2016 Yılı Mart Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

İstanbul Sultanahmet’te yaşanan bombalı saldırının etkisi geçmeden, geçtiğimiz ay içerisinde bir bombalı saldırı da Ankara kentimizde yaşandı. Hava komutanlığı merkezine bomba yüklü araçla yapılan saldırı sonucu, yetkililer tarafından yapılan açıklamaya göre, 20’si askeri personel olmak üzere çok sayıda sivil vatandaş da yaşamını yitirdi. Saldırıyı, Aralık 2015’te Sabiha Gökçen Havalimanı’na saldırıda bulunan ve PKK terör örgütünün kolu olarak bilinen TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) üstlendi. Saldırı ile ilgili bir diğer çarpıcı nokta ise olayın gerçekleştiği lokasyonun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çok yakın bir noktada bulunması oldu. Ne yazık ki bu durum, terör olaylarının bölgesel olmaktan çıkarak, ülke genelinde etkisini göstermeye başladığına işaret etmektedir.
Bir diğer bombalı saldırı da İzmir kentinde bulunan jandarma komutanlığına yapıldı. Bu saldırıların ardından son olarak İstanbul’da bulunan bir üniversitenin kampüsünde bulunan şüpheli bir araçta bomba düzeneği yapımında kullanılan malzeme ele geçirildi.
Ülkenin doğu bölgesinde uzun süredir devam etmekte olan çatışmalar geçtiğimiz ay da hız kesmeden devam etti. Başta Diyarbakır’ın Sur ilçesi ve Şırnak’ın Cizre ilçesi olmak üzere; Doğu Anadolu bölgesinde gerçekleşen sokağa çıkma yasakları, şehir merkezlerinde kazılan hendekler ve güvenlik güçleri ile yaşanan yoğun çatışmalar, bölgede yaşayan vatandaşları başka şehirlere göç etmeye zorlamıştır. Durumun vahameti, Birleşmiş Milletler nezdinde de gündeme alınmıştır. Özellikle sivillerin can kaybında büyük bir artış olması, yaşanan olayların ciddiyetini farklı bir boyuta taşımıştır. Yazılı ve sözlü basında yer alan ateşkes haberlerine rağmen doğu bölgesinde yaşanan olaylar, özellikle yaşanan bombalı saldırıların da ardından, ülkenin tüm bölgelerine sıçrama telaşı yaratmıştır.
Devlet yetkililerinin halkı dikkatli olmaları konusunda sözlü ve yazılı şekilde uyarmaları durumun hassasiyetini gözler önüne sermektedir. Özellikle emniyet yetkililerinin yaptığı açıklamalarda; İstanbul genelinde başta metrobüs durakları olmak üzere tüm toplu taşıma alanlarında bombalı saldırı olaylarına karşı son derece dikkatli olunması gerektiğini belirtmişlerdir.

Uluslararası platformda da özellikle ülkemizi yakından ilgilendiren bir terör olayı daha yaşanmıştır. Somali’de, Daallo Havayolları Mogadişu-Cibuti uçuşunda dizüstü bilgisayarı içerisine gizlenmiş bir bomba düzeneğinin patlaması tüm dünya genelinde ses getirdi. Resmi olmamakla birlikte saldırıyı El-Şebab terör örgütünün düzenlediği düşünülmektedir. Bomba düzeneğinin uçak içerisine havalimanında çalışan personelin yardımı ile sokulduğu saldırıda, saldırıyı gerçekleştiren yolcunun aslında iptal olan Türk Hava Yolları seferine bilet almış olması ülkemizi yakından ilgilendiren kısmı olmuştur.Uçuşun iptal edilmesi sebebiyle yolcu Daallo Havayollarına transfer edilmiş ve bu sayede Milli havayolumuza düzenlenmesi planlanan bu saldırı şans eseri başka bir havayoluna yapılmıştır.Bu saldırı, personelden gelebilecek iç tehdidin gerçekliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Yakın geçmişte Rus havayolu Metrojet’e yapılan saldırının da iç tehdit yolu ile gerçekleştiği göz önüne alındığında, bu tür bir güvenlik açığının tekrar yaşanmaması adına gerekli aksiyonların alınması hayati önem taşımaktadır.

