Kurum İçi Tehdit

Bir kurumdaki çoğu çalışanın güvenilir ve dürüst olmasına rağmen, yanlış yapabilecek kurum içi yöneticiler, çalışanlar, bağımsız yükleniciler, geçici personel ve güvenilir üçüncü şahıslar olabilir. Tehdit; kasten yapılan bir kötülük, yani dolandırma veya ihmalkâr bir davranış, zayıf prosedürler ve eksik eğitim sonucu da tehlikeye dönüşebilir. Dolandırmalar her yıl firmalara binlerce liraya mal olmaktadır. Bilinen dolandırıcılıkların %85’i kurumun içerisindeki kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir.
İçeriden gelebilecek tehditler geniş bir yelpazededir. Birkaç örneğe bakalım;
■ Kuruma karşı olabilecek tehditler genelde, “çalışan tehdidi”, “personel tehdidi” veya “iç tehdit” olarak tanımlanır. Örneğin bir çalışan bilinçli olarak yanlış ücretlendirme yapabilir.
■ Yine çalışanlardan biri şirket dışındaki kişilerle işbirliği yaparak kuruma karşı tehdit oluşturabilir. Örneğin, ödeme yetkisi bulunan bir finans müdürü gerçekleşmemiş bir iş için tedarikçiden sahte bir fatura kestirerek ödeme gerçekleştirebilir.
■ Dışarıdaki kişilere karşı oluşabilecek tehdit. Örneğin, bir çalışan müşterilerin hırsızlık çeteleri tarafından başka bir kurumdan yasadışı şekilde para, kredi, mülk çalabilmek için kullanılabilecekleri kişisel bilgilerini içeren, banka hesabı, borç senetleri ve imzalanan anlaşma evrakları gibi verileri çalabilir.
Geçtiğimiz yıl, dolandırıcılık kurbanı olduğunu söyleyen özel sektör kurumlarının % 22.6’sı en az bir kez içeriden birisinin sebep olduğu bir dolandırıcılıkla karşılaştıklarını raporlamışlardır.
Kurum içi tehdit,çalışan işe başlamadan önce, çalıştığı süre boyunca ve çalıştığı dönem sonrasında meydana gelebilir.

İşe başlamadan önce, iş bulmanın zor olduğu zaman söylenen yalanlar bu sınıfa girer:
■ Akademik kayıtların ve yeterliliklerin yanlış beyan edilmesi
■ Referans işlerin ve tarihlerinin değiştirilmesi
■ Belirtilmemiş eski yöneticiler
■ Beyan edilmemiş mahkeme kararları veya iflaslar
Çalışma süresince karşılaşılan dürüst olmayan hareketler:
■ Müşteri hesaplarında yapılan sahtecilik
■ Kişisel bilgilere ulaşılması ve ifşa edilmesi
■ Kişisel çıkarlar uğruna yapılan hırsızlık veya kandırma
Çalışma süresi sonrası kişiler rakip bir firma ile çalışabilir, kin besleyebilir ve sadık olmayabilirler ve en önemlisi eski firmasına zarar verebilecek nitelikteki bilgilere erişim sağlayabilirler:
■ Sistemlere yetkisiz giriş
■ Kişisel veya ticari bilgilerin ifşa edilmesi
Personel tarafından işlenen çoğu suç zamanında fark edilmediklerinden veya ortaya çıktığında şirket imajının riske atılmaması adına raporlanmamıştır.

Bir çalışanı tehdide dönüştüren nedir?
Düşük maaş, yüksek borç ve kişinin işini kaybetme korkusunun olduğu zamanlarında dolandırıcılığa yönelme potansiyeli artabilir. İşten çıkarılma veya düşük ödeme ve zam yapılmaması durumlarında duyulan kin, kişinin bilgi ağına olan erişimi engellenmediğinde özellikle tehlikeli olan intikam alma duygusunu kamçılayabilir. Artan bir iş baskısı da tehdide dönüşebilir. Çalışan tehdidinin en genel sebebi açgözlülük, başka yollarla elde edemeyecekleri bir yaşam tarzına sahip olma isteği, kumar veya ödenemeyen borçlardır. Çoğu durumda borçlarını ödedikten sonra bile dolandırıcılığı yürütmeye devam edeceklerdir.

