Durumsal Farkındalık Rehberi

Durumsal farkındalık, yani, kişinin etrafındaki olayların, tehlikeli durumların ve potansiyel tehditlerin farkında olması,bir yetenekten çok zihniyettir. Kişinin kendi isteği ve uygulama disiplini ile kazanılır. Durumsal farkındalık, sadece terörizm tehditlerini farketmek için değil aynı zamanda suçluların davranışlarını ve diğer tehlikeli durumları anlayabilmek adına önemlidir.
Bu zihniyeti oluşturmanın ilk unsuru mevcut tehditi farkedebilmektir.Bir tehditi görmezden gelmek veya reddetmek kişinin oluşan tehditi çabucak farketmesi ve o tehditten kaçınma şansını en aza indirir. İkinci unsur, başkasının güvenliği adına sorumluluk alma gerekliliğinin anlaşılmasıdır. Her hükümetin kaynakları sınırlıdır.Otoriteler veya özel güvenlik personeli her an her yerde olamaz ve her türlü potansiyel terörist saldırıyı veya başka bir suç olayını engelleyemeyebilirler. Bu zihniyetin oluşmasında,diğer bir önemli unsur ise içgüdülerinize ve sezgilerinize güvenmeyi öğrenmektir. Bilincin, ölçmek veya söylemekte zorlandığı tehlikenin hemen göze çarpmayan işaretlerini çoğu zaman kişinin bilinçaltı anlayabilir. Olaydan önce bu tip hisler yaşayan ama görmezden gelmeyi tercih eden birçok insanla görüşmeler yapılmıştır. İçgüdülerinize güvenmek ve potansiyel olarak tehlikeli bir durumdan kaçınmak biraz yük olabilir ama bu hisleri görmezden gelmek ciddi sorunlara sebep olabilir.
Durumsal farkındalığın sağlanmasında önemli olan, başka şeylerle ilgileniyor olsanız bile içgüdülerinize ve etrafınızdaki olaylara dikkat göstermeye bilinçli şekilde çabalamanızdır. Bu yüzden kişiler başka işlerle uğraşırken bile etraflarını gözlemlemeyi öğrenmelidirler.

Farkındalık Seviyesi
İnsanlar tipik olarak farkındalığın 5 ayrı seviyesine sahiptir. Bu seviyeleri tanımlamanın birçok yolu vardır, ama belki de bu seviyeler arasındaki farkları belirtmenin en etkili yolu bunları araç kullanırken sahip olduğumuz farklı dikkat dereceleriyle karşılaştırmaktır. Burada amacımıza göre bu seviyeleri “duymazdan gelme”, “hafif farkındalık”, “odaklanılmış farkındalık”, “yüksek alarm halinde” ve “bilinçsiz” olarak adlandıracağız.
İlk seviye, “duymazdan gelme” çok aşina olduğunuz bir yerde araç kullanırken veya bir düşünceye dalmışken, hayal kurarken, radyoda bir şarkı çalarken veya hatta çocuklar arka koltukta kavga ederken sahip olduğumuz dikkat seviyesine benzer. Cep telefonuyla yapılan görüşmeler, mesajlaşmalar artarak insanların araç kullanırken birçok şeyi duymazdan gelmelerine sebep olmaktadır. Aracınızla bir yere gittiğinizde aslında hiç oraya gittiğinizi düşünmeden vardığınız oldu mu? Eğer öyleyse, o zaman etrafınızdakileri görmezden gelmişsiniz demektir.
İkinci seviye olan “hafif farkındalık”, temkinli araç sürmeye benzer. Bu seviye, rahat olduğunuz ama aynı zamanda yoldaki diğer araçları takip ettiğiniz ve olası tehlikeleri farkedebilmek için yolu izlediğinizdeki dikkat seviyenizdir. Mesela, siz bir kavşağa yaklaşırken, diğer şoför durmayacakmış gibi gözüktüğünde, ya o durmazsa diye durdurmak için siz hafifçe frene basarsınız. Temkinli sürüş gerçekleştiriyorsanız, hala yolculuktan keyif alabilir, manzarayı izleyebilir ve radyoda çalan şarkıyı dinleyebilirsiniz aynı zamanda dikkatinizi kaybetmenize sebep olacak şeylere kapılmanızı da engelleyebilirsiniz. Rahatsınızdır, sürüşten keyif alıyorsunuzdur ve aynı zamanda yoldaki tehlikeleri izliyor, araçlarla aranızda güvenli bir takip mesafesi bırakıyor ve etrafınızdaki şoförlerin davranışlarına dikkat ediyorsunuzdur.
Diğer farkındalık seviyesi, “odaklanılmış farkındalık” ise tehlikeli yol koşullarında araç sürmeye benzer. Buzlu veya çamurlu bir yolda araç sürerken bu seviyede olmalısınızdır.Her zaman iki elinizin de direksiyonda ve dikkatinizin tamamen önünüzdeki yolda ve etrafınızdaki şoförlerde olması gerekir. Gözünüzü yoldan ayırmaya ve dikkatinizi dağıtmaya cesaret edemezsiniz. Telefon görüşmelerine veya dikkatinizi dağıtacak başka şeylere zaman yoktur. Bu tip bir sürüş için gerekli konsantrasyon seviyesi sizi oldukça yorar ve stres verir. Normalde hiç düşünmeden gideceğiniz bir yol bu koşullar altında uzun süre boyunca full konsantrasyon gerektirdiği için sizi fazlasıyla yorar.
Dördüncü seviye farkındalık “yüksek alarm” halinde olmaktır. Bu seviye adrenalinin yükseldiği seviyedir. Bu durum, kavşakta takip ettiğiniz aracın durmaması ve tam önünde yoldan çıkması anıdır. Yüksek alarm halinde olmak korkutucu olabilir ama bu seviyede hala düşünebilirsiniz. Frene basabilir ve aracınızı kontrol altında tutabilirsiniz. Aslında bu durumda hissettiğiniz adrenalin bazen reflekslerinize yardımcı olabilir.

