açıklama ile bu saldırıyı da üstlenmiştir. Bu saldırıdan üç gün sonra ise edinilen istihbarat sonucunda PKK örgütünün gençlik yapılanmasına mensup iki kişi, ismi açıklanmayan bir alışveriş merkezine karşı planladıkları bombalama saldırısını gerçekleştirmek üzereyken yakalanmıştır. Saldırganların çantasında bir el yapımı ve bir de parça tesirli bomba ele geçirilmiştir. Bir gün sonrasında ise şehirdekiiki ayrı alışveriş merkezi önünde bulunan şüpheli paketlere yapılan incelemelerde tespit edilen bombalar imha ekiplerince etkisiz hale getirilerek büyük bir facianın önüne geçilmiştir.

Yaşanan tüm bu terör olaylarının ardından, ülkenin doğu kısmı da çeşitli olaylara sahne oldu. Özellikle Şırnak’ta meydana gelen PKK yanlısı çatışmalar ve yaşanan çocuk ölümleri, kenti ve çevresini kaosa sürüklerken kent içerisindeki güvenlik güçlerinin de görevlerini yapmalarını daha da güç duruma getirmiştir. Ayrıca, Somali’de Türk heyetinin konakladığı otele yapılan ve El Kaide ile bağlantısı olan terör örgütü El Şebab’ın üstlendiği bombalı saldırı da Ocak ayında yaşanan terör saldırılarından bir diğeridir. Görüldüğü üzere ülkemiz gerek lokal gerekse global anlamda son derece hassas bir süreçten geçmektedir. Sonuç olarak, PKK terör örgütünün; gerek çözüm sürecinde atılmasını hedeflediği adımlara hükümeti zorlamak, gerekse yaklaşan seçim atmosferinde hükümeti güçsüz gösterme amacı ile daha fazla saldırı yapma ihtimali bulunmaktadır.

DHKP/C terör örgütünün de içine girilen süreçte kriz ortamından faydalanarak yeni eylemler gerçekleştirebileceği ve bununla birlikte farklı grup ve örgütler tarafından sınır bölgelerimizde, ya da büyük kentlerde bombalama, yasadışı gösteri, protesto vb. eylemler yapılabileceği dikkate alınması gereken güvenlik konuları arasında olmalıdır.