2015 Yılı Ekim Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Yaz dönemi boyunca devam eden terör olayları geçtiğimiz Eylül ayı içinde de hız kesmedi ve gündemin birinci sırasında yer aldı. Terör örgütü PKK, saldırılarını ülkenin doğu ve güneydoğu bölgesinde sürdürürken, yaşanan bu olaylara karşılık, TSK, hava ve kara harekatlarını yoğunlaştırdı. Bölgede bulunan birçok şehir ve ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Batman’da sivil görevde polis memurlarının kullandığı araca, yapılan silahlı saldırı sonucu bir sivil polis memuru yaralanırken, bir komiser yardımcısı yaşamını yitirdi. Bu olayın ardından bir başka saldırı haberi ise Tunceli’den geldi. Terör örgütünün polis karakoluna düzenlediği silahlı saldırıda bir sivil yaralandı ve bir polis memuru da yaşamını yitirdi. Olayın yaşandığı gün Şırnak kentinde ise bir askeri personelin bindiği taksiye silahlı saldırı açıldı. Bu saldırıda ise taksi şoförü hayatını kaybetti.
PKKnın, Diyarbakır şehrinde kazmış olduğu hendekleri kapatmak için operasyon düzenleyen güvenlik güçlerine roketatarlı saldırı düzenlemesi, ülkedeki gerilimi had safhaya taşıdı. İki polisin yaşamını yitirdiği ve üç polis memurunun da yaralandığı saldırı sonucu çıkan çatışmalar, tüm kenti etkisi altına aldı. Çatışmaların boyutunun geniş çaplı olması ve sivillerin de yaşamını yitirmesi sonucu, kentin birçok ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.Şırnak’ın Cizre ilçesi ise ülkedeki en ciddi duruma tanıklık etmiş ve ilçede teröristler ile birlikte sivillerin de yaşamını yitirmesi, dünya basınında geniş çapta ses getirmiştir.

Hakkari’nin Çukurca ilçesi Dağlıca kesiminde teröristlerce askeri araç güzergahına yerleştirilen ve uzaktan kumanda ile gerçekleştirilen bombalı saldırı sonrasında çıkan çatışmada on altı askerin şehit olması neticesinde binlerce insan protesto amaçlı sokaklara döküldü. Bu durum ve ülke genelinde şiddet olaylarının artış göstermesi yine dış basının dikkatini çekti.
TSK, yapılan saldırı sonrası, altı saat süren hava operasyonu ile otuz beş kırk kadar teröristin etkisiz hale getirildiğini açıklarken, ülkedeki gergin hava varlığını sürdürmeye devam etmiştir.PKK, benzer saldırıları birkaç gün içerisinde Iğdır ve Mardin şehirlerinde gerçekleştirerek; toplamda on beş polis memurunun şehit düşmesine sebep olmuştur.
Kısa sürede bu kadar çok saldırıya maruz kalınması ve bu kadar fazla şehit verilmesi, toplumsal olayların da artışına sebebiyet vermiştir. Ülke genelinde onlarca kentte yapılan yürüyüşler, yerini birçok işyeri ve konutun kundaklanmasına, mahalle ve parti binası baskınlarına, doğu illerine sefer düzenleyen otobüs firmalarına yapılan saldırılara bırakmıştır. Durumun ciddiyeti, dış basının da dikkatini çekerken; birçok basın mensubu “Türkiye’ iç savaşa mı gidiyor?” mesajı içeren haberlere yer vermiştir.
Ülkede bu gelişmeler yaşanırken; terör, uluslararası platformda da kendini göstermiştir. 2013 yılında Kenya’nın Nairobi kentinde bir alışveriş merkezine gerçekleştirdiği silahlı saldırı ile 67 kişinin ölümüne yol açan terör örgütü El-Şebab, bu defa da şehrin başka bir alışveriş merkezine bomba düzeneği ile saldırı yapmaya çalışmış, fakat, güvenlik güçlerince fark edilen durum, can veya mal kaybı yaşanmadan önlenmiştir.
Anlaşılacağı üzere, gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta ölümcül yüzünü gösteren terörizm, zaman veya mekan ayırmadan can almaya devam etmektedir. Fakat terörizmin can veya mal kaybına yol açmaktan daha öncelikli bir amacı vardır. Bu da, kaos yaratıp toplum genelinde korku yaratmaktır.
Zorlu bir süreç geçiren ülkemizde, yaşanan olaylara sağ duyu ile yaklaşılması ve toplumsal olayların kontrolden çıkmasına sebebiyet verecek davranışlardan kaçınılması son derece önem arz etmektedir.

