2016 Yılı Temmuz Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Ülkenin doğusundan batısına terör saldırıları ile dolu bir ayı daha geride bıraktık. Geçtiğimiz ay tüm dünyada ses getiren ve Türkiye’yi derinden sarsan ilk saldırı, İstanbul’un Beyazıt semtinde gerçekleşti. Polis memurlarını taşıyan ve konvoy halinde ilerleyen iki servis aracına düzenlenen bombalı saldırıda 4 sivil 7 polis memuru yaşamını yitirmiştir. Bomba yüklü araç ile düzenlenen intihar saldırısını TAK örgütü üstlenmiştir. Araç ve yaya trafiğinin yoğun olduğu bir bölgede düzenlenen saldırıda çevrede bulunan binalar yoğun bir biçimde hasar görürken 30’dan fazla sivilin de yaralandığı belirtilmiştir. Saldırının etkileri sürerken, bombalı saldırılar ardı ardına ülkenin doğu bölgesini sarsmaya devam etti. TSK’nın uzun süren operasyonlarını sonlandırmasının ardından ilk saldırı, Mardin’in Midyat ilçesinde gerçekleşti. İstanbul’daki saldırı ile aynı yöntem kullanılan saldırıda hedef yine kolluk kuvvetiydi. İlçenin en merkezi noktasında bulunan İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına düzenlenen saldırıda, 50’yi aşkın polis memuru ve sivil yaralanırken, 2 polis memuru ve 3 sivil de yaşamını yitirdi. Yetkililerin yapmış olduğu açıklamada; bina girişinde bulunan beton ve demir bariyerlerin, patlamanın etkisini azaltarak daha fazla kişinin ölmesini engellediği belirtilmiştir. Bu saldırının ardından şehir genelinde başlatılan güvenlik operasyonları sonucu birçok bölgeden çatışma haberleri alındı. Mardin Soğukkuyu Jandarma Karakolu’na taciz ateşi açarak çatışma başlatan PKK’ya bağlı teröristler, çatışmaya takviye olarak çağırılan askeri tim seyir halindeyken ateş açarak eş zamanlı bir çatışma yaratmıştır. Bu çatışmaların sonucunda da ne yazık ki 2 asker şehit olmuştur. Mardin kentinde tansiyon bu şekilde yükselirken, benzer olaylar Hakkari şehrimizde de gerçekleşti. PKK terör örgütünün, askeri konvoy güzergahına tuzakladığı el yapımı patlayıcı düzenek, konvoy geçişi esnasında infilak ettirilmiştir. Uzaktan kumanda edilen bu saldırı sonucu, 4 askerin şehit olduğu açıklanmıştır.

Ülkemizde saldırılar bu şekilde etkisini sürdürürken, terör , uluslararası platformda da etkisini gösterdi. ABD’nin Florida eyaletine bağlı Orlando kentinde bulunan bir gece kulübüne yapılan silahlı saldırı, ülke tarihinin en büyük saldırısı olarak yerini almıştır. 49 kişinin yaşamını yitirip 53 kişinin yaralandığı saldırıda, eşcinsel bir gece kulübünün seçilmesi aynı zamanda ülke genelinde eşcinsellere karşı gerçekleştirilen en büyük nefret suçu saldırısı olarak da tarihte yerini almıştır. Saldırı sırasında polis ekipleri ile girdiği çatışmada yaşamını yitirmeden önce IŞİD örgütüne bağlılığını bildiren saldırgan, saldırıyı gece kulübüne ağır otomatik silahla girerek münferit bir şekilde gerçekleştirmiştir.

Son olarak,28 Haziran 2016 Salı Akşamı İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde meydana gelen terör saldırısı ile sarsıldık. Üç canlı bomba ile düzenlenen saldırıda ölen sayısı son gelen bilgilere göre 44, yaralı sayısı ise 238.

Saldırganların kimliğini belirlemeye yönelik çalışmalar sürerken,canlı bombalardan birinin Dağıstan asıllı Rus vatandaşı, birinin Kırgız, birinin ise Özbek olduğu tespit edildi. Saldırıya dair ilk bulguların IŞİD’i işaret ettiği ancak incelemelerin sürdüğü açıklandı.

Temennimiz bu hain saldırıların hiç olmaması elbette, ancak kriz anlarında ne yapılacağının ve nasıl hareket edileceğinin bilinmesi hayati derecede öneme sahiptir. Bu bağlamda, kendinizden başlayarak çevrenizdekiler ile birlikte bilinçlenmek ve etrafınıza güvenlik bilinci ile bakmak iyi bir başlangıç olacaktır.