Yaşanan tüm bu gelişmelerin ışığında, güvenlik anlamında kendimizi bilinçli hale getirmemiz son derece büyük bir öneme sahiptir. Terör eylemlerinin bu denli günlük hayatımızın içine girmesi, her şeyden önce güvenlik bilinci ile hareket etmeyi zaruri hale getirmiştir. Terör olayları dünyanın neresinde olursanız olun gerçekleşiyor ve ne yazık ki bu olayların etkisinden zarar görmeden korunmak için kesin bir çözüm yok. Fakat belli başlı adımları izleyerek bu riski azaltma şansınız bulunabilir.

2016 Yılı Şubat Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Terörün, neredeyse 2015 yılının başından beri tüm dünyayı din, dil, ırk ya da milliyet gözetmeksizin hedef aldığı gerçeği Ocak ayı içerisinde de ulusal ve uluslararası platformda bir kez daha görüldü.
Çatışmaların uzun süredir devam ettiği, neredeyse iki aya yakın bir süredir sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı, gerek sivil gerekse güvenlik güçlerinin yaşamlarını yitirdiği ülkenin doğu bölgesinde, geçtiğimiz ayda da benzer durumlar meydana geldi.
Kolluk kuvvetlerinin servis beklediği bölgelere silahlı saldırılar düzenleyerek çok sayıda asker ve polisin şehit düşmesine sebep olan terör örgütü, özellikle Diyarbakır’da bulunan İlçe Emniyet Genel Müdürlüğü binasına yaptığı bombalı saldırı ile ülke gündeminin değişmesine sebep oldu.

Yaşanan bu terör olayının etkileri henüz geçmeden, tüm dünyada ses getiren bir diğer terör olayı ise; İstanbul’un turizm merkezi olarak kabul edilen Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleşti. Sorumlusunun IŞİD olarak gösterildiği canlı bomba saldırısında, birçok turist yaşamını yitirirken, canlı bombayı önceden fark eden tur rehberinin çevredeki kişileri uyarması daha fazla can kaybını engelleyen tek sebep oldu.
Mısır’ın başkenti Kahire’de çoğunluğu İsrail vatandaşlarından oluşan bir turist grubunun konakladığı otele silahlı saldırıda bulunan IŞİD, saldırıdan bir gün sonra ise Mısır’ın turizm açısından önemli olan bir diğer kenti Hurgada’da bulunan bir otele silahlı saldırı düzenledi.

2015 Kasım ayında Paris’te düzenlediği eş zamanlı saldırıların aynısını bu kez de Endonezya’nın başkenti Cakarta’da düzenleyen IŞİD, şehrin 6 farklı yoğun bölgesinde bombalı saldırılar düzenlemiş ve daha sonrasında silahlı saldırılar ile çatışmalar gerçekleştirmiştir.

IŞİD düzenlediği saldırılar ile kıtalararası bir etki yaratırken, bu saldırıların hemen ardından bir diğer terör örgütü El Kaide’nin Afrika kolu, Burkina Faso’da yüzden fazla insanın rehin tutulduğu bir otel baskını düzenleyerek onlarca kişinin ölümüne sebep olmuştur. Otelin hedef olarak seçilmesindeki en temel sebep ise konaklayan misafirlerin çoğunlukla batılı diplomatlardan oluşması olarak gösteriliyor.

Yaşanan olaylar ne yazık ki terörün hız kesmeden devam ettiğini doğruluyor. Son dönemde yaşanan olayların ortak noktası ise turistik bölgelerin ve eğlence alanlarının hedef olarak seçilmesi. Özellikle IŞİD’in düzenlediği eş zamanlı saldırılar bu tespiti doğrular nitelikte. Bu bağlamda gerek kişisel güvenliğiniz gerekse başkalarının güvenliği açısından, çevrenize daha duyarlı yaklaşmanız ve güvenlik bilinci ile hareket etmeniz önem arz etmektedir.Sultanahmet Meydanı’ndaki saldırıda canlı bombayı önceden tespit edip insanları uyaran tur rehberi, bu duruma verilecek en iyi örnek olabilir.