2015 Yılı Eylül Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Temmuz ayında patlak veren ve ülkenin doğu ve güneydoğu bölgesini resmen savaş alanına çeviren terör olayları, ne yazık ki Ağustos ayında da devam etti. Saldırılar bu bölgelerde yoğunlaşırken, İstanbul’da da sıcak gelişmeler yaşandı.
10 Ağustos 2015 gecesi Sultanbeyli’de bulunan polis merkezine bombalı araçla düzenlenen saldırıda üçü polis on kişi yaralandı. Saldırının ardından polis merkezi çevresinde inceleme yapan emniyet güçlerine bu kez silahlı saldırıda bulunuldu. Yetkililerce yapılan açıklamada terör örgütü PKK’dan şüphelenildiği belirtildi. Aynı gün, yine İstanbul’da başka bir saldırı daha gerçekleşti. Bu defa hedef, Sarıyer’de bulunan ABD konsolosluğuydu. Sabah saatlerinde uzun namlulu silahlar ile konsolosluğa ateş açan saldırganlardan birisi yaralı olarak ele geçirilirken diğerinin kaçmayı başardığı belirtildi.

Ağustos ayının ilk haftasında terör olayları yoğun olarak Şırnak’ın Silopi ilçesinde yer aldı. 7 Ağustos 2015 tarihinde; PKK’nın gençlik yapılanması olan YDG-H üyelerinin, emniyet güçlerinin ilçeye girişini engellemek amacı ile kazmış oldukları hendekleri kapatma görevi ile bölgeye gelen güvenlik güçlerine yapılan saldırılar sonucu çıkan çatışmada bir polis şehit olurken, üç sivil de yaşamını yitirdi. Bu hadisenin yaşanmasından üç gün sonra çevrede asayişi sağlamak amacı ile devriye gezen zırhlı aracın geçtiği bölgede mayınlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda bir polis memuru yaralanırken, dört polis ise şehit oldu. Yaşanan olayların ardından şehir genelinde geniş çaplı güvenlik önlemleri alınırken, TSK’da havadan destek verdi.

11 Ağustos 2015’te ise hava desteği sağlayan askeri helikoptere PKK tarafından roketatarlı saldırıda bulunuldu. Bir askerin şehit olduğu saldırıda yedi asker de yaralandı.
Bu saldırının bir gün ardından terör bu kez Tunceli’de yüzünü gösterdi. Özel harekat timlerinin devriye attığı zırhlı aracın geçişi esnasında, bomba yüklü bir araç uzaktan kumanda ile patlatıldı. Saldırıda can kaybı yaşanmazken, bir polisin yaralandığı belirtildi. Aynı gün Mardin Valiliği Nusaybin Hükümet Konağı’na silahlı saldırı gerçekleştirildi. Bu olayda saldırgan yetkililer tarafından öldürülürken, çıkan çatışmada bir polis memurunun yaralandığı bildirildi. Diyarbakır’da PKK mensubu bir grubun roketatar ve uzun namlulu silahlar ile jandarma karakoluna yapmış olduğu saldırıda bir asker şehit olurken, dört askerin yaralandığı ve teröristlerden ikisinin öldürüldüğü belirtildi. Bu olayın bir gün ardından yine Tunceli’de askeri aracın geçiş yaptığı esnada, PKK’nın daha önceden yola döşediği patlayıcıyı infilak ettirmesi sonucu bombalı bir saldırı düzenlendi. Saldırının yapıldığı günün akşamı Tunceli Pülümür İlçe Jandarma Asayiş Bölük Komutanlığı girişinde bulunan nöbet kulübesine uzun namlulu silahla saldırıda bulunan PKK üyesi terörist, karşılık verilmesi sonucu kaçarken askeri birliğin önüne park ettiği ve içerisinde 1,5 ton patlayıcı bulunan minibüsü kumanda ile infilak ettirdi. Saldırıda can kaybı yaşanmazken bir asker ve dört sivil yaralandı.