2016 Yılı Haziran Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Mayıs ayı boyunca terör örgütleri ile devam eden çatışmalar sonucu, birçok sivil ve kolluk kuvveti maalesef yaşamını yitirdi. Ülkemizin doğusundan batısına çeşitli patlama olayları yaşanması tansiyonunun had safhaya taşınmasına sebep oldu.
14 Mart 2016 tarihinden bu yana yaşanan çatışmalar sonucu, neredeyse her gün şehit haberi alınan Mardin’in Nusaybin kenti ile ilgili basına yansıyan görseller, şehirdeki yaşam alanlarının da neredeyse yok olduğunu kanıtlar nitelikteydi.Ülke genelinde geniş güvenlik önlemleri altında geçirilen 1 Mayıs etkinliklerine gölge düşüren olay ise; IŞİD terör örgütünün Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlediği bombalı saldırı oldu. 20’yi aşkın sivil ve kolluk kuvvetinin yaralandığı olayda 2 polis memuru da şehit oldu. PKK’nın, Diyarbakır Dicle’de bulunan Jandarma komutanlığına yaklaşık bir ton patlayıcı kullanarak, ayrıca, Dicle Bulvarı üzerinden geçen askeri konvoya da 200 kg patlayıcı kullanarak ve Tanışık isimli köyde yaklaşık üç ton patlayıcı kullanarak düzenlediği bomba yüklü araç saldırıları, ülke gündemini farklı bir boyuta taşıdı. Saldırılarda, siviller ve kolluk kuvvetlerinden oluşan toplam 20 kişinin yaşamını yitirdiği ve 70’ten fazla kişinin yaralandığı belirtilmiştir.
Van ve Hatay şehirlerinde de yine kolluk kuvvetlerine yönelik bombalı saldırılar gündemdeydi. Hatay’da, içinde ceset bulunan bir teknede, kolluk kuvvetlerinin yaptığı inceleme esnasında bombalı saldırı gerçekleşmiştir. Van’da ise teröristlerin yol üzerinde durdurup kundakladığı 10 tane tıra, askerlerin müdahalesi esnasında bombalı saldırı gerçekleşmiştir. Tuzak kurularak düzenlenen saldırılar sonucunda 7 asker şehit olmuştur.

Bursa’da bulunan Ulu Cami Meydanı’nda düzenlenen canlı bomba saldırısı ise, geçtiğimiz ayın bir diğer sarsıcı olaylarındandı. TAK örgütünün üstlendiği saldırıda, intihar saldırganın zamanlamada yaptığı hata sebebiyle, kimsenin yaşamını yitirmemesi en sevindirici haber oldu.

Bir diğer bombalı saldırı ise, İstanbul’un Sancaktepe semtinde gerçekleşti. PKK mensubu teröristler tarafından askeri konvoyun geçişi sırasında, bomba yüklü araç infilak ettirilmiş ancak herhangi bir can kaybı yaşanmamıştır.

Ülkemiz bombalı saldırılar ile yoğun bir dönem geçirirken, benzer saldırılar IŞİD tarafından uluslararası platformda gerçekleştirilmiştir. IŞİD örgütünün, Irak’ın başkenti Bağdat’da yerel futbolseverlerin toplanarak futbol maçlarını izlediği futbol temalı bir kafeye yapmış olduğu silahlı saldırı sonucu 14 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu saldırının yankıları devam ederken, yine başkentte bulunan başka bir bölgede, pazar ve çarşı gibi yoğun noktalara yapılan üç ayrı bombalı saldırı sonucu toplamda 90’dan fazla sivil yaşamını yitirmiştir. IŞİD’in gerçekleştirdiği ve uluslararası basına yansıyan son bombalı saldırısı ise Suriye’de gerçekleşti. İki ayrı kentte düzenlenen, ikisi intihar saldırısı olmak üzere toplam 7 bombalı saldırıda 100’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği belirtilmiştir.
Yayınlanan her sayımızda değindiğimiz üzere, ne yazık ki terör olayları, bombalı saldırılar, can ve mal kayıpları yaşanmaya devam ediyor. Terörün ve şiddetin, herhangi spesifik bir kesimi hedef almadığı, dil, din, ırk ve lokasyon gözetmeden gerçekleşmeye devam ettiği bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda toplumun her kesiminin bilinçlenerek, bu tür olaylara karşı kişilerin kendini donatması hayati bir öneme sahip olacaktır.