Terör saldırılarında görülen bir diğer trend ise; otel saldırıları olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerek bu sayımızda belirttiğimiz saldırılar gerekse Mali-Bamako’da yaşanan geçmiş terör saldırısı gibi olaylar, güvenlik konseptini farklı bir şekilde ele alıp değerlendirme yapmanızı gerektirebilir. Özellikle Burkina Faso’da yaşanan otel saldırısında görgü tanıkları, teröristlerin günün erken saatlerinde otele gelerek lobi bölgesinde ve otelin karşısında bulunan restorantta uzun bir süre vakit harcadıklarını belirtmişlerdir.

Güvenlik bilinci ile yaklaşım ve şüpheli işaretlerin tespiti ve yorumlaması konusunda kendini geliştirmiş bir birey, bu tarz bir olay ile karşı karşıya kalması durumunda olayların henüz gerçekleşmeden engellenmesinde önemli bir rol üstlenebilir.

Bu bağlamda çevremizde olup bitenlerin farkında olmak ve olayları farklı açıdan ele almak, kendimizi güvende tutmamızın en temel unsuru olmaktadır.

2016 Yılı Ocak Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

2015 yılının sonlandırdığımız geçtiğimiz ay içerisinde, hem ulusal hem uluslararası boyutlarda birçok terör saldırısı gerçekleşti ve gündem haberlerinde yerini aldı. Uzun süredir çatışma ortamının devam ettiği Cizre ilçesinde bir uzman çavuş, teröristlerin roketatarlı saldırısı sonucu şehit düştü. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçeleri ile Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bölücü terör örgütü üyelerine yönelik sürdürülen operasyonlarda, 18 teröristin etkisiz hale getirildiği bildirilirken, bu olaydan bağımsız olarak Şırnak’ın İdil ilçesinde hendek ve barikatların bulunduğu Yeni Mahalle’de meydana gelen LPG tüpü patlamasında 3 kişinin hayatını kaybetmesi üzerine bölgede güvenlik güçleri ile teröristler arasında çatışma yaşandı. Tüm bu olayların yanısıra Türk Silahlı Kuvvetleri, Cizre’nin 3 stratejik bölgesinde terör örgüt PKK’ya karşı operasyon düzenleyerek, bir teröristi daha etkisiz hale getirdi. Olaylar esnasında Şırnak valiliği tarafından Cizre ve Silopi’de ilan edilen sokağa çıkma yasağı devam ederken ilçeden silah ve patlama sesleri yükselmeye devam etti ve yoğun çatışmalar yaşandı. Durum üzerine ilçeye giriş ve çıkışlar kapatıldı. Öte yandan, ilçeden ayrılmak isteyen bazı vatandaşlara terör örgütü üyelerinin izin vermediği, teröristlerin bazı evleri ateşe verdiği kayıtlar arasında yerini aldı. Ülke gündemi sıcaklığını korurken Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yeniden sokağa çıkma yasağı ilan edilmesinin ardından bu durumu protesto etmek amacıyla toplanan kitleye polis havaya ateş ederek ve gaz bombalarıyla müdahale etti. Grubun da polise taşlı saldırıda bulunması üzerine çıkan olaylarda iki kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Bu olaylar ardından, Bitlis’te PKK’lı teröristlerce el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 1 askerin şehit olduğu ve 9 askerin yaralandığı öğrenilirken, Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki çatışmalarda yanarak ağır hasar gören Kurşunlu Camii yakınlarında tuzaklanan bir bombayı etkisiz hale getirmeye çalışan Haydar Çetin adlı polis memuru, uzaktan açılan ateşle şehit düştü.