Yaşanan tüm bu hadiseler sonucu ülkenin doğu ve güneydoğu bölgesi yoğun güvenlik önlemleri ile kuşatıldı. Alınan önlemler sonrası 15 Ağustos 2015 tarihi itibari ile bölgedeki bazı il ve ilçelerde bulunan PKK ve YDG-H mensupları “Öz Yönetim” ilan etti. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde sokağa çıkma yasağı getirilirken, ilçenin neredeyse tamamında çatışmalar başladı. Tüm ilçe tank ve zırhlı araçlar ile kuşatılırken, yaşanan yoğun çatışmalar yerli ve yabancı basında geniş yer aldı. Çatışmalar devam ederken Hakkari’nin Şemdinli ve Yüksekova ilçelerinde de büyük çaplı operasyonlara başlandı. Her iki şehirde de elektrik, telefon ve gsm hatları etkisiz hale getirildi ve iletişim sıfıra indirildi.

19 Ağustos 2015 tarihinde Siirt’te seyir halinde bulunan askeri araca bombalı saldırı düzenlendi. Uzaktan kumanda ile kontrol edilen saldırıda sekiz asker şehit düşerken, ülke genelindeki gerilim de had safhaya yükseldi.
Tüm bu gelişmeler ile birlikte İstanbul Dolmabahçe Sarayı girişinde bulunan polis memuruna otomatik silahlar ile saldırıda bulunan iki kişi saldırının ardından yakalandı. Bu saldırının ardından bu kez İstanbul Esenyurt bölgesinde bulunan polis merkezine silahlı bir saldırı gerçekleştirildi. Uzun namlulu silahların kullanıldığı saldırıda herhangi bir yaralanma ya da ölüm yaşanmazken, polis yetkililerince verilen karşılık sonrası teröristler kaçarak izlerini kaybetmiştir.
23 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır’da bulunan hidroelektrik santralini korumakla görevli askerlere yapılan saldırı sonucu üç asker yaralanırken, bir asker de şehit olmuştur. Bu saldırının bir gün ardından Hakkari Şemdinli’de yola yerleştirilen patlayıcının, askeri aracın geçişi esnasında infilak ettirilmesi sonucu iki asker şehit oldu, üç asker de yaralandı. Bu saldırılar sonucu yetkililer, Yüksekova ve Şemdinli bölgelerinde de sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir.

27 Ağustos 2015 tarihinde ise Şırnak’ın Cizre ilçesinde bulunan garnizon komutanlığına ve zırhlı polis aracına roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzelendi. Çıkan çatışmalarda 4 sivil yaşamını yitirirken çok sayıda yaralı olduğu belirtildi.
30 Ağustos 2015 tarihinde ise Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde ve Şırnak’ın Silopi ilçesinde kontrol görevinde bulunan trafik polislerinin kullandığı araçlara silahlı saldırılarda bulunuldu. Olaylar sonucu iki polis memuru şehit düşerken biri ağır dört polis memuru ve bir sivil yaralandı.
Terör olayları, ülkemizde olduğu gibi uluslararası platformda da yoğun bir şekilde etkisini gösterdi.

2015 Yılı Ağustos Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Ülke gündemi, seçim sonrası oluşan belirsiz atmosfer çevresinde seyrederken, 20 Temmuz 2015’de gerçekleşen Suruç katliamı sonrası son derece yoğun ve sıcak bir hal aldı.

20 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD tarafından gerçekleştirilen intihar saldırısı, 32 kişinin hayatını yitirmesi ve 100’den fazla sivilin yaralanması ile sonuçlandı.Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun, Kobani’nin yeniden inşa edilmesi projesine yönelik başlattığı yardım kampanyası ile ilgili yaptığı basın toplantısı esnasında gerçekleşen canlı bomba saldırısı,  IŞİD tarafından üstlenilmiştir.