Son farkındalık seviyesi “bilinçsizlik”, direksiyon başında tamamen donup kaldığınızda gerçekleşen seviyedir. Durumsal farkındalıkla bağlantılı olarak bizi en çok ilgilendiren durum bu paniğin sebep olduğu felç durumudur. Bilinçsizlik seviyesi şoka girdiğinizde ortaya çıkan durumdur, beyniniz işlem yapmaya son verir ve siz durumun gerçekliğine tepki veremezsiniz. Bu durum gerçekleştiğinde, çoğu zaman, insanlar,durumu kabullenemez ve “bu bana olamaz” gibi düşüncelere kapılırlar, ya da olayın içinde değilmiş de dışarıdan izleyen biriymiş gibi bir tutum içerisine girerler. Suç kurbanları sıkça bu durumu yaşadıklarını ve olay esnasında bir müdahalede bulunamadıklarını söylerler.

Doğru Seviyeyi Bulma
Bedenimiz ve beynimizin dinlenmeye ihtiyacı vardır ve her gün uyurken bilinçsizlik seviyesinde saatler geçirmemiz gerekir. Evimizde bir film izleyerek veya kitap okuyarak oturduğumuz sürede en ideal olan duymazdan gelme modunda olmaktır. Ama bazı insanlar uygun olmayan durumlarda,mesela gece vakti tekin olmayan tenha bir sokakta yürürken, duymazdan gelme modunda olmaya devam ederler. “Bana bir şey olmaz o yüzden dikkat etmeye gerek yok” gibi düşünebilirler. Bu da, potansiyel tehlike anlarında duymazdan gelme modunda olmalarına sebep olur.
Araç sürerken önünüze bir çocuğun çıkması ve aniden arabanızın önünde durması gibi bir şey olduğunda duymazdan gelme modundaysanız, ortaya çıkacak tehlikeyi göremezsiniz. Bu durumda genellikle ya tehlikeyi zamanında farkederek duramazsınız ya da panikleyerek donup kalır ve müdahalede bulunamazsınız, ki bu iki durum da iyi sonuçlanmaz. Bu tepkiler (veya verilemeyen tepkiler) mental durumunuzu bir anda duymazdan gelme modundan yüksek alarm seviyesine değiştirmenizin çok zor olmasından kaynaklanır. Bu arabanızı birinci vitesten beşinci vitese geçirmeye çalışmaya benzer ve araba stop eder. Çoğu zaman, kişiler mental durumlarını bir anda değiştirmek zorunda kaldıklarında paniklerler ve şoka girerek tepki veremez hale gelerek bilinçsizlik seviyesine ulaşırlar. Bu sadece araç kullanırken değil, aynı şekilde bir suçlu aniden masum bir insanı hazırlıksız bir şekilde yakaladığında da olabilir.