Ülke gündemi sıcaklığını korurken, benzer saldırı haberleri küresel basında da yer almaya devam etti. İstihbarat merkezlerinin edindiği bilgilere göre, IŞİD’in intihar timini Libya üzerinden İtalya’ya gönderdiği ve saldırı hazırlığında olduğu öğrenildi. Suriye‘de, kontrolü altındaki çatışma bölgelerine yönelik koalisyon güçlerinin hava saldırıları sonrasında misilleme eylemlerine başlayan, Paris‘te eş zamanlı eylemlerle son yılların en büyük terör saldırısını düzenleyen terör örgütü IŞİD‘in, yılbaşı ya da yeni yıla yakın günlerde Avrupa‘da büyük bir eylem hazırlığı yaptığı öğrenildi. IŞİD‘in son dönemde eylemlerinin arttırması nedeniyle çatışma bölgelerindeki faaliyetlerini yoğunlaştıran istihbarat birimleri, örgütün henüz Avrupa‘da yerleri tam olarak belirlenemeyen kiliselerle, eğlence amacıyla toplanılan yerleri hedef aldığı ve intihar saldırısı düzenlemeyi amaçladığını bildirdi.

Afganistan’ın Kandahar kentinde Taliban adlı terör örgütünün, Kandahar havaalanı kompleksine saldırı düzenlediği kaydedildi. Saldırı ardından çıkan çatışmalarda 10 asker, 2 polis ve 38 sivil olmak üzere ölü sayısının 50’ye ulaştığı bildirildi. Bakanlık, 37 kişinin yaralandığını ve 11 Taliban militanının da öldürüldüğünü belirtti. Tüm bu olayların yanısıra, basına yansıyan ABD’nin California eyaletinin San Bernardino kentindeki bir engelli merkezinde maskeli 3 saldırganın uzun namlulu silahlarla gerçekleştirdiği saldırı haberi ile gündem sarsıldı. Olayda 14 kişi hayatını kaybederken 18 kişinin de yaralandığı, edinilen bilgiler arasındaydı. Saldırıyı gerçekleştirdikten sonra siyah bir araçla olay yerinden kaçmaya çalışan saldırganların yolunun polis tarafından kesildiği ve çıkan çatışmada, 2 saldırganın öldürüldüğü belirtildi. Bu saldırılar dünya genelinde etkisini sürdürürken, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) Somali’nin başkenti Mogadişu’da görev yapan bir personelinin silahlı saldırıda öldürüldüğü öğrenildi. BMMYK’dan yapılan açıklamada, “Amina Noor Mohamed” isimli personelin, içinde bulunduğu araca ateş açılması sonucu hayatını kaybettiği ifade edildi. Silahlı saldırıda başka bir insani yardım kuruluşu için çalışan ve aracı kullanan kişinin de hayatını kaybettiği belirtildi.

Ne yazık ki ulusal ve uluslararası boyutlarda mücadele ettiğimiz terör olayları dur durak bilmeden devam etmekte. Bu bağlamda, teröristlerin gerçekleştirmeye çalıştığı halka korku salarak düzeni ve huzuru bozma amaçlarını gerçekleştirmelerine göz yummak ve karşı koymamak, huzur ve barış ortamının sağlanmasında büyük engel teşkil etmektedir. Bu sebeple etrafımızda olup bitenlerin farkında olmamız ve birer birey olarak gerekli hassasiyeti göstererek bilinçlenmemiz, toplumsal düzenin korunması açısından büyük önem arz etmektedir.

2015 Yılı Aralık Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

2015 yılının ilk gününden beri ulusal ve uluslararası boyutta devam eden terör olayları, 2015’in sonuna yaklaşırken de tüm hızıyla devam etti.

Uzun süredir ülke gündeminden düşmeyen terör eylemleri, geçtiğimiz ayda da ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesinde gerçekleşmeye devam etti. Seçim öncesi ülke genelinde yapmış olduğu saldırılarla gerilimi had safhaya taşıyan PKK, genel seçimler dolayısıyla kısa süreliğine yaptığı ateşkesi bozarak eylemlerini sürdürdü. PKK’nın, Hakkâri’de bulunan askeri birliğe yaptığı taciz saldırısında herhangi bir can kaybı veya yaralanma olmadığı bilgisi kayıtlarda yer alırken, bu hadisenin devamında başlatılan operasyonlarda 31 terörist etkisiz hale getirildi ve 2 asker şehit oldu. Bu olaylardan bağımsız olarak, seyir halinde bulunan askeri konvoya yapılan silahlı saldırı sonucunda da 1 polis memuru ile 1 asker şehit düştü.