2016 Yılı Nisan Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Ankara ve İstanbul’da yaşanan terör olayları, gerek ülke genelinde gerekse uluslararası alanda büyük bir yankı yaratırken, toplum genelinde de müthiş derecede bir güvenlik krizi yarattı.
Mart ayında gündeme etki eden ilk terör olayı, İstanbul’da yaşandı. DHKP-C örgütünün, Bayrampaşa’da bulunan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne el bombaları ve otomatik silahlarla düzenlediği saldırı ile ilgili tek sevindirici nokta herhangi bir can kaybının yaşanmamış olmasıdır. Ankara’da ise, Şubat ayında yaşanan bombalı araç saldırısının benzeri bir saldırı daha yaşandı. 36 kişinin yaşamını yitirdiği ve 120’den fazla kişinin yaralandığı bu saldırıyı TAK terör örgütü üstlenmiştir. Başkentin en yoğun bölgesinde seyir halinde bulunan bir aracın infilak ettirilmesi yoluyla gerçekleştirilen saldırı, intihar saldırılarına yeni bir boyut kazandırmıştır. Bir önceki saldırının da aynı şekilde düzenlendiği göz önüne alındığında, bundan sonraki günlük yaşantımızda bu tür saldırılara karşı da dikkatli olunması gerekmektedir.

Ankara saldırısından bir hafta sonra, İstanbul’un gerek iş, gerekse eğlence bakımından kalbi olarak kabul gören Beyoğlu semtinde düzenlenen intihar saldırısı, ülkede yaşanan terörü doruk noktasına çıkardı. IŞİD örgütü tarafından düzenlenen saldırı, yaşamını yitiren 4 kişinin turist olmasının da etkisiyle, dünya genelinde de ses getirdi.Ocak ayında Sultanahmet Meydanı’nda yine IŞİD örgütünün düzenlediği saldırının ardından bu saldırının gerçekleşmesi, gerek ulusal gerekse uluslararası alanda İstanbul şehrinin güvenlik seviyesi ile ilgili spekülasyonlar yaratılmasına sebep oldu. Saldırının ardından sosyal medyada dolaşan güvenlik tehdidi içerikli mesajlar dolayısıyla İstanbul nüfusunun büyük bir çoğunluğunun hafta sonu evden dışarı çıkmamayı tercih ettiği görüldü.

Terörün etkisi Mart ayında yalnızca yerel değil küresel boyutta da büyük bir ivme ile devam etti. Afrika, Asya, Avrupa ve Orta Doğu’da yaşanan olaylar, terörün zaman ya da mekan ayrımı yapmadığını bir kez daha kanıtladı.

Fildişi Sahilleri’ nin Abidjan kentindeki turizm bölgesi Grand Bassam’da bulunan üç farklı otelin sahil kısmına yapılan silahlı saldırılar sonucu ikisi asker olmak üzere toplamda 16 kişi yaşamını yitirdi. El Kaide bağlantılı lokal bir terör örgütünün üstlendiği saldırıda, saldırıyı düzenleyen 6 terörist güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildi.

Geçtiğimiz ay gerçekleşen bir diğer önemli olay ise,Brüksel’de havalimanına ardı adına düzenlenen iki canlı bomba saldırısı oldu. Saldırıdan kısa bir süre sonra başkentin merkezinde bulunan metro istasyonunda düzenlenen 2.intihar saldırısı şehirde kaos yaşanmasına sebep olmuştur. 31 kişinin yaşamını yitirdiği, 300’e yakın kişinin de yaralandığı saldırıyı IŞİD üstlenmiştir. IŞİD örgütünün medyaya yansıyan ve dünya genelinde ses getiren en son saldırısı ise, Irak’ta düzenlenen yerel bir futbol maçının kupa töreni sırasında gerçekleştirdikleri intihar saldırısı oldu. Saldırıda, çoğunluğu genç sporcu ve taraftarlardan oluşan 65 kişinin yaşamını yitirdiği ve 60’tan fazla kişinin de yaralandığı belirtilmiştir. Geçtiğimiz ay bir diğer canlı bomba saldırısı ise Pakistan’ın Lahor kentinde gerçekleşti. Paskalya dolayısı ile kutlamaların yer aldığı bir lunaparkta düzenlenen intihar saldırısı sonucu 29’u çocuk ve çoğunluğu kadından oluşan en az 72 kişi yaşamını yitirmiş 340 kişi de yaralanmıştır. Hristiyan dinine mensup kişilerin kutlama yaptığı lunaparkın bilinçli olarak hedef alındığı iddialarının bulunduğu saldırıyı, Taliban örgütüne bağlı Cemaat-ul Ahrar grubu üstlenmiştir.

Terörün dil, din, cinsiyet ya da yaş ayrımı yapmadan etkisini arttırdığı şu günlerde, kişisel güvenliğimizi korumak birinci öncelik haline gelmiştir. Özellikle canlı bomba saldırılarında maalesef büyük bir artış görülmüştür. Bu bağlamda, canlı bomba profilinin tespit edilmesinde, kendiniz ve çevrenizdeki insanların hayatlarını kurtarmanızda önemli rol oynayabileceğini düşündüğümüz bazı önemli bilgileri bu ayki bültenimizde paylaşmak istedik.