Katliamın gerçekleşmesinden iki gün sonra, bu kez, Şanlıurfa kentinin Ceylanpınar ilçesinde iki polis memuru, birlikte ikamet ettikleri evlerinde öldürüldü. PKK,yapmış olduğu açıklamada, öldürülen polislerin IŞİD örgütü ile bağlantısı olduğunu ve Suruç Katliamına misilleme olarak cinayetleri gerçekleştirdiklerini ifade etmiştir.

Bu olayların etkisi devam ederken, 23 Temmuz 2015 tarihinde, IŞİD örgütünün Suriye’den başlattığı ateşli saldırı sonucunda, Kilis’te devriye görevi yapan bir astsubayın şehit olması ile birlikte TSK operasyon başlatma kararı aldı. Aynı günün gecesinde, 4 savaş uçağı, Suriye’deki IŞİD mevzilerini bombaladı. Bu operasyonun ardından yapılan ikinci dalga saldırıda, Suriye bölgesine ek olarak Kuzey Irak bölgesinde bulunan birçok PKK kamplarının bombalanması ile Türkiye, eş zamanlı operasyonlara devam edeceğinin mesajını verdi.

Bu sıcak gelişmelerin ardından ülke gündemi tamamen terör üzerine kurulu bir hal aldı ve 25 Temmuz 2015 tarihinde Diyarbakır Lice’de askeri konvoya düzenlenen saldırı sonucunda 2 asker şehit edildi. TSK, Kuzey Irak ve Suriye’ye 3. ve 4. dalga operasyonlarını başlattı,sınır bölgesinden de yerden top ateşi ile operasyona destek verildi. Askeri saldırılar ile birlikte, Türkiye genelinde de 24 Temmuz itibari ile yaklaşık 10000 polis memurunun görev aldığı geniş çaplı bir gözaltı operasyonu başlatıldı. 1000’i aşkın sayıda gözaltı işlemi yapılan geniş çaplı operasyonlarda, IŞİD örgütüne eleman sağladığı öne sürülen ve örgütün İstanbul’daki bir grubunun lideri olduğu bildirilen bir kişi de gözaltına alındı.

Operasyonun İstanbul kanadında çıkan çatışma sonucu DHKP-C örgüt üyesi bir kişinin hayatını yitirmesinin ardından, düzenlenmek istenen cenaze töreninde silahlı saldırıya uğrayan bir polis memuru da hayatını kaybetti.

Uzun süredir gündemde olan çözüm süreci sebebi ile silah bırakan PKK, siyasi ortamın da gerilmesini fırsat bilerek,operasyonlara misilleme amacı ile ülke genelinde birçok yerde silahlı saldırılara başladı. Hakkari Şemdinli’de sivil olarak teröristlerce takip edilen askeri personel, silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Bu saldırının bir gün ardından, PKK, Mardin’de bulunan bir ilçe kaymakam binasına sabaha karşı roketatarlı ve silahlı saldırıda bulundu. Yine Mardin’in Nusaybin kentinde polis ekiplerine karşı düzenlenen silahlı ve bombalı saldırılar sonucu çıkan çatışmada, bir teröristin ölü olarak ele geçirildiği, bir diğerinin ise teslim olduğu bildirildi. Farklı bir silahlı saldırı ise Erzurum’da bulunan ilçe emniyet müdürlüğü binasına yapıldı. Güvenlik güçleri, saldırıya derhal karşılık verirken, herhangi bir can kaybı yaşanmadı. PKK, Şırnak’ta bulunan askeri birliklere de taciz saldırılarında bulunarak terör saçmaya devam ederken; Van şehrinden Doğubayazıt’a giden bir tırı durdurarak ateşe verdi. Bu bölgeye intikal eden güvenlik güçleri ile çatışmaya giren teröristlerin, yoğun çatışmadan dolayı kaçmak zorunda kaldığı bildirildi. Mersin’de devriye görevi yapan zırhlı polis aracına silahlı saldırı yapılırken, verilen karşılık sonucu kaçan teröristlerin ardından başlatılan arama çalışmalarında; saldırıda kullanılan silahlar ve bir adet patlamamış el bombası bulundu. Bir diğer şehit haberi ise Muş kentinden geldi. Ailesi ile birlikte kullandığı özel otomobiline açılan silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan ilçe jandarma komutanı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. PKK, Şırnak’ta bulunan askeri konvoyun yol emniyetini almak için görevlendirilen askeri birliğe ateş açtı. Yapılan silahlı saldırı sonucunda yetkililer üç askerin şehit olduğunu açıkladı. Aynı gün, İstanbul’da, Maltepe Cezaevi Askeri Koruma Taburuna silahlı saldırıda bulunuldu. Seyir halinde olan bir araçtan açılan dört el ateş sonucu herhangi bir can kaybı ya da yaralanma olmadı.