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde güvenlik sebebiyle uygulanan 12 günlük sokağa çıkma yasağı, ülke genelinde toplumun dikkatini çeken en önemli olay olarak karşımıza çıkıyor. Bu yasak sırasında çıkan çatışmalar sonucu 2 vatandaş yaşamını yitirirken, yasak sonrası açılan hendeklerin kapanması ve kurulan barikatların kaldırılması çalışmalarında görevlendirilen güvenlik güçlerinden 2 polis memuru ve 1 asker şehit düştü.

Van’da güvenlik güçlerinin aldığı istihbarat doğrultusunda gerçekleştirdiği operasyonda, teröristlerin kaldığı eve yapılan baskın sonucu 1 askerin şehit düştüğü kayıtlara geçti. Mardin’de ise seyir halinde bulunan zırhlı araca yapılan bombalı saldırı sonucu 3 polis memuru ve 1 sivil vatandaş yaşamını yitirdi.

Kasım ayında PKK örgütünün gerçekleştirdiği eylemlerde etkili olduğu bir diğer şehrimiz ise Şırnak oldu. Örgütün güvenlik güçlerinin güzergâhına döşediği mayın ve uzaktan kontrol edilebilen patlayıcılarla, iki ayrı bölgede gerçekleştirdiği saldırılarda toplamda 4 polis memuru şehit oldu. Teröristlerin polis aracına yaptığı roketatarlı saldırıda ise, ateşlenen roket polis aracı yerine hastaneye isabet etti. Şans eseri can kaybı ya da yaralanma olayı yaşanmazken, olay sonucunda büyük bir kargaşa yaşandı. Bu olayın üzerine bölgeye gelen güvenlik güçlerine yapılan saldırı sonrası çıkan çatışmada ise 1 polis memuru şehit oldu.

Terör, ülkenin doğu bölgesini kana bularken, İzmir’de güvenlik güçlerinin takibi altında bulunan PKK’lı terörist, ormanlık alana gömdüğü 18 kg C4 tipi patlayıcı, 10 adet el bombası ve 1 adet tetikleyici düzeneği çıkartmaya çalışırken suçüstü yakalandı. Yetkililer tarafından yapılan açıklamada; teröristin, yakalanmasaydı 10 Kasım törenlerine saldırıda bulunacağı iddiasında bulunduğu belirtildi.

PKK kanadı dışında IŞİD örgütünün de etkisini sürdürmeye çalışması, gerek yerel gerekse küresel anlamda gerçekleştirilen eylemlerle büyük ses getirdi. Gaziantep’te, Suriye sınırından ülkeye geçmeye çalışan 4 IŞİD militanının, görevli askerlerin yaptığı uyarıları göz ardı ettiğinden dolayı açılan ateş sonucu etkisiz hale getirildikleri kayıtlara geçti. Bununla birlikte; Diyarbakır, Gaziantep, Bolu ve İstanbul gibi kentlerde IŞİD örgütüne karşı başlatılan operasyonlarda, 7 örgüt üyesi ölü ele geçirilirken örgüt bağlantısı bulunan 24 kişi gözaltına alındı. Yapılan operasyonlar sonucu; toplamda 19 uzun namlulu silah, 170 el bombası, 51 el yapımı patlayıcı, 98 tabanca, 81 tüfek, 341 kilo patlayıcı, 18 bin  fişek ile 42 kesici alet ve 50 canlı bomba yeleği ele geçirildi. Ayrıca İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bulunan güvenlik ekipleri aldıkları istihbarat doğrultusunda; Fas üzerinden ülkeye girmeye ve buradan Almanya’ya gitmeye çalışan IŞİD üyesi 8 kişiyi gözaltına aldı.