En genel tehditler nelerdir?
Yapılan araştırmalara göre en yaygın tehdit, çalışanın yasadışı yollarla çalarak veya kandırarak çıkar elde etmeye çalışması olarak belirlenmiştir. Örnek olarak, bir banka kasiyerinin hesabına nakit para yatıran bir müşterinin parasını çalması gösterilebilir.Çoğu “çalışan dolandırıcılığı” olaylarında sebep açgözlülük ve hırs olsa da, çalışanlar 3 değişkene göre dolandırıcılığı gerçekleştiriyorlar:
■Fırsat – organize suçlular ve kişisel borçlardaki artış, önceden var olandan daha çok baskı ve dolandırıcılık eğilimi yaratır. Genellikle dolandırıcı çalışanlar, kişisel bağlantılar veya organize suçlularla işbirliği ile bağdaştırılan veya bağdaştırılmayan finansal çıkardan motive olurlar.
■Eğilim/baskı – Organize suçlular tarafından kullanılmak ve kişisel borçlardaki artış, önceden var olandan daha çok baskı ve dolandırıcılık eğilimi yaratır.
■Meşruluk/Mantıklılaştırma – suçluların kimliklerini gizleyerek şirketlere sızması, yüksek çalışan sirkülasyonu, azalan sadakat, milli gelire kıyasla daha düşük maaşlar ve düşük yakalanma ihtimali ile birleştiğinde, çalışanlar, işledikleri suçu kendi düşüncelerinde giderek mantıklılaştırır ve meşrulaştırırlar.
Araştırmalara göre, bu tip tehdit oluşturan çalışanların genel bir profili olmamakla beraber, çoğunun benzer olduğu belirlenmiştir:
■ 30 yaş civarındaki bay veya bayan çalışanlar
■ Ticaret veya finans departmanında çalışanlar
■ Şirkette 5 yıldan fazla çalışanlar
■ İş baskısı veya açgözlülük ile motive olanlar
Personel tehdidini şu unsurlar da kolaylaştırmaktadır:
■ Geçici ve/veya vekalaten çalışanlar
■ Çalışacak kişilere yeterli referans,geçmiş araştırma,vb.güvenlik kontrollerinin yapılmaması
■ Firmalar arası geçiş yapan kötü niyetli çalışanlar

Organize suçlular tarafından kullanılan çalışanlar
■ Diğer çalışanları zorlayan kötü niyetli çalışanlar
■ Eksik yönetim uygulamaları ve zayıf şirket kültürü
■ Güçlü ve etkili bir güvenlik kültürünün olmaması
■ İşe alım öncesi ve sonrasında yapılan personel kontrollerinde yeterli güvenlik uygulamalarının olmaması
Tehdidi nasıl tespit eder ve kurumunuzu koruyabilirsiniz?
Çoğu sahtecilik ve aldatma, teknik izleme, iç kontroller ve denetim ile ortaya çıkarılabilmesine rağmen, beraber çalıştığımız insanlarla ilgili yanlış giden bir şeyler olduğunda bunun işaretlerini fark edebilmeli ve dikkat etmeliyiz. Beraber çalışan iş arkadaşları genellikle birbirlerinin alışkanlıklarını bilirler ve kişinin tehdit oluşturabileceğini belli eden şüpheli davranışları ve/veya davranış değişikliklerini fark edebilmede daha hassas olurlar. “Bir şey görürseniz, bir şey söyleyin” kültürünün oluşması teşvik edilmelidir. Bu sayede,çalışma arkadaşlarının davranışlarındaki değişiklikler fark edilebilir ve yetkili kişiler haberdar edilebilir. Bunu bir koruma metodu olarak destekleyebilmek için, kolay ve anlaşılabilir gözlem ve raporlama uygulaması oluşturulmalıdır.
Kurumunuzu iç tehditten korumak için yapabilecekleriniz:
■ Etkili Gözetim ve Denetim (Supervision)
■ Kurumların ihtiyaçlarına uyan, sahtecilik karşıtı bir strateji
■ Personelin sorunlarını dinlemek ve onları dile getirmeleri için cesaretlendirmek
■ Kontrol ve sistemlerdeki zayıf noktaları bulmak
■ İşe alım öncesi etkili tarama
■ Çalışanların şirketten çıkış işlemleri sonrası şirket içi bilgilere ve sistemlere erişim ayrıcalıklarının devre dışı bırakılması
■ Dürüst olmak – dolandırıcılığın raporlanması, gerekliyse soruşturulması
Kaçınılması Gereken Noktalar
■ Rehavete kapılma
■ Sorumluluğu başkasına yükleme
■ Gözetim başarısızlığı
■ Eski çalışanların şirkete sadık kalacağı düşüncesi