Tüm bu saldırılar ile birlikte İstanbul’un birçok noktasına yapılan bomba ihbarları ve önemli noktalarına bırakılan şüpheli paketler, ülke genelinde bir hafta içerisinde tırmanan terör olaylarının etkisini had safhaya taşıdı. Emniyet birimlerinin, yapmış olduğu yazılı ve sözlü açıklamalarda; özellikle toplu taşıma kullanımına son derece dikkat edilmesi gerektiğine ve sivil topluluğun yoğunlukta olduğu bölgelere yapılan ziyaretlerin asgari seviyede tutulması gerektiğine değinilmiştir.

IŞİD örgütü, kanlı saldırılarını Irak’ta da sürdürmeye devam etti. Ülkenin başkenti olan Bağdat’ta yaptığı iki ayrı bombalı saldırı ile 21 kişinin yaşamını yitirmesine sebep olan örgüt, saldırıda bomba yüklü araçlar kullandı.

Bu gelişmeler devam ederken terör, uluslararası platformda da varlığını sürdürdü. Somali’de uzun süredir etkinliğini koruyan El-Şebab örgütü, Temmuz ayı içerisinde saldırılarını arttırdı. Ülkede terör karşıtı görev alan Afrika Birliği Barış Gücü’nün askeri konvoyuna saldırıda bulunan örgüt, girilen yoğun çatışma sonucunda, onlarca kişinin yaralanmasına ve bir kişinin yaşamını yitirmesine sebep oldu. Bu saldırıya ek olarak; ülkenin başkenti Mogadişu’da bulunan ve çok sayıda diplomatın konakladığı El Cezire Oteli’ne yapılan bombalı saldırıda on kişi yaşamını yitirdi ve çok sayıda sivil yaralandı.

Uluslararası bir firma, yapmış olduğu çalışmada IŞİD örgütünün asker sayısının 30000’e yaklaştığını belirtti. IŞİD ile ilgili yapılan bu araştırmada; 2014 yılından bugüne kadar geçen sürede, 700 Britanya vatandaşının örgüte katıldığı belirtildi. Bu açıklamada ayrıca; gerek savunma gerekse de saldırı anlamında örgütün en güçlü lokasyonunun, Türkiye ve Suriye ülkelerini birbirine bağlayan Halep otoban yolu olduğu belirtildi. Bu durum, ülkemizi yakından ilgilendiren bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır.

2015 Yılı Temmuz Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Ülkemiz, geride kalan seçim dönemine kadar son derece yoğun bir süreç geçirmiş ve yaşanan birçok sıcak gelişme ile gündemin nabzı sürekli yüksek kalmıştı. Seçim sonrası kısmen daha sakin bir gündem yaşanmasına rağmen yaşanan bazı gelişmeler tansiyonun tekrar yükselmesine sebep oldu.