IŞİD, bugüne kadar gerçekleştirdiği saldırılara geçtiğimiz ayda yenilerini ekledi. Terör örgütü, sosyal medya hesabından 200 tane Suriye vatandaşı çocuğu kurşuna dizdiği videoyu yayınlayarak propaganda yapmaya devam etti. IŞİD, bu yayının ardından Mısır’ın Kuzey Sina bölgesinde bulunan polis merkezine gerçekleştirdiği bombalı saldırı ile en az 3 kişinin yaşamını yitirmesine ve birçok sivilin ve polis memurunun yaralanmasına yol açtı.

Örgüt, tüm dünyada ses getiren ölümcül saldırısını yine Mısır’da gerçekleştirdi. Rusya bayraklı Metrojet Havayolları’nın, Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinden havalanan ve St. Petersburg’a giden uçuşuna yaptıkları bombalı saldırı ile 224 kişi yaşamını yitirdi. Patlama ile ilgili en çarpıcı nokta ise; bombanın düşürülen uçağa havalimanı çalışanı tarafından yerleştirilmesi olarak karşımıza çıkıyor.

IŞİD, bu saldırının ardından; Irak’ın Bağdat kentinde düzenlenen bir cenaze törenine intihar saldırısı düzenleyerek 18 kişinin yaşamını yitirmesine ve 41 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta ise; gerçekleştirdikleri iki ayrı intihar saldırısı sonucu 43 kişi yaşamını yitirirken 200’den fazla kişi de yaralandı. Tunus’un başkenti de örgütün terör eylemlerinin gerçekleştiği bir diğer şehirdi. IŞİD, devlet bakanlığının koruma personelinin servis toplanma noktası olarak kullandığı otobüs durağına yaptığı bombalı saldırı ile 13 kişinin ölümüne sebep oldu.

Ortadoğu’da bu saldırılar ile eylemlerini sürdüren IŞİD, Avrupa’nın 11 Eylül’ü olarak adlandırılan Fransa tarihinin en ölümcül terör saldırısına imza attı. Eş zamanlı düzenlenen ve 7 farklı noktaya yapılan bombalı ve silahlı saldırılar sonucu 129 kişinin yaşamını yitirdiği Paris saldırılarında 300’den fazla kişi de yaralandı. Şehrin yoğun bölgelerinde başlattığı silahlı saldırılarını, milli takımlar arasında oynanan dostluk maçının gerçekleştirildiği stadyum çevresinde bombalı saldırılar ile devam ettiren örgüt, başka bir bölgede gerçekleştirilen konser alanını basarak 100 kişiyi rehin almıştır. Rehineleri öldürdükten sonra, başkent sokaklarında saldırılarına devam eden teröristler kaçmayı başardıktan üç gün sonra yetkililerce etkisiz hale getirilmiştir.

Bu saldırılar dünya genelinde etkisini sürdürürken; Afrika ülkesi Mali’nin başkenti Bamako’da bulunan bir otelde ise rehin alma krizi, küresel anlamda etki yarattı. Yapılan açıklamalara göre; otele diplomatik plakalı bir araçla giren silahlı saldırganlar, içeride bulunan 170 kişiyi 9 saat boyunca rehin tuttular. Güvenlik ekiplerinin başlattığı operasyon sonucu; rehineler kurtarılırken, ölü ele geçirilen saldırganların rehinelerden 21 kişiyi öldürdüğü belirtildi. Sosyal medya hesabından yapılan bir açıklamada; saldırıyı El Kaide’ye bağlı radikal bir grup üstlenmiştir.

Görüldüğü üzere; hem yerel hem küresel olarak terörle başladığımız bir yılı ne yazık ki terörle kapatmak üzereyiz. Bu bağlamda, zaman ve mekan gözetmeden eylemlerini gerçekleştiren teröristlerin amacı olan, “toplumların kaos içerisinde yaşaması” durumuna göz yumulmaması çok önemlidir. Bunun yerine, gerek bireysel gerekse toplumsal anlamda bilinçlenmeli ve bu tür olaylara karşı nasıl aksiyon alınması gerektiği hakkında donanım sahibi olunması son derece önemlidir.