Sunucu odası denetimlerinin takibi gibi teknik kontroller ve bilgi hırsızlığını engellemek için devredışı bırakılmış USB erişimi

Özetlemek gerekirse, sürekli gelişen teknolojilerin bulunduğu, iş bulmanın zor olduğu ve ekonomik olarak zor dönemlerin yaşandığı mücadeleci bir çevrede, bu tehditi ciddiye almayan kurumlar, finansal durumlarını, yasal olarak çalışma imkanlarını ve imajlarını korumak adına, karşılaşabilecekleri tehlikelerin büyük önem arz ettiğinin farkında olmalıdırlar.

Kaynak: Ruth Pooley, Bernadette Palmer http://www.thesecurityco.com/media/40631/Whitepaper-insider-threat_January2013.pdf & Nate Lord https://digitalguardian.com/blog/what-insider-threat-insider-threat-definition

Şüpheli Davranış Tespiti

Günümüzde güvenlik konsepti, yalnızca alarm sistemleri ya da kapalı devre kamera sistemlerine dayalı olmaktan çıkıp farklı bir boyuta taşınmıştır. Dünya genelinde uzmanlar, tam anlamıyla eksiksiz uygulanacak bir güvenliğin temelini oluşturmak için; şirketlerin güvenlik politikaları kadar çalışanlarının sergiledikleri tutum ve güvenlik ile ilgili oynadıkları rolün de büyük bir öneme sahip olduklarını savunuyorlar. Bu bağlamda personelinize sağlayacağınız temel eğitimler, çalışanlarınızın şüpheli kişilere karşı nasıl davranacakları ve sonrasında nasıl bir aksiyon alacakları konusunda büyük bir katkı sağlayacaktır.

Şüpheli davranışlara karşı uygulanan prosedürlere bakıldığında; yasadışı eylemleri gerçekleşmeden engelleme konusunda büyük bir fark yaratmasına rağmen çok az sayıda kuruluşun bir politikaya sahip olduğu görülüyor. Hırsızlık, vandalizm ya da diğer suçlar her zaman gece karanlığında mülkünüze gizlice girilerek gerçekleşmiyor. Birçok hırsızlık vakası ya da müşterileriniz veya çalışanlarınızın maruz kaldığı kavgalar, gündüz vakti gerçekleşiyor. Ne yazık ki hiçbir kilit ya da alarm sistemi bu tür problemleri engellemenize yardımcı olmayacaktır. Fakat sorun yaratacak tipteki insanları tespit etme konusunda yeteri kadar bilgili olursanız ve çalışanlarınızı bu tür kişilere karşı nasıl bir aksiyon almaları gerektiği konusunda bilgilendirirseniz, problemi daha oluşmadan engelleme şansına sahip olursunuz. Şüpheli davranışların tespiti ve kötü niyetli kişilere karşı alınacak aksiyonlar ile ilgili izlenecek yollar bazı maddeleri şöyle sıralayabiliriz;