Uzun süredir sonuca ulaşması beklenen çözüm sürecini sabote etme sabotaj çalışmaları ne yazık ki geçtiğimiz ayda devam etmiştir. Diyarbakır Valiliği’nin yaptığı açıklamaya göre,Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan ihbarı değerlendiren emniyet yetkilileri, PKK mensubu olduğundan şüphelenilen bir kişiyi şehrin işlek caddelerinden biri üzerinde durdurmuş ve yapılan aramada, sırt çantasının içinde, 3 adet tahribat gücü son derece yüksek boru tipi bomba ele geçirilmiştir. Aynı bölgede alınan diğer ihbarların değerlendirilmesi ile birlikte yapılan baskınlar sonucu; toplamda 17 adet aynı tip bomba ele geçirilmiştir.Ele geçirilen bombaların muhtemel toplumsal olaylarda,kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik saldırılarda kullanılmasının planlandığı değerlendirilmektedir.Yine, İstanbul ve Ankara merkezli olmak üzere baskın operasyonları düzenleyen emniyet yetkilileri, çeşitli illerde yaklaşık 20 örgüt üyesini gözaltına alırken çok sayıda da doküman ele geçirmiştir.

Uluslararası gündemde ise yine IŞİD yer almaya devam ediyor. Haziran ayı içerisinde Suriye’de bulunan muhalif güçler ile sıcak çatışma halinde bulunan IŞİD, çatışmalarını ülke sınırlarına çok yakın noktalara taşıdı. Sınıra yakın köylerden silah ve patlama seslerinin duyulmasından dolayı bölge sakinlerinin endişe duyması ile birlikte, Türk Silahlı Kuvvetleri sınır bölgesinde güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkardı.TSK tarafından iki ülke arasında bulunan mayınlı bölge sayısı arttırılırken, yasadışı geçişlerin engellenmesi ve çatışmaların daha fazla ülke sınırına yaklaşmaması adına, sınır bölgesi çevresinde hendek kazı çalışmalarına başlandı.

Suriye’nin yanı sıra ölümcül saldırılarına Irak’ta da devam eden IŞİD’ın geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği çeşitli intihar saldırıları 20’ye yakın ölüm ve 40’a yakın da yaralanma vakası ile sonuçlanmıştır. Palmira antik kentini ele geçiren IŞİD’ın yapılan son açıklamalarında tüm kente bomba döşediği belirtilmiştir. Tüm bu gelişmelerin ardından, Ramazan Ayı’nın gelmesi ile birlikte terör örgütünün sözcüsü tarafından katliam çağrısı yapıldı. Hemen bu çağrı sonrasında örgütün Suriye’nin Haseke kentine yaptığı saldırılar sonucu 50 kişi yaşamını yitirmiştir. Saldırıların devam etmesi beklenmektedir.

2015 Yılı Nisan Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Yeni yılın ilk gününden beri sıcak geçen gündem, Mart ayında da aynı yoğunlukta devam etti.Ülke gündemini en çok meşgul eden olaylar; Nevruz kutlamaları, üniversitelerdeki öğrenci kavgaları, silahlı saldırılar ve soygunlar oldu.

Ülke genelinde birçok noktada kutlanan Nevruz, başta İstanbul ve Diyarbakır olmak üzere birçok şehirde çeşitli olaylara sahne oldu. İstanbul’da meydana gelen olaylarda polis kuvvetleri ile gruplar arasında yaşanan çatışmalarda bir kişi yaşamını yitirdi. Toplu taşıma araçlarına ve istasyonlarına saldırılarda bulunuldu. Şanlıurfa’da yapılan güvenlik araması sırasında bir araçta uzun namlulu silahlar ele geçirildi. Polis güçlerinin uyarı ateşi açmak zorunda kaldığı olaylarda, kent genelinde birçok yaralanma vakası olduğu bildirildi.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde Nevruz kutlamaları sırasında, farklı görüşleri savunan iki öğrenci grubu arasında gerginlik ve ufak çaplı bir arbede yaşanırken,İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki kutlamalar esnasında yaşanan arbede ise iki öğrencinin yaralanması ile sonuçlandı. Antalya Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan çatışmanın boyutu ise daha büyüktü.İl Emniyet Müdürlüğü durumu kontrol altına almak için çevik kuvvet ekipleri ve toma araçları ile müdahale etmek zorunda kaldı. Aynı üniversitenin farklı bir fakülte binası önünde el yapımı bomba tespit edilmesi de durumun ciddiyetini daha da yükseltti. Marmara Üniversitesi’nde de karşıt görüşleri savunan öğrenciler arasında yaşanan çatışmalarda polis müdahalesi yapıldı ve üç öğrencinin yaralanması ile sonuçlandı.