2015 Yılı Kasım Ayı Güvenlik Değerlendirmesi

Ülke genelinde 2015 yazından beri süregelen terör olayları, ne yazık ki geçtiğimiz ay da devam etti. Ankara’daki barış mitingi sırasında iki canlı bombanın gerçekleştirdiği intihar saldırısı, 102 kişinin yaşamını yitirmesine, 250’den fazla insanın da yaralanmasına yol açarken, ülke tarihinin de en kanlı terör saldırısı olarak kayıtlara geçti. Dünya genelinde de ses getirirken saldırı sonrası başlatılan geniş güvenlik operasyonları sonucu, saldırının sorumlusu olarak IŞİD gösterilmiş ve birçok şehirde gözaltına alınan canlı bombalar, ülkede saldırıların devam edeceği endişesini yaratmıştır.

Ülkenin doğu ve güneydoğu kesimi de terör olaylarına tanıklık etmiştir. Diyarbakır kentinin çeşitli ilçe ve mahallelerinde sokağa çıkma yasağı uygulanmasının ardından, güvenlik güçleri ile PKK mensubu teröristler arasında çıkan çatışmada 4 terörist ölü olarak ele geçirilmiştir. Batman kentinde de yine PKK ile yaşanan çatışmalar sonucunda 4 tane terörist yaralı olarak ele geçirilmiştir. Mardin’de ise terörle mücadelenin boyutu daha çarpıcı bir hal almıştır. Şehir genelinde uygulanan sokağa çıkma yasağı esnasında düzenlenen operasyonlarda; 21 teröristin etkisiz hale getirildiği ve 2800 kg patlayıcının ele geçirildiği yetkililer tarafından açıklanmıştır.

Ekim ayının sonlarına doğru seçim sürecine yaklaşılmasından dolayı, toplumun genelinde terör saldırılarının azalacağı öngörülüyordu. Fakat beklenenin aksine, saldırılar, ay sonuna kadar devam etti. Diyarbakır kentinde askeri konvoya yapılan mayınlı saldırı, Van kentinde jandarma karakoluna yapılan bomba yüklü ve roketatarlı saldırı, Şırnak’ta güvenlik güçlerine yapılan silahlı saldırı, Hakkari’de askeri operasyon sırasında çıkan çatışma ve Tunceli’de askeri konvoya yapılan bombalı saldırı ile birlikte toplamda 39 asker yaralanmış ve 6 asker ise şehit düşmüştür.

Terör,uluslararası platformda da ne yazık ki aynı şekilde devam etti. Somali’nin başkenti Mogadişu’da hükümet yetkililerinin konakladığı bir otelin yakınlarında meydana gelen bombalı saldırıda 11 kişi yaşamını yitirdi. Saldırıyı üstlenen Eş-Şebab örgütü, saldırının yapıldığı lokasyonu, devlet yetkililerini hedef aldıklarından dolayı, bilinçli olarak otel çevresinde seçtiklerini belirtmiştir. Nijerya’da ise Boko Haram, Ekim ayının son haftasında 4 ayrı canlı bomba saldırısı düzenlemiştir. Boko Haram’ın Ekim ayı boyunca gerçekleştirdiği canlı bomba saldırıları ile yaşamını yitirenlerin sayısı 120 kişi olarak açıklanmıştır. Yemen’de ise yönetimdeki hükümetin ofis olarak kullandığı otele, yönetim karşıtı gruplar tarafından yapılan roketatarlı saldırıların sonucunda 20 asker yaşamını kaybetmiştir.

Ulusal ve uluslararası anlamda etkisini devam ettiren terör, zaman, mekan, din, dil ya da ırk gözetmiyor. Bu nedenle terör ile ilgili göz önüne alınması gereken en önemli nokta, teröre ve terör olaylarının gerçekleşmesine karşı varsayımda bulunulmaması gerçeğidir. Dolayısı ile amacı toplumu yıldırıp bireylere korku yaşatmak olan terörizme karşı daha gerçekçi yaklaşmak ve bu duruma karşı bilinçlenerek yaşamın her anında güvenlik bilinci ile hareket etmek büyük bir önem taşımaktadır.