2016 Yılı Mart Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

İstanbul Sultanahmet’te yaşanan bombalı saldırının etkisi geçmeden, geçtiğimiz ay içerisinde bir bombalı saldırı da Ankara kentimizde yaşandı. Hava komutanlığı merkezine bomba yüklü araçla yapılan saldırı sonucu, yetkililer tarafından yapılan açıklamaya göre, 20’si askeri personel olmak üzere çok sayıda sivil vatandaş da yaşamını yitirdi. Saldırıyı, Aralık 2015’te Sabiha Gökçen Havalimanı’na saldırıda bulunan ve PKK terör örgütünün kolu olarak bilinen TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) üstlendi. Saldırı ile ilgili bir diğer çarpıcı nokta ise olayın gerçekleştiği lokasyonun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çok yakın bir noktada bulunması oldu. Ne yazık ki bu durum, terör olaylarının bölgesel olmaktan çıkarak, ülke genelinde etkisini göstermeye başladığına işaret etmektedir.
Bir diğer bombalı saldırı da İzmir kentinde bulunan jandarma komutanlığına yapıldı. Bu saldırıların ardından son olarak İstanbul’da bulunan bir üniversitenin kampüsünde bulunan şüpheli bir araçta bomba düzeneği yapımında kullanılan malzeme ele geçirildi.
Ülkenin doğu bölgesinde uzun süredir devam etmekte olan çatışmalar geçtiğimiz ay da hız kesmeden devam etti. Başta Diyarbakır’ın Sur ilçesi ve Şırnak’ın Cizre ilçesi olmak üzere; Doğu Anadolu bölgesinde gerçekleşen sokağa çıkma yasakları, şehir merkezlerinde kazılan hendekler ve güvenlik güçleri ile yaşanan yoğun çatışmalar, bölgede yaşayan vatandaşları başka şehirlere göç etmeye zorlamıştır. Durumun vahameti, Birleşmiş Milletler nezdinde de gündeme alınmıştır. Özellikle sivillerin can kaybında büyük bir artış olması, yaşanan olayların ciddiyetini farklı bir boyuta taşımıştır. Yazılı ve sözlü basında yer alan ateşkes haberlerine rağmen doğu bölgesinde yaşanan olaylar, özellikle yaşanan bombalı saldırıların da ardından, ülkenin tüm bölgelerine sıçrama telaşı yaratmıştır.
Devlet yetkililerinin halkı dikkatli olmaları konusunda sözlü ve yazılı şekilde uyarmaları durumun hassasiyetini gözler önüne sermektedir. Özellikle emniyet yetkililerinin yaptığı açıklamalarda; İstanbul genelinde başta metrobüs durakları olmak üzere tüm toplu taşıma alanlarında bombalı saldırı olaylarına karşı son derece dikkatli olunması gerektiğini belirtmişlerdir.

Uluslararası platformda da özellikle ülkemizi yakından ilgilendiren bir terör olayı daha yaşanmıştır. Somali’de, Daallo Havayolları Mogadişu-Cibuti uçuşunda dizüstü bilgisayarı içerisine gizlenmiş bir bomba düzeneğinin patlaması tüm dünya genelinde ses getirdi. Resmi olmamakla birlikte saldırıyı El-Şebab terör örgütünün düzenlediği düşünülmektedir. Bomba düzeneğinin uçak içerisine havalimanında çalışan personelin yardımı ile sokulduğu saldırıda, saldırıyı gerçekleştiren yolcunun aslında iptal olan Türk Hava Yolları seferine bilet almış olması ülkemizi yakından ilgilendiren kısmı olmuştur.Uçuşun iptal edilmesi sebebiyle yolcu Daallo Havayollarına transfer edilmiş ve bu sayede Milli havayolumuza düzenlenmesi planlanan bu saldırı şans eseri başka bir havayoluna yapılmıştır.Bu saldırı, personelden gelebilecek iç tehdidin gerçekliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Yakın geçmişte Rus havayolu Metrojet’e yapılan saldırının da iç tehdit yolu ile gerçekleştiği göz önüne alındığında, bu tür bir güvenlik açığının tekrar yaşanmaması adına gerekli aksiyonların alınması hayati önem taşımaktadır.

Yaşanan tüm bu gelişmelerin ışığında, güvenlik anlamında kendimizi bilinçli hale getirmemiz son derece büyük bir öneme sahiptir. Terör eylemlerinin bu denli günlük hayatımızın içine girmesi, her şeyden önce güvenlik bilinci ile hareket etmeyi zaruri hale getirmiştir. Terör olayları dünyanın neresinde olursanız olun gerçekleşiyor ve ne yazık ki bu olayların etkisinden zarar görmeden korunmak için kesin bir çözüm yok. Fakat belli başlı adımları izleyerek bu riski azaltma şansınız bulunabilir.