Durumsal farkındalık, takıntılı olmak veya paranoyaklık değildir. Olaylar kontrolden çıktığında hissedilen uzun süreli adrenalin ve stres insan vücudu ve beyni için sağlıklı değildir ve bu durum aynı zamanda güvenliğe de engel oluşturmaktadır. Bu sebeple, sürekli yüksek alarm veya odaklanılmış farkındalık seviyesinde olmak bir çözüm değildir. İnsan vücudu sürekli stres altındayken çalışabilecek şekilde tasarlanmamıştır. Tüm insanların, oldukça yetenekli olanların bile, dinlenmeye ve kafalarını dinlemeye ihtiyaçları vardır.Bu sebeple, durumsal farkındalığın çoğunlukla uygulanması gereken temel seviyesi, zihnin uzun süre stressiz bir şekilde kalabileceği hafif farkındalık seviyesidir. Hafif farkındalık yorucu değildir ve kişisel güvenliğinizi sağlarken aynı zamanda hayattan zevk almanızı da sağlayan farkındalık seviyesidir. İnsanlar potansiyel bir tehlikenin bulunduğu bir ortamdayken (yani aslında hemen hemen her yer) günün çoğu anında zihinlerini hafif farkındalık düzeyinde tutmalıdırlar. Bu sayede normal olmayan herhangi bir durum farkettiklerinde odaklanılmış farkındalık seviyesine geçebilir ve tehlike olabilecek potansiyele ve etraftaki diğer insanlara dikkat edebilirler. Eğer muhtemel tehdit yanlış alarm ise, kolayca hafif farkındalık düzeyine geri dönebilir ve yollarına devam edebilirler. Diğer yandan potansiyel tehlike muhtemel bir tehlikeye dönüşürse de durumun önceden farkedilmesi sayesinde önlem alınabilir ve durum önlenebilir. Böyle bir durumda olay gerçekleşmeden önlendiği için yüksek alarm haline geçilmesine de gerek kalmayabilir.

Tabii ki bir kişi tehlikeli bir alana girdiğinde, odaklanılmış farkındalık düzeyinde olması beklenir. Mesela otoyolun puslandığı bir yerinden veya suç çetelerinin sıkça bulunduğu bir yerden geçmek zorunda kalındığı anlarda yükseltilmiş farkındalık seviyesinde olmak çok normaldir. Ayrıca ATM kullanmak veya arabamızı park ettiğimiz karanlık otoparka doğru yürümek gibi günlük işlerimizi gerçekleştirirken de yükseltilmiş farkındalık seviyesinde bulunmak normaldir. Potansiyel risk ortadan kalktığı anda hafif farkındalık düzeyine dönmek kolay olacaktır.

İnsanlar durumsal farkındalık kabiliyetlerini kendi kendilerine yaptıkları ufak tatbikatlarla geliştirebilirler. Mesela, farkındalık seviyenizi bilinçli olarak gün içinde kısa sürelerle odaklanılmış duruma çıkarabilirsiniz. Buna, girdiğiniz binadaki tüm çıkış kapılarının yerlerine dikkat etmek, bulunduğunuz restoranda kaç kişi olduğunu saymak veya trafikte hangi araçların aynı yönden döndüğünü takip etmek gibi örnekler verilebilir. Etraftaki insanların hikayesini anlayabilmek, yaptıkları işi, bulundukları durumları ve o gün yapacakları şeyleri sadece gözlemleyerek tahmin etmek gibi çoğu emniyet görevlisine öğretilen bir numara vardır. Bu tarz basit odaklanılmış farkındalık tatbikatları, kişinin farkındalık sahibi olmasına yardımcı olur.
Durumsal farkındalık süreci insanların çevrelerini ve çevrelerinde bulunan tehlikelerin farkında olmaları adına önemlidir. Bu tarz bir farkındalık tehlikeli bir alana girdiğinizde bazı tehditlerin önlenmesi ve diğer insanların korunmasına olanak sağlar. Dünya üzerindeki çoğu ülkenin vatandaşı gün içinde hırsızlık, işlenen suçlular, zihinsel olarak problemli kişiler tarafından rahatsız edilmek gibi farklı türdeki tehlikeler ve saldırılarla karşı karşıya gelebilir.Durumsal farkındalığını geliştiren kişiler bu tip saldırıları tespit ederek önleyebilir, gerekli otoriteleri bilgilendirebilir ve diğer insanları da koruyabilir.

Kaynak: Scott Stewart / www.stratfor.com