Ülke gündemini yakından ilgilendiren,çözüm sürecini sabote etme amacı ile planlanan bir canlı bomba eylemi,terör örgütü PKK üyelerinin hücre evine yapılan baskınla engellenmiştir. Geçtiğimiz ay ses getiren bir diğer olay ise, İBDA-C örgütüne yakınlığı ile bilinen ve çeşitli platformlarda IŞİD örgütünü desteklediğini belirten Adımlar Dergisi’nin bürosuna yapılan bombalı saldırı olmuştur. Kuruluşunu,19 Mart 2015’te, sosyal medya üzerinden yaptıkları bir açıklamayla duyuran Halk Savunma Birliği isimli örgüt bu saldırıyı üstlenmiştir.

Nijerya’da korku salmaya devam eden ve Mart ayının sonlarına doğru gerçekleştirdiği köy baskınında, 11 yaş ve altı, 500 çocuğu kaçıran Boko Haram örgütü, IŞİD örgütüne bağlılıklarını ilan etmiştir. Birçok coğrafyada etki göstermeye başlayan IŞİD, tüm dünyada ses getiren ve 23 kişinin ölümü ile sonuçlanan Tunus Bardo Müzesi saldırısını da üstlenmiştir. Bu silahlı saldırının ardından, Yemen’in başkenti Sana’da, Cuma namazı sırasında, iki farklı camiye bombalı saldırılar gerçekleştirmişlerdir.Bu saldırılarda,tamamı, karşı oldukları bir mezhebe mensup olan 142 kişi hayatını kaybetmiş ve en az 351 kişi yaralanmıştır.

Diplomatik anlamda Türkiye için de tehdit oluşturan IŞİD, İngiltere’de bulunan bir gözlemevinin yaptığı araştırmaya göre, örgütüne, son üç ay içerisinde 400 çocuk katmıştır. Türkiye üzerinden Suriye’ye geçerek örgüte katılmaya çalışanların sayısı geçtiğimiz ay yükseliş göstermiştir. Gaziantep’te, Fransa, Rusya, Kırgızistan ve Rusya uyruklu 6 kişi ve Endonezya vatandaşı 13 kişi yakalanmıştır. Şubat ayında örgüte katılan 3 İngiliz gencinin ardından, geçtiğimiz ay da 9 tıp öğrencisinin ülkemiz üzerinden geçerek örgüte katıldıkları bildirilmiştir. Elde edilen istihbaratlar sayesinde, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda 3 İngiliz vatandaşı, Ankara’da ise yine aynı milliyetten genç bir kadın, örgüte katılmadan yakalanmıştır.

Bu durum, dış basında ülkemiz prestijine de gölge düşürmeye sebep olmuş,İsrail hükümeti tarafından vatandaşlarına yapılan uyarılarda, tatil için gidilmemesi gereken ülkeler arasında Türkiye de yer almıştır.

Bu ay,ülke gündeminde, birçok silahlı saldırı haberi de yer buldu. Samsun’da,nüfus müdürlüğü binasında, başkasına ait bir kaydı talep eden kişi, olumsuz yanıt alması üzerine,pompalı tüfek ile saldırı gerçekleştirmek istemiş ancak görevlilerin müdahalesi sonucu etkisiz hale getirilmiştir.Polis yetkililerinin aldığı ihbar doğrultusunda, Gebze – İstanbul istikameti tem otoyolunda durdurulan bir araç içerisinde yüklü miktarda patlayıcı, ağır makineli ve zırh delici silahlar yakalandı. Konya’da, kurusıkı silah ve tüfeklerin namlularını değiştirerek yasadışı satış yapan bir şebekeye yapılan baskında yüksek miktarda mühimmat ve silah ele geçirilmiştir.