Garip mi, Şüpheli mi?
Öncelikle, sorun yaratacak insanların işyerinize ya da ofis binanıza gelir gelmez tespit edilmesi ve herhangi bir aksiyon almadan engellenmesi çok önemlidir. Fakat bu durumun, büyük bir hassasiyet ile ele alınması gerektiği de unutulmamalıdır. Garip şekilde davranan bir kişi, yalnızca bu davranışlarından dolayı şüpheli olarak addedilirse, müşteri memnuniyeti konusunda sorun yaşama durumunuz doğacaktır. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, garip davranış ile şüpheli davranışın ayrımını yapmak olacaktır.
Polis memurlarının, spor müsabakaları ya da konser gibi büyük aktivitelerde şüpheli davranış tespiti için aldıkları eğitimler üzerinden örneklemek gerekirse; kendilerine verilen talimatlar, düzenlenen olayla ilgilenmek yerine etrafı gözetleyen kişileri ya da grupça hareket etmek yerine tek başına ve geri planda vakit geçiren kişileri gözlemlemeleri yönündedir. Bu tarz bir bakış açısı tabii ki faydalı olacaktır. Fakat bu yaklaşım türünün, Alzheimer ya da otizm gibi zihinsel bir engeli bulunan kişileri rencide etme riski de bulunmaktadır. Bazı insanlar, kalabalık ortamlarda kendilerini rahat hissetmeyerek farklı davranma eğiliminde bulunabilirler. Fakat bu durum onları direkt olarak suçlu yapmaz.

Kişilerin sergilediği şüpheli davranışlar ve şüpheli işaretler çoğaltılabilir. Personelinizi bu tür davranış ve işaretlerin tespitini yapmak adına eğitmeniz kesinlikle size ve işinize fayda sağlayacaktır. Fakat çalışanlarınızı aynı zamanda garip ve şüpheli davranışı ayırt etme ve zihinsel engelli kişilerin sergileyebileceği davranışları anlamlandırabilme konusunda da bilinçlendirmeniz gerekmektedir. Karşınızdaki kişinin sergilediği davranışların, şüpheli bir işaret mi yoksa garip bir davranış mı olduğunu anlamanız, duruma müdahale etmeniz için gerekli en önemli unsurdur.

Şüpheli İşaretlere Örnekler…
Gerginlik. Kişinin gergin biçimde hareket etmesi, terlemesi ve göz temasından kaçınarak kısa süreli bakışlar kullanması. Kişinin rahatsız ve huzursuz bir görüntü çizmesi. Sürekli olarak sabit bir yere bakarak, kendini diğer çevresel faktörlerden soyutlar bir görüntü çizmesi. Yapılan çalışmalar, geçmişte düzenlenen intihar saldırıları ya da silahlı saldırıların hepsinde bu tür şüpheli işaretlerin saldırgan tarafından sergilendiğini doğruluyor. Özellikle büyük ölçekli saldırılarda bu işaretlere ek olarak; gerginlik seviyesinin yüksek olmasından dolayı kişinin mırıldanması ve dua etmesi de şüphe uyandıran davranışlardır. Ayrıca kişinin sürekli olarak bulunduğu bölgeye giriş ve çıkış yapması da gerginlikten kaynaklanan bir şüpheli işaret olarak değerlendirilmelidir.
Kişinin, aşırı biçimde bol ya da mevsim şartlarına uygun olmayan (sıcak bir havada palto kullanımı) kıyafetler giymesi. Bu durum kişinin vücuduna gizlediği bir patlayıcının olduğuna işaret edeceğinden dolayı şüpheli işaret olarak değerlendirilmelidir.
Kişinin, ellerini sürekli olarak ceplerinde tutması ya da ellerini sıkıca birbirine kenetlemesi. Bu durum, kişinin patlayıcı düzeneği aktif hale getirecek kumandayı tutuyor olması ihtimaline işaret edebilir.

Kişinin, sürekli olarak vücudunun belirli bir tarafı ile ilgilenmesi ya da giysisinin belirli bir kısmını düzeltmesi. Bu durum, kişinin üzerinde sıra dışı bir objenin bulunmasına ya da sıra dışı bir kıyafet giyiyor olmasına işaret ediyor olabilir. Bu tür kişiler gözlemlenirken; silah gizlenme ihtimaline karşın kişilerin bel ve ayak bileği bölgesi dikkatle incelenmelidir. Bu duruma ek olarak; canlı bombaların eylem öncesi psikolojileri ile ilgili yapılan araştırmalar, taşıdıkları bomba ile ilgili herhangi bir sorun var mı düşüncesi ile sürekli olarak üzerlerini ve kıyafetlerini kontrol ettiğini belirtiyor.

Nasıl Yaklaşılmalı?
Karşınızdaki kişinin sergilediği davranışlardan dolayı sorun yaratacak bir profilde olduğundan emin olsanız bile durumun hala büyük bir hassasiyetle ele alınması gerekmektedir. Burada duyarlı yaklaşmanızın sebebi, emin olmanıza rağmen ortada bir yanlış anlaşılma olabilir. Daha da önemlisi şüphe duyulan kişi, tarafınızca sinirlendirilirse durum daha da tehlikeli bir hal alabilir. Bundan dolayı; personeliniz kesinlikle saldırgan bir tutum sergilememeli ve bunun yerine kişi ile iletişim kurarak mevcut durum ile ilgili daha fazla bilgi edinmek amacı ile diyaloglar geliştirmelidir. İletişim kurma konusunda alınabilecek ilk ve en iyi aksiyon, karşınızda bulunan kişiye herhangi bir konuda yardımcı olup olamayacağınızı sormaktır. Bunun devamında kişiye ziyarete geldiği departmanı ya da kişiyi sorarak ne amaçla orada bulunduğunu öğrenebilirsiniz. Bu tarz sorular, kişiyi rencide edecek sorular değildir dolayısı ile yanlış anlaşılma riskini ortadan kaldıracaktır. Fakat aynı zamanda kişiye izlenildiği hissini yaratır. Bu durum kişide huzursuzluk oluşturabilir ve daha fazla şüpheli davranış sergilemesine yol açabilir.

Kaynak: Carl Smith http://www.otherbb.com/2013/10/identify-deal-suspicious-behaviour-premises.html & http://archive.adl.org/security/s_people.html

2015 Yılı Aralık Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

2015 yılının ilk gününden beri ulusal ve uluslararası boyutta devam eden terör olayları, 2015’in sonuna yaklaşırken de tüm hızıyla devam etti.

Uzun süredir ülke gündeminden düşmeyen terör eylemleri, geçtiğimiz ayda da ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesinde gerçekleşmeye devam etti. Seçim öncesi ülke genelinde yapmış olduğu saldırılarla gerilimi had safhaya taşıyan PKK, genel seçimler dolayısıyla kısa süreliğine yaptığı ateşkesi bozarak eylemlerini sürdürdü. PKK’nın, Hakkâri’de bulunan askeri birliğe yaptığı taciz saldırısında herhangi bir can kaybı veya yaralanma olmadığı bilgisi kayıtlarda yer alırken, bu hadisenin devamında başlatılan operasyonlarda 31 terörist etkisiz hale getirildi ve 2 asker şehit oldu. Bu olaylardan bağımsız olarak, seyir halinde bulunan askeri konvoya yapılan silahlı saldırı sonucunda da 1 polis memuru ile 1 asker şehit düştü.

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde güvenlik sebebiyle uygulanan 12 günlük sokağa çıkma yasağı, ülke genelinde toplumun dikkatini çeken en önemli olay olarak karşımıza çıkıyor. Bu yasak sırasında çıkan çatışmalar sonucu 2 vatandaş yaşamını yitirirken, yasak sonrası açılan hendeklerin kapanması ve kurulan barikatların kaldırılması çalışmalarında görevlendirilen güvenlik güçlerinden 2 polis memuru ve 1 asker şehit düştü.

Van’da güvenlik güçlerinin aldığı istihbarat doğrultusunda gerçekleştirdiği operasyonda, teröristlerin kaldığı eve yapılan baskın sonucu 1 askerin şehit düştüğü kayıtlara geçti. Mardin’de ise seyir halinde bulunan zırhlı araca yapılan bombalı saldırı sonucu 3 polis memuru ve 1 sivil vatandaş yaşamını yitirdi.

Kasım ayında PKK örgütünün gerçekleştirdiği eylemlerde etkili olduğu bir diğer şehrimiz ise Şırnak oldu. Örgütün güvenlik güçlerinin güzergâhına döşediği mayın ve uzaktan kontrol edilebilen patlayıcılarla, iki ayrı bölgede gerçekleştirdiği saldırılarda toplamda 4 polis memuru şehit oldu. Teröristlerin polis aracına yaptığı roketatarlı saldırıda ise, ateşlenen roket polis aracı yerine hastaneye isabet etti. Şans eseri can kaybı ya da yaralanma olayı yaşanmazken, olay sonucunda büyük bir kargaşa yaşandı. Bu olayın üzerine bölgeye gelen güvenlik güçlerine yapılan saldırı sonrası çıkan çatışmada ise 1 polis memuru şehit oldu.

Terör, ülkenin doğu bölgesini kana bularken, İzmir’de güvenlik güçlerinin takibi altında bulunan PKK’lı terörist, ormanlık alana gömdüğü 18 kg C4 tipi patlayıcı, 10 adet el bombası ve 1 adet tetikleyici düzeneği çıkartmaya çalışırken suçüstü yakalandı. Yetkililer tarafından yapılan açıklamada; teröristin, yakalanmasaydı 10 Kasım törenlerine saldırıda bulunacağı iddiasında bulunduğu belirtildi.

PKK kanadı dışında IŞİD örgütünün de etkisini sürdürmeye çalışması, gerek yerel gerekse küresel anlamda gerçekleştirilen eylemlerle büyük ses getirdi. Gaziantep’te, Suriye sınırından ülkeye geçmeye çalışan 4 IŞİD militanının, görevli askerlerin yaptığı uyarıları göz ardı ettiğinden dolayı açılan ateş sonucu etkisiz hale getirildikleri kayıtlara geçti. Bununla birlikte; Diyarbakır, Gaziantep, Bolu ve İstanbul gibi kentlerde IŞİD örgütüne karşı başlatılan operasyonlarda, 7 örgüt üyesi ölü ele geçirilirken örgüt bağlantısı bulunan 24 kişi gözaltına alındı. Yapılan operasyonlar sonucu; toplamda 19 uzun namlulu silah, 170 el bombası, 51 el yapımı patlayıcı, 98 tabanca, 81 tüfek, 341 kilo patlayıcı, 18 bin  fişek ile 42 kesici alet ve 50 canlı bomba yeleği ele geçirildi. Ayrıca İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bulunan güvenlik ekipleri aldıkları istihbarat doğrultusunda; Fas üzerinden ülkeye girmeye ve buradan Almanya’ya gitmeye çalışan IŞİD üyesi 8 kişiyi gözaltına aldı.

IŞİD, bugüne kadar gerçekleştirdiği saldırılara geçtiğimiz ayda yenilerini ekledi. Terör örgütü, sosyal medya hesabından 200 tane Suriye vatandaşı çocuğu kurşuna dizdiği videoyu yayınlayarak propaganda yapmaya devam etti. IŞİD, bu yayının ardından Mısır’ın Kuzey Sina bölgesinde bulunan polis merkezine gerçekleştirdiği bombalı saldırı ile en az 3 kişinin yaşamını yitirmesine ve birçok sivilin ve polis memurunun yaralanmasına yol açtı.

Örgüt, tüm dünyada ses getiren ölümcül saldırısını yine Mısır’da gerçekleştirdi. Rusya bayraklı Metrojet Havayolları’nın, Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinden havalanan ve St. Petersburg’a giden uçuşuna yaptıkları bombalı saldırı ile 224 kişi yaşamını yitirdi. Patlama ile ilgili en çarpıcı nokta ise; bombanın düşürülen uçağa havalimanı çalışanı tarafından yerleştirilmesi olarak karşımıza çıkıyor.

IŞİD, bu saldırının ardından; Irak’ın Bağdat kentinde düzenlenen bir cenaze törenine intihar saldırısı düzenleyerek 18 kişinin yaşamını yitirmesine ve 41 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta ise; gerçekleştirdikleri iki ayrı intihar saldırısı sonucu 43 kişi yaşamını yitirirken 200’den fazla kişi de yaralandı. Tunus’un başkenti de örgütün terör eylemlerinin gerçekleştiği bir diğer şehirdi. IŞİD, devlet bakanlığının koruma personelinin servis toplanma noktası olarak kullandığı otobüs durağına yaptığı bombalı saldırı ile 13 kişinin ölümüne sebep oldu.

Ortadoğu’da bu saldırılar ile eylemlerini sürdüren IŞİD, Avrupa’nın 11 Eylül’ü olarak adlandırılan Fransa tarihinin en ölümcül terör saldırısına imza attı. Eş zamanlı düzenlenen ve 7 farklı noktaya yapılan bombalı ve silahlı saldırılar sonucu 129 kişinin yaşamını yitirdiği Paris saldırılarında 300’den fazla kişi de yaralandı. Şehrin yoğun bölgelerinde başlattığı silahlı saldırılarını, milli takımlar arasında oynanan dostluk maçının gerçekleştirildiği stadyum çevresinde bombalı saldırılar ile devam ettiren örgüt, başka bir bölgede gerçekleştirilen konser alanını basarak 100 kişiyi rehin almıştır. Rehineleri öldürdükten sonra, başkent sokaklarında saldırılarına devam eden teröristler kaçmayı başardıktan üç gün sonra yetkililerce etkisiz hale getirilmiştir.

Bu saldırılar dünya genelinde etkisini sürdürürken; Afrika ülkesi Mali’nin başkenti Bamako’da bulunan bir otelde ise rehin alma krizi, küresel anlamda etki yarattı. Yapılan açıklamalara göre; otele diplomatik plakalı bir araçla giren silahlı saldırganlar, içeride bulunan 170 kişiyi 9 saat boyunca rehin tuttular. Güvenlik ekiplerinin başlattığı operasyon sonucu; rehineler kurtarılırken, ölü ele geçirilen saldırganların rehinelerden 21 kişiyi öldürdüğü belirtildi. Sosyal medya hesabından yapılan bir açıklamada; saldırıyı El Kaide’ye bağlı radikal bir grup üstlenmiştir.

Görüldüğü üzere; hem yerel hem küresel olarak terörle başladığımız bir yılı ne yazık ki terörle kapatmak üzereyiz. Bu bağlamda, zaman ve mekan gözetmeden eylemlerini gerçekleştiren teröristlerin amacı olan, “toplumların kaos içerisinde yaşaması” durumuna göz yumulmaması çok önemlidir. Bunun yerine, gerek bireysel gerekse toplumsal anlamda bilinçlenmeli ve bu tür olaylara karşı nasıl aksiyon alınması gerektiği hakkında donanım sahibi olunması son derece önemlidir.